Haber61

Haber61

Tezkere Geçseydi

Amerika"dan Çin"e, Avusturya"dan Ermenistan"a kadar her ülkenin olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti"nin de bir sınır politikası vardır. Bu gerçek bir sınır gibi hiçbir zaman geçilemeyecek, çiğnenemeyecek bir politikadır. Mesela Amerika, komşusu olan Güney Amerika ülkelerinin gelişmemesi için büyüyüp kuvvetlenmemesi için elinden geleni yapar ki elinden gelen zaten hemen hemen düşünebileceğimiz her şeydir. Peki Türkiye Cumhuriyeti devleti sınır politikası adına bugün ne yapmaktadır.

 

1923"ten bu yana Türkiye Cumhuriyeti Kuzey Irak"ta kurulacak bir kürt devletine karşıdır. Temel politikasını da o günden bu güne bu düşünce üzerine kurmuştur. Ki zaten Ulu Önder Atatürk bunun için yapılması gereken neyse yapılsın demiştir. Hatta sırf bu yüzden Musul ve Kerkük"ü ele geçirmek adına orduyu seferber etmiştir. İşte bu Türkiye"nin vazgeçemeyeceği sınır politikasıdır.

 

Tabii ki konu Kuzey Irak ve petrol kaynakları olunca Avrupa ve Amerika bu coğrafya üzerine çeşitli siyasetler geliştirmişlerdir. Bunlardan en önemlisi İngiltere"nin, Musul ve Kerkük için hareketlenen Türk Ordusu"nun önüne Şeyh Sait adındaki İngiliz muhbiriyle bir isyan çıkarmasıdır. Bu isyan ile birlikte Musul ve Kerkük"ün alınması hayal olmuştur. Zaten daha öncesinde Lozan Antlaşması temsilci grubu aldıkları büyük başarının ardından Ulu Önder"in karşısına ağlamaklı ve suçlu bir ifade ile geçip” Paşam, İngiliz ordusunu karşımıza alamayınca Musul ve Kerkük"ü bırakmak zorunda kaldık. Özür dileriz!” derler.  Çünkü savaştan yeni çıkan Türkiye Cumhuriyeti İngiliz ordusu ile baş edemeyeceğini düşünerek “ya Musul ya savaş” diyen İngilizlere boyun eğmek zorunda kalmıştır.

 

Peki, Ulu Önder Atatürk bu iki şehri neden bu kadar tutku ile istemektedir? Kimileri buna hırs, kimileri güç, kimileri de politika derler; ancak bu tamamen devletin bekası için elzem olan şeydir. Sosyalist Rusya"nın bölüneceğini yıllar önceden tahmin eden Atatürk yine aynı ileri görüşlülüğü ile Kuzey Irak"ta oluşacak kürt devletinin temellerinin atılmasının önüne o günden geçmek istemiştir.

 

Tüm bunların paralelinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu katı politikadan neden vazgeçmiştir?

 

1 Mart Tezkeresi"nde kalabalığın sesini dinleyen meclis neden sadık kalmaları gereken devlet politikalarını ezip geçmiştir?

 

Neden bugün Habur"dan geçtiğimizde “özerk kürt federasyonu” yazısı ile karşı karşıya kalmamıza izin verilmiştir?

 

1 Mart Tezkeresi öncesi CHP Genel Merkezi"ni arayan Büyükanıt Paşa ve Özkök Paşa, sayın Deniz Baykal"a biz tezkerenin geçmesinden yanayız derken neyi düşünmüşlerdir?

Peki her zaman ordunun yanında bulunan CHP grubu tezkereye neden evet dememiştir?

ABD yandaşı olduğu söylenen hükümet neden tezkereye hayır demiştir?

Çünkü o tarihte halk Irak"a girmek istememektedir.

 

Peki ne değişmiştir de aynı halk Irak"a girelim naraları atmaktadır?

Aynı meclis hayır"ı evet"e çevirmiştir?

 

Şimdi soracaklar 1 Mart Tezkeresi kabul edilseydi ne olurdu?

Öncelikle bugün Gabar"da, Kandil"de, Musul"da, Kerkük"te biz olacaktık.

Geçmek için gece gündüz çalıştığımız sınırlardan yıllar önce içeriye elimizi kolumuza sallayarak girecektik.

 

Evet yine şehit verecektik ama yaralanan teröristleri kaldırabilecekleri bir hastanesi olmayacaktı hainlerin.

 

İstihbarat elimizde olacaktı kimi istersen tutuklayacaktık.

Bugün Musul ve Kerkük hala Türkmen şehri olarak kalacaktı, Kürtlerin eline geçmemiş olacaktı.

 

Irak"ın siyasi portresinde söz sahibi olacaktık. Bugün belki de Kuzey Irak"ta bir kürt devleti değil Özerk Türkmen Devleti olacaktı.

 

1 Mart Tezkeresi"ni meclisten geçirmeyerek sınır politikamızı ezip geçtik. Bunun faturasını ağır bir şekilde de ödüyoruz. Ve sözde kürt devleti birilerince kuvvetlendirildikçe faturamızda kabaracak. 

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.