Trabzonspor, en son 26 yıl önce şampiyon olmuştu.

   Türkiye kupasını da, en son bu yıl aldı.yani geçen ay.

   Avrupa’da eski yıllarda Cumhurbaşkanlığı yada kral kupası adı altında oynanırdı.

UEFA’nın yeni kriterlerinden sonra,süper kupa adı altında oynanmaya başlandı.

   Ülkelerinde kupa ve lig şampiyonları bu kupada karşı karşıya gelirken,Avrupa arenasında da şampiyonlar ligi şampiyonu ile UEFA ligi şampiyonu,süper kupa finalinde tarafsız bir ülkede karşı karşıya geliyorlar.

   Bu kupayı Türkiye de kazanan tek takım maalesef Galatasaray.

   2010 yılında Türkiye’de ki süper kupayı soracak olursanız,ağustos ayı içerisinde

Bursaspor ile Trabzonspor “Süper Kupa” adı altında,bu kupayı ilk kez müzelerine götürecekler,tabi galip gelirlerse !...

   Dileriz bu finalde Güneydoğu’nun bir kentinde oynanır.

                                                       *

    2000 Yılında,Trabzonspor Kulübüne, Başkan Mehmet Ali Yılmaz döneminde,

Norveç liginden Rune Lange adlı bir oyuncu çok yüksek bir bonservis  ücretiyle !... transfer edildi.

    Giderken de çok şey yapmış,hak etmiş gibi kulübün geleceğini mahkemeye verdi ve İskandinavya’ya çekti gitti bizim sarı kafa… 

    Dava yıllar geçtikten sonra hesap da sonuçlandı, yaklaşık 8 trilyon liralık rekor bir tazminat için,yargıtay Trabzonspor’un aleyhine karar verdi.Adamlar resmen kulübün anahtarını istediler yani.

    Bu kararın düzeltilmesi  için, tasviyesi istendi ve karşı bir dava açıldı. Dosyayı ele alan Ticaret Mahkemesi,bu kararı Trabzonspor kulübünün leyhine bozdu. Bordo mavili kulüp Rune Lange konusunda  –B- planını devreye soktu . Dilerim Lange belasına bir kuruş vermezler,zamanında aldıkları zaten ona yeter diyeceğim ama her iki tarafın avukatları anlaşmak üzereler sanırım, işi 3,5 trilyon liraya indirip,bastonla gezen Lange emiceme  ödeme yapmak kaydıyla bu işi bağlayacaklar.

    Bu adam en son Belçika da top koşturuyordu yanlış hatırlamıyorsam İngiltere’de bir 3.lig takımında futbolu bıraktı.Oradan da memleketine döndü. Norveç’de spor yorumculuğu yapıyormuş,Norveç kıyılarında Uskumru tutsun akşama kadar ve bizim gariban kentimizin de 3,5 trilyonuyla keyif çatsın.Bizlerde ay sonunu zor getirelim.

    Ahhh…ahh. bir şeyler daha söyleyip yazacağım da, sakalım yok.

                                                       *

    Yıllar önce, yayından,reklamdan,kombineden,sponsordan,ordan,burdan,şurdan ve futbol federasyondan para gelmediği dönemlerde, sıcak nakit para sağlamak için yöneticilerden para toplanırdı.

    Başkan Mehmet Ali Yılmaz’ın gereksiz tuttuğu kalabalık sayıdaki 30 kişilik yönetim kurulundan, aralıklarla 13 kişi değişik sebeplerle istifa etmişti,ardından 17 kişi kaldı.Kaldı kalmasına da yedek yöneticilerden de hiç kimse asıl yönetime alınmadı.

    Sadece İsmail Demir, o da hayrına değil,geri almak şartıyla yaptığı nakit para yardımıyla asıl yönetim kurulunda 18.kişi oldu.öyle olunca da bakın neler oldu ?

    Yurt dışında bulunan, İsmail Demir, verdiği 1.100.000 mark geri almak kaydıyla

( Böyle yöneticiliğe herkes talip artık ) Trabzonspor kulübü hesabına  havale yaptı .

    O yönetim gitti yerlerine başka yönetimler geldi-geçti,derelerin altından çok sular aktı,Başbakanlar değişti,meclistekiler değişti ( ama kafaları değişmedi yine dokunulmazlıkları devam ediyor ) kimse İsmail Demir’in geri istediği parasının akıbetini sormadı, gelen telefonlara cevap vermedi,veren de olmadı, telefona çıkanda.

    Demir’e göre,havale yapılmıştı ve dekont cepteydi. O da haklı olarak,muhatap bulamama gerekçesiyle,yöneticilik yaptığı Trabzonspor kulübüne kızdı ve yıllar sonra mahkemeye verdi.

    Yılların gecikmesiyle,faizleri de eklenerek, yaklaşık 5 trilyon liraya yakın bir tazminat hakkı kazandığını öğrendik.Burada Trabzonspor’un şu anki mevcut yönetiminin de haklı tarafları olduğu için,bu karar temyize gönderildi.

    Gelmiş geçmiş yönetimlerin  bıraktıkları bu pis işi de temizlemek bu yönetime kaldı.Bu yazıyı yazarken aldığım yeni bir duyuma göre,bu konuda da olumlu gelişmeler var.

                                                        *

    Trabzonspor kulübünün, dışarıdaki hisselerinin neredeyse  tamamına yakın  

5 milyon lot’a sahip olan,çok uluslu fon  QVT FUND LP ,elindeki lotlarının 40 trilyon lira civarında bir bedeli var.

    Trabzonspor kulübünün akciğerinde ki  kanser, işte bence budur.

    QVT şirketi Trabzonspor kulübünün kar dağıtımına ilişkin 7 numaralı  genel kurul kararını gerekçe göstererek, bordo mavili kulübün aleyhine bir süre önce ilamsız icra takibi başlatmıştı.

    Kulüp tarafından karşılık olarak, buna itiraz yapıldı ve İcra mahkemesi söz konusu icra takibinin iptali için dava açmıştı,bu arada karşılıklı istişareler devam etti.

    Bu borç 20 trilyon civarına pazarlıkla çekilerek,9-10 yıllık süre zarfında QVT FUND LP şirketine taksitler halinde ödenmek isteniyor gibi.

    Ayrıca söz konusu fon’un 2 yıllık temettü miktarı olan yaklaşık 10 trilyon da, görüşmelerin detayları devam ettiği için haliyle ödenmedi.

    Piyasadaki ekonomik sıkıntılar nedeniyle ,devlet yetkilileri “ Kar payınızı dağıtmayın” diye piyasalara açıklama da yapmıştı hatırlarsanız.

    Trabzonspor da mevcut konularla ilgili spor kulüpleri lehine  TMSF Başkanının yaptığı açıklamaları örnek göstererek, iki yıllık temettüleri,şimdilik askıya aldığını biliyoruz.

    Bu konuda yine bugün edindiğim bilgiye göre,sıkıntılı olan bu mevcut modeli ortadan kaldırılması ,modelin ve yapılanmanın düzeltilmesi yönünde çok ciddi yeni çalışmalar yapılmış ve sonlandırılma aşamasına gelinmiş, zannederim bu kamu oyuyla önümüzdeki günlerde paylaşılacak bir hale gelecek ve bu kanserden kurtulmaya çalışılacaktır.

                                                    *

    Trabzonspor’un şu anda 100 trilyon civarında borcu var. Rune Lange ve İsmail Demir davalarına sanırım bir çare öyle yada böyle bulacaklar.İndirim için henüz anlaşma yapılmamış QVT FUND LP şirketinin elindeki lot’ların bedeli olan yaklaşık 40 trilyonu da eklersek, Trabzonspor kulübünün borcu 150 trilyonu buluyor,üstteki bu üç konu hep olumsuz sonuçlanırsa.

    Yapılan bütün yanlışlar ve o zamanda uygulanan belki de mecburi hatalar geride  kalmıştır ve bu şartlarda Trabzonspor’un sırtındaki en büyük tehlike, bence ve camianın büyük bir bölümü de öyle düşünüyor sanırım. QVT şirketinin elindeki lot’lar dır.

    Trabzonspor tabi ki şampiyonluğa oynayacak ama önce borçlarının en önemlisi olan QVT FUND LP yi fırsat buldukça ödemeye başlamalı ki, önünü görsün.   

     Öyle transferlerde yabancı futbolcu şu, bu alınsın diye bağırmakla, çağırmakla,

yazmakla, inanın olmuyor artık.

    Lot’ları alana kadar,bu kulüp her şeyin hesabını en ince ayrıntısına kadar iyi yapmalı, ince eleyip sık dokumalıdır.Elde kalan yabancı futbolcularla ,menajerlerine verilecek yüksek miktarlardaki paraya yazıktır günahtır,insanın içi cız ediyor ya.

    Bu kulübün israf edecek ve çöpe atacak parası yoktur.Yoksa ,bugün,yarın herkes vebal altında kalacaktır.

    Anlayacağınız benim için ne Panteliç ne  Manteliç, ne makakula nede cakakula önemli bu kulübün en önemli transferi QVT FUND LP nin elindeki lot’ları almakla gerçekleşecektir.

    Ayrıca,Unutmadan Trabzonsporlu Selçuk İnan’a bir cümlem olsun “ Bak dostum Trabzonspor gel sana masaya oturalım dediyse, otur.Kaçma ve kaçak güreşme,açık ol,ikili oynama sakın, bu tür tavır takınanları futbolda hep hüzünlü ve çökmüş gördüm.Benden uyarması” tabi sen onlara “ Acelesi yok bir ara görüşürüz” dediysen.

     Bu arada son sözüm de,son yıllarda hiç uyuşulamayan Galatasaray kulübünün Başkanı Adnan Polat’a, denilenler ve konuşulanlar eğer doğruysa, yanlış yoldasınız.Sizin gibi bir insan Trabzonspor’un sözleşmeli futbolcularına asılmaz,sarkmaz,kafasını karıştırmaz,değil mi Adnan emice !...