Arif Çetin
Olmadı Sadi Hoca!
Sadi Tekelioğlu… Trabzon'un ülke futboluna sunduğu bilgi hazinelerinden. Birikimlerden faydalanmayan yok. Futbolun her kademesinde görev almış, başarılar kazanmış. Trabzonspor'da da A takım hocalığı yapmış. Bafraspor ile devam eden ilişkisi dostane bir şekilde sonlandırılarak, Ömer Eyüpoğlu'nun yerine Trabzonspor altyapısında yeniden görev almış.
Sadi Hoca, hafta içerisinde düzenlediği basın toplantısında Şenol Güneş'e eleştiriler yöneltti. Tekelioğlu'nun Trabzonspor adına konuşma hakkı her zaman vardır. Şenol Güneş, Özkan Sümer, A.Suat Özyazıcı, Hami Mandıralı, Ünal Karaman ve Fatih Tekke gibi Trabzonspor'u bu güne getiren değerlerden birisidir.
Ancak; ülsup, zamanlama, mekan vb. gibi nedenlerle pek de hoş olmadı. Trabzonspor'da yeni yönetim göreve gelmiş, lig henüz başlamamış, kulübün transferler politikası eleştirilse de 1461'in hocası ve beş oyuncusu Trabzonspor'a katılmış. Yani her şey yeni ve hassas…
Değerli Hocam, sizden beklentimiz yara sarmak, korumak, kollamaktır. Gidenin ardından saydırmak, yeni gelene aba altından sopa göstermek, artık "demode hareketler" olarak tanımlanıyor. Unutmayın ki, yarın sizde buradan ayrılacaksınız. Siz yapmayın ki, sizden sonrakiler de size yapmasın.
HEYECANLI YÖNETİCİLER.
Yönetimin başlangıçta aldığı profesyonelleşme kararı, kameraların büyülü objektiflerine yenik düşmek üzere. Trabzonspor'un göreve getirdiği bir Futbol Genel Direktörü var. Bu isim, camiada sevilen ve ön önemlisi de saygı duyulan birisi. Takım kaptanlığı, A Milli Takım yardımcı hocalığı, A Takım Yardımcı Antrenörlüğü, A Takım Hocalığı ve Sportif Direktörlük yapmış Ünal Karaman.
Özellikle de Trabzonspor Başkanı ve Başkan Yardımcısı'nın demeçleri, hem kendilerini hem de kulübü zor durumda bırakıyor. Her ikisinin de Trabzonspor'a en iyisini kazandırmak adına harcadığı mesaiden zerre kadar kuşkumuz yok. Futbol Genel Direktörü'nün ihtiyatlı yaklaşımına karşın, yönetimin başındaki iki isim heyecan içerisinde. Bırakın bu işleri göreve getirdiğimiz Futbol Genel Direktörü yapsın. Siz diğer konularla ilgilenin.
Yöneticiler; "Aldık, alıyoruz, dünya yıldızı, süper golcü" diyor. Futbol Genel Direktörü ise " Antremanda görmediğinize inanmayın" diyor. Aradaki fark net olarak ortada.
TRANSFER POLİTİKASI
Diyeceksiniz ki, ortada plan, program ve politika namına hiçbir şey yok. Evet, yönetimin başlangıç noktası ile gelinen nokta arasında fazlaca farklılık var.
TFF'nin belirlediği transfer dönemi bellidir. Bu süre zarfında her şey yapılabilir. Ama görüyoruz ki, yıllardır yapılan yanlışlar aynen devam ediyor. Bu yanlış, her yönetimin, her hocanın ortak zorluğu.
Transferler sezon öncesi hazırlık kampı öncesinde tamamlanamadı. Ersun Yanal'ın ilk sezonunda bu hassasiyet göz ardı edilmedi. Ancak, sonrası yine aynı. Sadece Trabzonspor'un değil, Türk futbolunun ortak sorunu. Bizde transfer Temmuz'da başlıyor. Avrupa'da ise, Haziran'da her şey bitiyor.
Yabancı kontenjanından kaynaklanan problemlerin getirdiği panik durumu atlatılamadı. Takımın en sorunsuz ve mevcutlar içerisindeki en verimli ismi Celustka'nın, Bosingwa'ya kurban edilmesi üzücü. Maluoda ve Bosingwa'ya karşı değilim. Ancak, Yusuf Erdoğan ve Kadir Keleş'in kaybolup gitmesine, Olcan Adın'ın, Adrian'ın küstürülmesine de razı değilim.
MALUODA ve BOSİNGWA!
Maluoda ve Bosingwa ikilisinin, Marcelinho & Kiki Musampa gibi olmaması en büyük dileğimizdir. Hatırlarsanız, Marcelinho'nun mevki seçme lüksü yüzünden, Trabzonspor'a gelmiş geçmiş en iyi yabancılardan birisi olan Miroslaw Szymkowiak gerçek mevkisi dışında görevlendirilmiş ve futbola küstürülmüştü.
Hem Maluoda hem de Bosingwa, bordo mavili formayı ıslatan sıradan isimlerden birisidir. Kendilerini kulübün üzerinde hissetmemeliler. Diğer oyuncularla aralarında hiçbir fark yok. Trabzonspor taraftarı elde iken değerini bilmiyor, kaybedince ahlar, vahlar… Yakın dönemde bunun birçok örnekleri var. Bahçeye yeni gelen çiçekleri koruyalım derken, zemindeki çimleri yok etmeyelim.
***
2013-2014 sezonunun sağlık, mutluluk ve helal başarı getirmesi dileğiyle...