Günler öncesinden ‘çanakçılarına’ söyletti.
Çarpıcı açıklamalar yapacakmış!
Gerçekleri ortaya dökecekmiş!
Belgeler ortaya koyacakmış!
Merak ettik, hangi ‘yalanlarla bezenmiş hayalleri’ kaldı diye…
Geçti kameraların karşısına.
Pür dikkat kesildik ekrana..
Yine aynı teraneleri saydırdı.
Lakin;
O kadar ciddiyetsizdiki;
O kadar alaycıydıki;
O kadar üstten bakıştıki
* Kulübün en vahim durumunu anlatırken bile sık sık gülmekten imtina etmedi.
* Çoğu konuda samimiyetsizdi. Kongrede verdiği sözleri bile unuttu.
* Kendini sorumlu tutmamak için herkesi suçladı. Bu başarısızlığın bir suçlusu da “kulübün malzemecidir” diyecek diye beklemedim değil.
* Eskiyi överek şirin gözükmek istedi. Sonra döndü hep eskiye sövdü durdu.
Neden gittin?
Sormak lazım.
O kadar başarılıydın.
Sen herşeyi elinden geleni yaptın.
E ne diye soru almadın?
E ne diye kaçar gibi gittin?
Herşeye cevap vermedin?
iPad dedim diye kızanlara gelsin;
Sayın Usta bir anısını anlatırken maçı, “iPad’den izliyorum” demişti. İşleri vesilesiyle İngiltere uçağına binmiş, burada iPad’ini açıp takip etmiş. Sonra bende bunu eleştirip, “iPad’den bir başkan maç izlemez! O kulübün başkanıysan takımının yanında olacaksın” demiştim.
O günlerde..
Vay efendim sen bunu nasıl yazarsın?
Vay efendim başkanın işleri olmayacak mı?
Diye beni yerden yere vuranlara şimdi diyorum ki;
Yahu siz haklısınız.
Yahu siz doğrusunuz.
O ki Sayın Usta, Kulübe icra geldiğini yanında onu takip eden gazetecilerden öğrendi! Vallahi siz haklısınız! Benim dediğim, benim bahsettiğim başkan profilini, sittin sene sayın Usta beceremez. Sittin sene o profilde bir başkan olamaz!