Trabzon’da 24 mart 2012 tarihinde “Trabzon Ekonomisi” yeniden masaya yatırlacak. Davetler yapıldı. Trabzon’un kanaat önderleri, STK temsilcileri fikirlerini söyleyecekler.

Trabzon’un nüfusu azalmaya devam ediyor. Yani göç sürüyor.
Bu sonucu Trabzon’un yalnızca ekonomik yetersizlikleri ile imarından- ulaşımına- hava kirliliğine kadar sosyal ve kültürel düzeyimizin yarattığına kuşku yok.

Yerelin kendi sorunlarını çözmek için çaba harcaması bu anlamda çok önemli.
Trabzon ekonomisi 24 Martta ele alınırken sektörel bir sınır yok.
Tarımdan- ihracata, turizmden – sanayiye… Trabzon ekonomisini etkileyen tüm eğilimlerde, söyleyecek sözü olana söz verilmesi öngörülüyor.

Bu toplantının bir çalışma ilkesi (metodolojisi- yöntemi) olması gerekmez mi?
Anladığım kadarıyla yok. Halbuki:
Sektör mensupları ve uzmanların birlikte katıldıkları ve çok ciddi maliyetlerle gerçekleştirilmiş olan;
TMMOB’un kent sempozyumu, TEB sponsorluğunda gerçekleştirilen” Trabzon İçin Gelecek Stratejisi” ve diğer çalışmaların birikimlerinden hareketle, Çalıştay ya da katılımcı yöntemlerden birinin ya da karma bir yöntem seçimi ile düzenlenmelidir.

İlkeler ve yöntem
İlkeler ve yöntem konusunda takıntıma “şekil şartı deyip, çok önemli değil, diyenler olabilir”. Unutulmamalıdır ki, ilkesiz çalışmalardan sonuç almak, hesap sormak hep başka baharlara kalmaktadır.

Oy verip gerisini koy vericiler, suya sabuna dokunmayanlar
Sorumlusu ismen belli olmayan uygulamalar, sorunun ne kadar sürede çözüleceği, ihtiyaç varsa finansman modeli, paydaşları ve hele izlemenin kim tarafından yapılacağı gibi çıktıları vermeyen toplantılar için iyi niyetle söyleyelim; yapılmamasındır iyidir. O kadar…

Eğer bir sonuca ulaşmak isteniyorsa; Şekil şartını kitap böyle tanımlıyor.
Bilgilendir,
TMMOB Sempozyumuna, Trabzon İçin Gelecek Stratejisine sahip çık- paydaşları belirle
İstişare
Sempozyum tebliğlerini sektörel olarak önceliklendir, değerlendir
Uygula
Katılımcılığı önemseyen, sonuçlarını projelendirebileceğimiz çalışma yöntemlerini seç.

Örnek: “Turizm sektörü”nün iki sorunlu alanı
Varlıklarımızın saptanması,
Varlıklarımızın Yönetimidir.
Varlıklarımız: Yöresel aktiviteleri, ürünler, günlük yaşam, Bölgesel kültürel ve tarihsel değerleri: bazen çok önemli bir kültür varlığını (Kale, Sur, Camii vs) iken bazen yöresel bir yemek (yoğurt, ekmek, yemek, köfte türü vs ), hatta bir efsane, hikâye, doğal bir özellik (mağara, vadi vs) varlık olarak nitelendiriliyor. Kısaca değer ifade eden her şeydir, şeklinde tanımlanmaktadır.

Paketlenecek değerlerimiz (Burada sayılanlar sadece benim şahsi değerlendirmemdir)
Çay, Fındık, Sürmene bıçağı, Beşikdüzü’nün soğuk demir işçiliği, “Trabzon Hasırı –altın- örücülüğü, telkari ve kazazlık işleri; Spor, müze, stat ve diğer tesislerimiz, Yayla göçü ve yayla şenlikleri, Mimarimiz, Keşan (Keşan dokuma, tasarım ve dikimi)
Yeme içme (gastronomi)
Uzungöl, Çakırgöl, Sümela gibi çok önemli varış alanlarımızdır…

Varlıkları saptamak ve paketlemek (ambalaj) her şeydir.
O oo varlıklarımızı saptadık, ben bundan şüpheliyim.
Bu değerlerimizi paketleyecek bir projeye gereksinmemiz var.
Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (Güdümlü proje başlığı için proje yazılacak)
Sorumlu kim? TURSAB (Ragıp Pirselimoğlu)
Ortaklar kimler: Paydaş analizine gereksinme var, birkaçı olarak; Belediyeler, TTSO, TSİAD
Süre: Bir yıl
İzleme: DOKA (Çetin Oktay Kaldırım- DOKA Genel Sekreteri ya da görevlendireceği kadro)

Son sözler yerine:
Trabzon ekonomisi yeniden ele alınırken, öncelikle ilkeleri belirlemek, neyi nasıl ele alacağımızı bilmeliyiz (yöntem belirlenmelidir).

TMMOB Trabzon Kent Sempozyumu tebliğlerinin yer alacağı kitap tam da bu sıra yayımlansa ne kadar yararlı olurdu…

NOT:
DOKA’ya kardeş geldi, adı DOKAP.
Başına da eski ÇAYKUR Genel Müdürü Ekrem Yüce atandı.
Kalkınmamızda koordinasyonu sağlayacak.
Hayırlı olsun. Başarılar.