Trabzon'da Türkiye-ABD ilişkisi

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ve beraberindeki heyetin Amerika ziyaretiyle ilgili olarak rapor hazırlandı. TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ş

Trabzon'da Türkiye-ABD ilişkisi

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ve beraberindeki heyetin Amerika ziyaretiyle ilgili olarak rapor hazırlandı.

TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şadan Eren, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hisarcıklıoğlu ile birlikte 15-17 Eylül 2009 tarihlerinde Washington'da bir dizi görüşme gerçekleştirildiğini anımsattı.

Ziyaret programı kapsamında, Beyaz Saray, Dışişleri Bakanlığı, ABD Kongresi, Amerikan Denizaşırı Özel Yatırım Kurumu (OPIC), Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası, ABD Ticaret Odası ile görüşmelerde bulunduklarını vurgulayan Eren, Dünya Türk İş Konseyi Amerika Komitesi ve ABD'de yerleşik Türk iş adamlarıyla bir araya gelindiğini belirtti.

Eren, görüşmelerde Türkiye ile ABD arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin çok düşük düzeyde olduğu vurgulanarak bunun geliştirilmesinin istendiğini ifade ederek, gelişmiş ülkelere ihracat yapan, kaliteli ve ürün çeşitliliği bulunan Türkiye'nin, ABD ithalatındaki payının yüzde 0,2 düzeyinde olduğu anımsatılarak, ABD'nin Türkiye'den ithalatını artırmasının önerildiğini kaydetti.

TOBB'un bu konuda ABD'deki kuruluşlar ile ortak çalışmaya hazır ve destek olacağı kararına varıldığını ifade eden Eren, şöyle devam etti:
''TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ABD Başkanı'nın Özel Danışmanı ve Ulusal Güvenlik Konseyi Uluslararası Ticaretten Sorumlu Kıdemli Direktörü David Lipton ile yapılan görüşmede, Obama'nın Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesini son derece önemsediği, bu sürecin Türkiye ekonomisini güçlendirmesini beklediklerini açıkladı.

Obama'nın danışmanı Lipton, ABD ekonomisinin toparlanmaya yönelik sinyallerin artması için çalıştıklarını, ancak bazı Batı Avrupa ülkelerinde yapılan hataların endişe yarattığını bildirdi. ABD Dışişleri Bakanlığı müsteşarlık yetkilileri ile yapılan görüşmede ise Başkan Obama'nın kesin talimatları doğrultusunda hareket ettiklerini, Türkiye ile ilişkileri geliştirmeye çalıştıklarını bize söylediler.''

Eren, IMF ile yapılan görüşmelerde, krizin de gündeme geldiğini anımsatarak, bu konuda yetkililerin, ''krizin kesinlikle geride kalmadığı'' uyarısında bulunduğunu kaydetti.
Şadan Eren, IMF yetkililerin ''Özel tüketim hala çok düşük düzeyde. Özel tüketimin teşvik edilmesi gerekir. İşsizlik artışı ciddi sorunlar doğuracak'' şeklinde görüşleri öne sürdüğünü belirterek, ''Yetkililer bize, 'gelişmeleri takip ediyoruz. Türk hükümeti ile görüşmelerimiz devam ediyor. Birlikte çalışma isteği olursa elbette katkı sağlayacağız' şeklinde görüş ilettiler'' dedi.

Eren, Dünya Bankası yetkililerinin, Türkiye'nin vergi gelirleri arasında dolaylı gelirlerin sağlıklı gelir oluşturmadığını bildirdiklerini de ifade etti.
Ziyaret sonrasında TOBB tarafından bir rapor hazırlandığını da belirten Şadan Eren, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu'nun, ABD yetkilileriyle yaptığı görüşmelerde gündeme gelen konuları ise şöyle açıkladı:
''Model Ortaklık: ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye ziyaretinde gündeme getirdiği ve 'stratejik ortaklık' kavramının daha ileri aşamasını işaret eden 'model ortaklık' kavramının tanımlanması gerekir.
Ekonomik ve ticari ilişkiler: Türkiye ekonomik ve ticari ilişkilerindeki gelişme, Türkiye-ABD ilişkilerinin gerisindedir.

200'ün üzerinde ülkeye ihracat yapan Türkiye'nin ABD piyasasındaki durumu son derece zayıftır. Oysa Türkiye'nin ihracatı içinde sanayi mamullerinin payı yüzde 92 olup, bu ihracatın da yüzde 65'e yakın bölümü gelişmiş ülkelere yapılmaktadır. Yani, Türkiye'nin kalite ve ürün çeşitliliği problemi yoktur. Ancak, ABD ithalatı içindeki payımız sadece yüzde 0,2 düzeyindedir. Ekonomik ve ticari ilişkilerin zayıflığı, Türkiye-ABD ilişkilerine vatandaşların desteğini azaltmaktadır. Türkiye-ABD ilişkilerinin geliştirilmesi, başta Türkiye'nin bulunduğu bölge olmak üzere, üçüncü ülkelerde de birlikte çalışmayı kapsamalıdır.''

Türkiye'de ABD piyasası için, ABD'de de Türkiye'nin sahip olduğu potansiyel için ciddi bir bilgi eksiliğinin raporda belirtildiğini vurgulayan Eren, şöyle devam etti:
''Bunun giderilmesi için TOBB-US Chamber işbirliğinde 2006 yılında uygulanan program benzeri çalışmalar yürütülmelidir. Türkiye-ABD ilişkilerinin geliştirilmesi, GSP, QIZ ve ROZ gibi bir dizi alanda ABD tarafından imkanların oluşturulmasıyla doğrudan ilgilidir. GSP kapsamı genişletilmelidir. Bu konuda, ABD Kongresi'nde ciddi bir lobi çalışması yürütülmesi gerekir.

ABD Kongresi'nde lobi denince de akla ilk gelen kuruluşların başında ABD Ticaret Odası gelmektedir. Bu konuda birlikte çalışmalıyız. ABD Kongresi'nde lobi yapma konusunda, ABD'de yerleşik iş adamlarımıza da çok önemli görevler düşmektedir. Dünyanın her bölgesinde ABD'li yatırımcılara finansman ve siyasi risk sigortası sağlayan ABD'nin bağımsız kuruluşu OPIC imkanları Türkiye'de daha iyi tanıtılmalıdır. Var olan operasyonlar artırılmalıdır.

G-20 girişimi son derece yerindedir. Ancak, bu girişimde reel sektörün görüşlerinin yer almasına imkan sağlayacak bir mekanizmanın oluşturulmamış olması ciddi bir eksikliktir. Bunun giderilmesi gerekir. Aksi halde korumacılık eğilimleri giderek daha fazla artış gösterecektir. DTÖ istatistiklerine bakılınca bu konuda son dönemde ciddi bir hareketlenmenin olduğu görülüyor.''

-''BAŞKAN OBAMA, TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERİN GELİŞTİRİLMESİ KONUSUNA SON DERECE ÖNEM VERİYOR''-

Raporda, ABD Başkanı'nın Özel Danışmanı ve Ulusal Güvenlik Konseyi Uluslararası Ticaretten Sorumlu Kıdemli Direktörü David Lipton'un görüşleri ise şöyle yer aldı:
''Başkan Obama, Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesi konusuna son derece önem veriyor. Bu süreçte, Türkiye'nin ekonomik olarak da güçlenmesini önemsiyoruz. G-20'de Türkiye'nin yer alması, Türkiye açısından ve gelişmekte olan ülkeler açısından değerlendirilmesi gerekir.

ABD ekonomisinde toparlanma yönündeki sinyallerin daha da güçlü hale gelmesi için çalışıyoruz. Ancak, bazı batı Avrupa ülkesinde yapılan hatalar dolayısıyla endişeliyiz. Zira, Türkiye'nin AB ile güçlü ekonomik bağları, Türkiye'yi de kırılgan hale getiriyor. Piyasa ekonomisi ve serbest ve adil uluslararası ticaret bizim için önceliklidir. Türkiye'nin AB üyeliğini destekliyoruz. Bu, ABD dış politikasının önemli bir konusudur.''

OPIC Başkanı Dr. Lawrence Spinelli'nin ise görüşmeler sonucunda rapora yansıyan görüşleri şöyle:
''Başkan Obama'dan Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesi konusunda kesin ve açık talimat aldık. OPIC olarak Türkiye'deki ABD firmalarının da payı olan yatırımlara destek veriyoruz. Ama, yararlanma oranı çok düşük. Biz, Türkiye'de yatırım yapmak isteyen ABD firmalarının, veya ABD pasaportu olan Türklerin firmalarının yatırımlarına destek vermeye hazırız. Yapılması gereken şey, bu nitelikteki firmaları Türkiye'de yatırım yapmaya ikna etmek.''

IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn'ın ise ekonomik kriz ve Türkiye ile ilgili görüşleri ise raporda şöyle açıklandı:
''Dünya ekonomisinde toparlanma yönünde son dönem bazı olumlu işaretler var. Biz de bu nedenle büyüme oranı tahminimizde küçük de olsa olumlu yönde revizyon yaptık. Ancak, kriz kesinlikle geride kalmadı. Hala alınması gereken tedbirler var. Özel tüketim hala çok düşük düzeyde. Özel tüketimin teşvik edilmesi gerekir. İşsizlik artışı ciddi sorunlar doğuracak.

Türkiye konusunda ise, 2001'den sonraki dönemde Türkiye ile iyi çalıştık. Gelişmeleri takip ediyoruz. Türk hükümeti ile görüşmelerimiz devam ediyor. IMF olarak hiçbir ülkeye program empoze etmiyoruz. Anlaşma sağlarsak ve talep olursa birlikte çalışıyoruz. Biz kar kuruluşu değiliz. Türkiye'nin önünde her durumda bazı önemli yapısal reform konuları var. Belediye harcamaları, sağlık harcamaları ve vergi reformu bunlardan en önemlileridir. Kayıt dışı ekonomi mutlaka ele alınmalıdır. 2009-2010 için Türkiye'nin mali açığı çok. Birlikte çalışma isteği olursa elbette katkı sağlayacağız.''

Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Philippe Le Houerou'un ise açıklamaları şu şekilde:
''Özel sektör Türkiye'de büyümenin motorudur. Bütçe gelirleri içinde doğrudan gelirlerin payı azdır. Dolaylı vergilere dayalı gelirler, bütçe için sağlıklı bir gelir kaynağı değildir. Kayıt dışı ekonomi, eğitim reformu, aktif iş gücü politikaları, yüksek işsizlikle mücadele birlikte çalışabileceğimiz alanlardır.

İstihdam piyasanız çok katıdır. Fransa'dan bile daha katı bir istihdam piyasanız var. Örneğin, Fransa, geçici istihdam konusuna çözüm buldu. Siz bulamadınız. Enerji politikası ve iklim değişikliği konuları, bizim de Dünya Bankası olarak önceliklerimiz arasındadır. Dünya Bankası ihalelerinde Türk müteahhitlik sektörünün payı giderek artmaktadır.''

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler