Haber 61’den; 20 Nisan 2010 tarihinde yazmış olduğum bir yazıda eğer gerekli önlemler alınmaz ise, ülke futbolunun bitme aşamasına geldiğini hatta 2016 Avrupa şampiyonasına kadar futbolun iflas edeceğini belirterek, diğer branşlarda ki federasyonlarla ilgili de katı radikal kararlar alınmasını,  önlem alınmaması halinde sporun Türkiye’de başarı anlamında yok olacağını belirtmiştim.

Geldiğimiz bu günde Türkiye de spor federasyonlarının hemen hemen tamamına yakını başarı anlamında sıfırı çekmiş durumdadır. Burada alınan başarısızlıkların tamamı federasyon yöneticilerinin yanlış uygulamaları ve seçimlerinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca spor bakanlığımızın da bazı uygulamalarda geç kalması herşeyi bitme aşamasına getirmiştir.

Türkiye’de sporu yönetenlerin büyük çoğunlunun spor yöneticiliği ile hiç ama hiç alakaları yok, bazıları sadece egolarını tatmin için o yerleri işgal ediyor, bazılarının ise makam mevki gezip tozmanın peşinde spor onlar için araç olmuş durumda, yani Türk sporu kimsenin umurunda değil o zaman neden başarı bekleniyor ki! Kafalar yani beyinler değişmediği sürece bu başarısızlıklar devam edecektir.

Spor alanlarında özellikle Futbol maçlarında terörü bitirmek için paso lig uygulamasını getirdiler sonucu hep birlikte görüyoruz, stadlar bom boş seyir anlamında tadı tuzu kalmadı, boş tribünlere futbolcularda oynadıkları oyundan zevk almıyorlar bunu açıkca görebiliyoruz.

Ülkemizde futbolun çöküşe geçmesinin önemli nedenlerinden biri de hakem faktörüdür. Maalesef hakemler görevlerini yaparlarken çok büyük baskı altında kalıyorlar, bazen yaptıklarıyla taraftarlara saç baş yoldursalar da bazende  komik durumlara da düşmüyor değiller ama verdikleri veya vermedikleri kararlarla diğer kulüplerin canını yakıyorlar. Sporcular nasıl olsa bu hakem bizi yendirecek deyip meziyetlerini hiç ama hiç kullanmıyor, bu da sporcunun en azından psikolojik olarak yıpranmasına zamanla yeteneğinin kaybolmasına neden olan faktörlerdendir.

Ülkemizde özellikle profesyonel düzeyde görev yapan hakemlerin baskı altından kurtulmaları amacıyla yeni düzenlemelerin yapılması kaçınılmazdır. Ne olursa olsun veya neye mal olacaksa olsun hakemler aynen hakim ve savcılar gibi bağımsız bir organizasyon üzerinden idare edilmelidirler. Yani tüm profesyonel hakemlerin kurumsal bir adresi olmalıdır bu da “Türkiye Profesyonel Hakemler Federasyonu” dur. Hakemler tüm eğitimlerini  buradan almalı, atanacakları maçlarda bu merkezden yapılmalıdır.

Hakemlerimiz özellikle büyük kulüplerin baskı, tehdit ve tacizlerinden  kurtarılmadıkları  sürece kimse Türk futbolunun geleceğinden başarı beklemesin.