Çevre Kültür Girişimcileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Hazar Dilaver, HES projelerine ve termik santrallere lisans verilerek Karadeniz'in enerji çöplüğü yapılmak istendiğini iddia etti.
Dilaver, beraberindeki Doğu Karadeniz Çevre Platformu, Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği üyeleriyle birlikte Trabzon Gazeteciler Cemiyetinde düzenlediği basın toplantısında, 26-27 Aralık tarihlerinde Zorlu Grand Otel'e ''HES'ler ve Çevre'' konulu panel ve forum gerçekleştirileceğini belirtti.
Doğu Karadeniz ve Çoruh havzalarında 2000'li yıllardan sonra hızla başlatılan ve geliştirilen termik santral ve HES kurma çalışmalarının bölgede kaotik bir ortam yaratmasına neden olduğunu ifade eden Dilaver, ''Doğu Karadeniz havzası da dahil bütüncül havza yönetim planları yapılmadan enerji üretme adına ırmaklar, dereler ve yan dereler üzerinde art arda dizilen yüzlerce HES projesine ve termik santrallere lisans verilerek Karadeniz enerji çöplüğü yapılmak isteniyor'' dedi.
Dilaver, HES'ler ve uygulamalardan doğan sonuçların yeterince tartışılmadan 2000'li yıllardan sonra EPDK'nın kurulmasıyla proje ve planlama çalışmaları özel sektöre yönlendirildiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
''EİEİ ve DSİ üst yönetimlerinin kendi yetki alanlarında enerji ve HES politikalarını doğru yönetmediğini de ayrıca vurgulamak gerekir. Bölgemizin ekolojisi, ekosistemi çok hassastır, duyarlıdır. Bölgemizin insanı gurbetçi olsa da köyünde kendi yağıyla kavruluyor olsa da kültürüne, geçmişine bağlıdır. Vadisinde, köyünde yöresinde oldu bittilere izin vermez. Zorlama ve gerçekçi olmayan, haklarını görmemezlikten gelen, kültürüne ters düşen proje ve çalışmalara haklı olarak itiraz eder.''
Akarsuların özelleştirildiği, su haklarının özel kişilere devredildiği, cansuyu kavramının ve açıklamalarının sürekli tartışıldığı belirsizlik ortamında sorunlara ve sorulara açıklık getirmek ve olan bilgileri paylaşmak için panel ve forumun halka açık yapılacağını belirten Dilaver, şunları kaydetti:
''Panel ve forumla Sinop'tan Artvin'e kadar bölgemizin geleceğini yakından ve derinden etkileyebilecek proje ve girişimlerin, alınacak önlemlerin masaya yatırılması, sorgulanması hedeflenmektedir. Bu nedenlerle muhtarların, belediye başkanlarının, bilim insanlarının, ilgili her bireyin, kamuda çalışanların ve meslek odalarının katkısı ve desteğini bekliyoruz. Ortak aklın bulunması, hakim kılınması, ancak ve ancak gerçekleştirilecek bu tür toplantılar ve devamında yapılacak çalışmalarla mümkün olabilir.''