Avrasya Üniversitesi 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla “19 Mayıs 1919’un Toplumun Can ve Mal Güvenliği Açısından Önemi” konulu konferans düzenledi.

Konferansa konuşmacı olarak katılan Avrasya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Adil Calap “19 Mayıs 1919 ile beraber Türk halkı uzun süredir ilk defa kendi vatanında can ve mal güvenliğinin sağlanabileceğine inandı” dedi. 

Calap, şu cümlelerle devam etti. “Devlet kurumlarının bulunduğu yere bakılarak devletin varlığı hissedilmez. Devlet kurumlarının aynı veya farklı binalarda olması, içinde eski veya yeni simaların olması, devletin eskisi gibi önemli faaliyetleri yürüttüğü anlamına gelmez. Devletin var olup olmadığı kurumların bulunduğu bölgeden uzak diyarlara bakılarak anlaşılır. 19 Mayıs 1919 öncesinde İstanbul’da devlet kurumları vardı, ama yüzbinlerce vatandaşın can ve mal güvenliği sağlanamamıştı. Ermeni ve Rum çetelerinden, eşkıyalardan canlarını kurtarmak için mülteci konumuna düşmüşlerdi. Gittikleri yerde de salgın hastalıklardan ve açlıktan sürekli ölmekteydiler”

CALAP; ÜNYE-SAMSUN ARASI MEZARİSTAN DİYE İSİMLENDİRİLMİŞTİ

“Trabzon’dan yaklaşık doksan bin mülteci yollarda telef olmuştu; Dahiliye Nazırı Talat Paşa’ya gönderilen mesajlar Ünye-Samsun arasının binlerce mülteciye mezar olduğunu ve bu bölgenin mezaristan diye isimlendirildiğini açığa vurmaktaydı. 19 Mayıs 1919’la beraber Türk halkı uzun süredir ilk defa kendi vatanında can ve mal güvenliğinin sağlanmaya başladığını ve Ankara’da gerçekten bir devletin ortaya çıktığını hissetmeye başlamıştı”