Ragıp Pirselimoğlu uzun yılların turizmcisidir. Doğa sporları tutkunudur; AKUT Trabzon Ekip Lideridir ve Trabzon Doğa Sporları Derneğinin (TRADOST’un) gönüllüsüdür.
Turizm işinin çok ciddiye alınması gerektiğine inanır. Kendisi de işini çok ciddiye alır ve özenle yapar.
Turizm Sektöründe Doğa Sporlarının yerinin önemli olduğunu her sohbette belirtir. Ama her türlü riskten de arındırılmasının zorunluluğuna inanır.
Doğa sporlarının ancak iyi eğitim ve gerekli önlemlerin alındığı bir ortamda yapılması gerektiğini vurgular.
Yaşamaya Dair
Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak. diyen Nazım Hikmet gibi düşünür.
AKUT’a yapılan eleştiriler haksız
Uzungöl’de yamaç paraşütü yarışmalarında bir gencin göle düşüp boğularak ölümü üzerine kendilerine yönelik pek çok eleştiri yapıldığını anımsatarak, ilk müdahaleyi gence yüzerek ulaşan AKUT üyesinin yaptığını ve genci bota kendilerinin verdiğini anımsatarak;
Uçuşların başlayacağı saatten önce gölde bulunması gereken acil kurtarma botunun ve personelinin o anda başka bir işle uğraştığını ve bot personelinin olay yerine geldiğinde ölümün gerçekleştiğine dikkat çekiyor.
Ragıp Bey, yaptığın işi sevmek ve ciddiye almayı Nazım’ın şiiriyle vurgulamayı sürdürüyor;
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Ragip Bey ile sohbetimizin özeti: Uzungöl’de yamaç paraşütü “büyük bir turizm olanağıdır. Uzungöl, göl kenarından ibaret değildir. Aktivitelerimiz ile konuklarımızın daha uzun süre kalmasını sağlamalıyız”.
Siz turizmin sadece yatak ve yemek olduğunu mu düşüyorsunuz?
Elbette değil…
Yrd.Doç.Dr.Fatih Bektaş KTÜ Beden Eğitimi ve Spor Bölümünün akademisyenlerindendir.
Akyazı Beldesinde bulunan Yörük Çadırından doyumsuz Trabzon siluetini karşımıza alarak ayni konuda sohbet ettik.
Hoca dertli mi dertli…
Trabzon’da “spor turizmi ve neler yapılabilir?” konusunda kendilerinden bugüne kadar destek isteyen pek olmamış. Hoca ile sohbetimizden birkaç hususu dikkatinize sunuyorum.
Bütün spor dallarında risk vardır. Yamaç paraşütü de öyle. Paraşüt ters rüzgarla işlev görmez; ipler dolanır, yedek paraşüt açılmaz; iyi eğitim alan sporcuların bile zaman zaman paniklemesi, şoka girmesi, hatta baygınlık geçirmesi; sporcuların başına gelebilecek sonuçlardandır.
Gölde boğulan sporcunun da başına gelen sonucu bunlardan biri doğurmuş olabilir. Ayrıca yamaç paraşütü yapanın yüzme bilmesi gibi bir zorunluluğu da yoktur.
Bütün spor dallarında eğitim ve risklerin kabul edilebilir en düşük seviyelere indirilmesi işin temelini oluşturur.
Kader diyebileceğimiz şeyler ancak doğal felaketlerdir. Depremi önleyemezsiniz. Ama depreme dayanıklı evler üreterek riski minimize edebilirsiniz.
Gölde bulunması gereken bot ve personeli yaşamayı ciddiye alsaydı…
İşini özenle yapsaydı bu sonuç oluşmayabilirdi.
Trabzon, para kazanabileceği alanlardan biri olan spor turizmi ile yeni yeni ilgileniyor.
Yamaç paraşütü, rafting, kayak, trekking gibi spor dallarında Trabzon ve bölgenin olanaklarını doğru dürüst keşfedilmelidir.
Bilenlere söz hakkı vermelidir. Haritalanma, tanıtıma ve insan kaynakları ile yatırımcı bir bütün olarak düşünülmelidir…
Özensizlik ve ezberle yola devam edilmemeli
Avuçla para verilen “Turizm Master Planları”nın işe yarar olması için katılımcılık esas olmalıdır.
Spor turizmi, işini özensiz (!) yapanlar ve ciddiye almayanlar (!) nedeni ile bölgemizin gerçekten keşfedilmesi gereken hazinesi göz ardı edilmemelidir.
Turizmi ciddiye alacak ve özenle yapacağız. Yolu ise bilim gösterecek ki “ sürdürülebilir olsun”
