Bu maça girmeden önemli bir konuyu belirtmeden geçemeyeceğim ; 2014 İSF (Dünya Okul Sporları Federasyonu) oyunlarının Trabzon'a alınması gerek.
Tam 60 Ülkeden 6 bin sporcu gelecek. Trabzon Valiliği, Trabzon Belediyesi, Üniversite
alanı içerisinde öğrencilere Bisikletle gezmeyi yasaklayan !.. KTÜ ( Karadeniz Teknik Üniversitesi ) , TTSO (Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası ) Trabzonspor ve diğer Sivil Toplum Kuruluşlarının oyunları istediklerine dair acil desteğe ihtiyaç var. 6 bin sporcunun tüm masrafları ile bir haftada Trabzon kentine girecek olan rakamın, yaklaşık 5 milyon dolar olabileceği tahmin ediliyor. 19 Eylül son gün, benden hatırlatması...
*
Bu gece ki maça gelince ;
Trabzon’da Fındık, çay mevsimi, turşu gibi bir hava.
Ülke yanıyor. Trabzon’da nem oranı tavanda, Allah’tan rakımı yüksek, serin yerler yakın mesafede insanlar tepelere, dağlara, yaylalara ve deniz kıyılarına kaçıyor.
Yenimahalle ile Kavak meydan arasına sıkışmış Avni Aker’de, çok hafif bir esinti. Zemin güzel,tribünler dolu sayılır.
Arnavut ciğeri Kukesi galibiyetinden kötü futboluyla dönen bizim uşaklar, 2.dakikada 10 numara Adrian’ ın sol ayağıyla uzak mesafeden vurduğu nefis sert şutla 1-0 öne geçti. Ardından 10 dk. pas yaptılar. Bu gece iyi futbol seyreder miyiz acaba dedim ? Demez olaydım eskiye döndük.
Al gülüm, ver gülüm özellikle ilk yarıda.
*
Et ve tırnak gibi iki komşu takımın müsabakasında Trabzonspor’da Volkan bildiğiniz gibi…
Ben olsam Mustafa hocanın yerinde ona ayrı bir top veririm. Tek başına kenarda oynasın dursun. Müsabaka topuyla da diğer 21 kişi maçı tamamlar. Bu kadar zevk vermeyen bir takım olur mu ?
Hepsi ayrı bir surat, ayrı bir hava, ayrı bir tafrada, sorsanız Dünya karması sanki.
Adama değerinden fazla transfer bedeli verirsen olacağı budur. Yere basmadan sahada yürür.
*
Ev sahibi tek golden sonra yatmaya başlayınca, konuk ekip 40 dakikada ayağa pas yaparak indi ceza alanı içerisinde en son topa vuran Tevfik, takımına beraberliği getirdi. Topu çatala çaktı.
Haftalardan beri tam bir Türk futbolcusu zihniyeti görüntüsü veren Volkan Şen’e, sanırım Maraton tribünlerin orta bölümümün alt kısmından, ağır bir küfür geldi, kenar çizgisine yaklaştığı sıralarda...
Adam Trabzon kulübesine döndü, el kol hareketleriyle beni değiştirin işarete yaptı.
Saha içerisindeki tüm engellere rağmen, adam elini kolunu sallayarak tepkiler arasında sahadan çıktı,gitti. Hayatımda ben böyle bir şeye ilk kez tanık oluyorum.
*
Sana koro halinde küfür mü ettiler Volkan ? “ Yok ”…
Aradan 3-4 kişi çıkıp etmiştir . Diyelim ki ettiler. Bu yanlış, o küfür ü, o ayıbı edenin. Bende kınıyorum ama senin yaptığın yanlış ise tüm tribünlere hakaret. Bu sahalarda ilk kez mi küfür duydun Volkan kardeşim.
Sanırım sen kendini Arabistan liginde oynuyor zannediyorsun.
Unutma ki sen bir profesyonelsin. Seni bu gece en az iki hafta kadro dışı bırakmazsalar, yada sana bir para cezası vermezlerse, diyecek hiç bir lafım artık yok.
*
Volkan Şen, sahayı kimseye sormadan ağlayarak terk edince, 45.dakikada oyuna giren Malouda, ayağına top değmeden soyunma odasına gitti, ilk yarının bitiş düdüğüyle.
49.dakikada ise Adrian, vurmadı geriden koşup gelen Malouda’nın önüne bıraktı, bu oyuncu ceza alanı dışından çok düzgün ve sert vurdu. Meşin yuvarlak çatala gitti. Bu golle de bordo mavili tribünler yeniden hareketlendi.
Sahadaki oyuncular kadar, tribündekilerde yoğun nem den etkilenmedi dersek yalan olur.
Sanırım, bu nem oranından çok etkilenmiş olacak ki Adrian, attığı golden sonra kayboldu Madrian oldu !..
*
Giray,Batuhan ve Alanzinho’nun kulübeden, sakat olan Bosingwa’nın tribünden izlediği Trabzonspor’da, oyunun son bölümünde Adrian ve Soner yerlerini Colman ve Yusuf’a bıraktı.
Çay-Kur Rizespor’un Iraklı sol beki Ali Adnan’a oynadığı futboldan dolayı bir alkış lütfen.
İlk yarıdaki serbest atışı direği yaladı çıktı. Oyunun son dakikasındaki serbest atışı ise kaleci Onur’u aştı üst direkte patladı. Bu maç berabere bitebilirdi. Uzatmalarda Malouda’nın rakip boş kaleye atamadığı gol pozisyonunu da unutmadım gerçi .
Karşılaşmanın orta hakemi ise hatırlarsınız, Trabzonspor’un şampiyonluk yolundaki 2011 yılında, Eskişehir deplasmanında Trabzonspor’un attığı iki nizami golü vermeyip, 0-0 biten maçın kahramanı Bülent Yıldırım’dı. Bu karşılaşmayı iyi yönetmişse ne olur ? yönetmemişse ne olur ?
2010-2011 sezonunu ve Trabzonspor’un şampiyonluğunu geri getirebilecek mi ?