Turgay Beşyıldız
Trabzon Erciyes’e tırmandı!..
Trabzon seyircisi futbola küsmüş, tribünlerin yarısı boş.
|
2010-2011 sezonunun şampiyonluğunu ve kupasını istiyor. Maçlara gelmiyor, şampiyonluğun önceden belli olduğu bir süper ligde, Türkiye’deki tüm tribünlerde bu gidişle sporsever bulamayacaklar. Bu durum Yıldırım Demirören ile Zekeriya Alp’ın umurunda mı bilmem?
*
UEFA yorgunu Trabzonspor’da bu maç öncesinde Bosingwa cezalı, Yusuf’ta sakattı.
Oyunun 14. dakikasında gelen Malouda’nın golü, bordo mavilere bir rahatlık verirken, özellikle Mustafa Yumlu, Zokora, Bamba ve Kaleci Onur, yine geceye imzalarını atanlardı.
Avrupa kupalarında bir maçta 3 gol birden atan ilk oyuncu olarak Trabzonspor’un tarihine geçen ve son ayların Trabzonspor’daki en formdaki ismi Olcan ‘ın ise, 30. dakikada kullandığı serbest atışın direkten geri gelmesi, bu pozisyonun haftanın golü olmasını da engelledi.
Karşılaşma sonrasında stadyum çıkışında, kendisini özellikle tebrik ettiğim Olcan’a sordum “Son haftalarda gollerden sonra, sevincini paylaşmıyorsun, bir sıkıntın mı var?” diye, Olcan’da gözlerini kaçırıp, başını öne eğerek, cep telefonu ile uğraşırken, cevap verdi. “yok abi, bir sıkıntım yok.” Ama bunu söylerken bile önemli bir sıkıntısı olduğuna eminim. Sıkıntısı neyse, dilerim bu sıkıntısını çözer.
*
Ev sahibi ekip öne geçtikten sonra, her nedense orta sahası kayboldu. Adeta ışınlanıp yok oldular. Hele genç Soner’e ne demeli bilmem ? Bu formayı tekrar aldın, yine kaybedersen, bir daha zor bulursun. Benden sana söylemesi, az koş be.
Colman ve Malouda, çok koşmayı seven oyuncular değil zaten. Top ayaklarında iken varlar. Top yokken pek olmuyorlar. Bunu zaten Malouda’nın topla buluştuğunda attığı 2 golle gördük.
Kaptan Onur, rakibin yüzde yüzlük 2 gol pozisyonunu kurtararak , Trabzonspor’un ilk 45 dakikayı Kayseri Erciyes önünde yenik kapamasını önledi.
*
İlk yarıdaki Soner görüntüsü beklediğimiz gibi, yerini 2. yarı başlarken Adrian’a bıraktı.
Malouda’nın 2. yarıdaki driplingle götürüp attığı golü, izleyenler görmüştür sanırım. Kapalı tribünün damındaki, martıları bile güldürdü. Bu gol aynı zamanda ev sahibini vallahi rahatlattı, billahi rahatlattı. Çünkü, bu dakikalarda skorun 1-1 olması işten bile değildi.
Karşılaşmanın 59. dakikasında eski Trabzonsporlu Yasin’in şık golüne şapka çıkartmak lazım, Onur’un da yapacak bir şeyi yoktu. Bordo mavili tribünlerin çekingen kalıp, sessiz kaldığı bu dakikalarda, Olcan’ın ayağından gelen 3. gol, son 9. dakikaya taraftarlarının yine coşkuyla girmesini sağladı.
Erciyes takımında, Belçikalı 18 numaralı, 28 yaşındaki oyuncu Björn Vleminckx ‘e gelince; Bu adam, bu Trabzonspor’un hücumunda olsaydı bu gece gol yazardı. Her takımda iş yapacak bir santrafor.
Orta hakem, Mete Kalkavan’ın yanlış düdükleri oldu, bir dahaki maça dersini daha iyi çalışmalı.
*
Unutmadan, Trabzonspor’un orta sahasındaki iyi isimlere söylüyorum. Koşmayıp rakibinizden top çalmadığınız sürece, bu Trabzon defansı, rakibin for hattıyla 90 dakika boyunca çok karşı karşıya kalacaktır.
Adrian, Emre ve Abdulkadir’in oyuna girmeleri de skoru pek etkilemedi diyebiliriz. Tüm bunlara rağmen UEFA’da grubunda lider olan, kupa yorgunu bordo maviler, bu önemli maçını da 3 puanla atlattı.
Anlayacağınız, şaka maka derken, maç bir ara gidiyordu, geri geldi.
Bu, şuna benzedi . Çok iyi futbol olmasada, Trabzonspor 3917 metrelik Erciyes’e tırnaklarıyla tırmandı.
Saygı duymak lazım.
Trabzon, Lösemili çocuklar için hastaneyi, toplu taşımacılık için raylı sistemi acilen bekliyor.