Levent Ustabaşı

Levent Ustabaşı

Trabzon’u kaldıramayacağı yükün altına sokuyorlar!

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da bir dizi ziyaretlerde bulundum.
Kimiyle hasret giderdik, kimiyle dertleştik.
Bunların en dikkat çekicilerinden biri Cevahir AVM’nin sahibi, müteahhit iş adamı Yusuf Cevahir idi.                                                                 
Trabzon’dan gelirken yanımda simit getirmiştim.
Ofisine girer girmez çay söyledi.
Karşıdandan kaşar peyniri aldırdı.
O ara en küçük oğlu geldi simidin yarısının içine kaşar peynirini koydu ona verdi..
“Bak Trabzon simidi.. Tadı o sizin Burger, Mc Donalds’lara benzemez. Kokusu bile yeter..” diyerek hayıflandı…
Sanırım o tür şeyler yemesini pek olumlu karşılamıyor!
Neyse güzel sohbete başladık.
Ama iş ne zaman Trabzon’a geldi..
İmar çarpıklığından konu açıldı..
Anlattı da .. Anlattı..
Aklımda ona Arap yatırımcıların Trabzon’a son yıllarda ilgi göstermesinin nedenlerini sormak vardı.
“Yatırımcıları çekmek güzel ama…” diye sözüne başladı.

Konuştuğumuz öne çıkan konuları sizler için derledim.
Simit-Kaşar sohbetimiz bakın nasıl oldu? 

Trabzon son dönemde özellikle turizm sahasında baya bir gelişme gösterdi. Fakat Trabzon bu gelişmeleri karşılayacak alt yapıya sahip değil. Trabzon bir takım yatırımcıyı teşvik ederken atması gereken bir çok hamle var. Genel olarak düşündüğümüzde Katar Emiri olabilir, Kraliyet ailesinden de gelenler olabilir. Körfez Bölgesi’nden Karadeniz’e başka talepler gelebilir. Bunlar güzel şeylerdir ve gelecektir de.. Ama önemli olan hadise o bölgeyi kaldıramayacağı yüklerin, yapılaşmanın altına sokmamak! * Bunun yanı sıra.. Biz yaz döneminde Karadeniz turu yaptık. Trabzon-Rize-Bayburt aksında dolaşıyoruz. 3 bin 300 rakımlara kadar. O dağlar eskiden varolan küçük baş hayvanlar artık yok denecek kadar azalmıştır. O küçük baş hayvanların yürüyemediği yerlerde bile çevre kirliliği bakımından insanı şaşırtan kirlilikler var. Bir bölge ki insan o bölgenin en çıkılmaz noktasına bile çıkabiliyor ve en yapılmayacak olan şeyi yapıyor. Pet şişesinden tut da naylon poşetine kadar kamyonla gelmiş bütün çöplerini dağlara bırakmış ve gitmiş! Çöp yığıntılarını bile görebiliyorsun.

* Bir bölgenin bir şehrin bakımı ihyası sadece ve sadece belediyenin kendi yapacağı iş değildir. Toplumsal şuur oluşturmak lazım. İnsan oranın suyunu, deresinin suyunun korumak olduğunu bilmek zorunda! O yeşili korumak zorunda olduğunu bilmek mecburiyetinde.. O yolları lüzumsuz yere işgal etmekten kaçınması gerektiğini bilmek zorunda… Kontrolsüz bir yapılaşmanın önüne geçmek zorunda olduğumuzu bilmek zorunda… Yani yatırımcının gelmesi güzel birşey ama biz kendi planlamamızı da buna göre yapmalıyız.

* Yaptıktan sonra nereleri imara açmak gerektiğini, nereleri yeşil alan olarak bırakmak zorunda olduğumuzu, Nereleri park alanları eğlence alanları bilmek mecburiyetindeyiz. Yani dağın en tepesinde o derelerde bir tane alabalık yoksa bu büyük bir sıkıntıdır. Devlet yasa koyuyor halkını ikaz ediyor. Takip edin diyor. Avlanmayın diyor. Ama toplu bir şuur olmadığı için bunu önleyemezsin.

* Çıkın Haldızan dağına bir sürü kulübeler yapıldı oralara… Haddini aşan kulübeler. Bu nasıl bir rezilliktir. Yollar bile işgal altında. Yapılaşmayı önleyecek yada yönlendirecek müesseseler çalışmıyor. Bir çok şey var orda sattığımız yeşilimiz.

* Bizim insanımızın aklı hep sonra başına geliyor. Fakat dönüşü olmayan yola giriyoruz! Aynı şekilde Yomra’yı düşün! Yomra’daki o yapılaşmayı nasıl bir yapılaşmadır!? Trabzon gibi her tarafı yeşil olan bir yerde çocukların oynayacağı yeşil alan sağlayamamak doğrumudur? Bırakın çocuklar hasta hastaneye zor ulaşıyor! En muhtaç olduğu dönemde gitmesi gereken yere bu yapılaşma nedeniyle gidemiyor! Hasta olduğunda evden kurtulup iyileşmek için dışarı kendini atıyorsun ama kurtulamıyorsun.. Daha büyük tehlikenin içine giriyorsun. O ana caddede peki yerleşim alanı içerisinde? Arka yollarda durum ne? Kaçacak noktamız bile yok; evden çıkan insanın toplanacağı, yürüyebileceği, dinlenebileceği yer yok. Yangına gelen itfaiyenin kaza yerine gidebileceği mekan yok! Toplu bir plansızlığımız var bunu çözmemiz lazım.


 

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.