Parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, TBMM’ye uluslar arası sözleşmelerin tanınmasına ve bazı temel kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi verdiğini belirten Ertuğrul Kürkçü, 12 Eylül anayasası ile toplumu müzakereye katmanın, muhalefeti müzakerenin tarafı yapmanın mümkün olmadığını, sunduğu önerinin alan temizliği bakımından bazı adımları içerdiğini kaydetti. Hakan Fidan’ın adaylığının kendilerini ilgilendiren bir yanı olmadığını da belirten Kürkçü, Fidan’ın devlet görevlisi iken çözüm süreci nedeniyle İmralı görüşmelerinde yetkisi olduğunu, artık bu yetkisinin olmadığını kaydetti. Türkiye’nin bugün yaşadığı rejime demokrasi rejimi demenin zor olduğunu ifade eden Kürkçü, kanun teklifi ile 7 uluslararası sözleşmeye konulan çekincelerin kaldırılmasını ve Siyasi Partiler Kanunu, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanun’u ve seçim barajının kaldırılmasını, cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesini istediklerini açıkladı.

 

İç Güvenlik Paketi’ne ilişkin eleştirilerde bulunan Kürkçü, “Bu yasa kolayca yasalaşacak olursa Türkiye’yi derin bir iç gerilimin bekleyeceğine hiç kuşku yok” ifadelerini kullandı. Kürkçü, Meclis’teki siyasi muhalefetin ciddiye alınmamasının düşünülemeyeceğini kaydetti. Paketin Genel Kurul’a gelmesindeki gecikmeleri değerlendiren Kürkçü, “Bazı değişiklikler yapmayı düşünüyor olabilirler, hükümeti ve polisi Türkiye’nin biricik sahibi ve hakimi haline getirecek olan özü değişmedikçe bizim açımızdan bu yasanın kabul edilebilecek bir yanı yoktur. Hükümetin bir orkestra gibi işlemediğini gösteren sesler yükseliyor. Bu paket gündemdeyken bir çözüm süreci işletmenin eskisi gibi kolay ve mümkün olacağını düşünmüyorum. Hangi sebeple geciktiriyorlarsa sonsuza kadar bu yasayı geciktirmelerini tercih ederiz” dedi.

 

Milletvekili aday adaylığı için MİT Müsteşarlığı görevinden istifa eden Hakan Fidan’ın aday adayı olmasının çözüm süreci üzerinde nasıl etkisi olduğunun sorulması üzerine Kürkçü, “Biz devletle müzakere ediyoruz, hükümetle mücadele ediyoruz. Hakan Fidan İmralı’daki görüşmelerde söz sahibiydi, şimdi artık söz sahibi değil. Hakan Fidan’ın devletin görevlisi olarak artık bir yetkisi ve etkisi yok. Biz bunu kendi meselemiz olarak görmüyoruz. Cumhurbaşkanı’nı üzdüğü anlaşılıyor. Bunun dışında bizi üzen veya sevindiren bir tarafı yoktur” diye konuştu.

 

 

Ertuğrul Kürkçü’nün ardından açıklamalarda bulunan HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, dolardaki yükselişi değerlendirdi. Her şeyin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Faizler neden inmiyor” açıklamasıyla başladığını iddia eden Tan, “Cumhurbaşkanı bunu söyledikten sonra Türkiye’ye gelen sıcak paranın önemli kısmı Türkiye’den çıkmaya başladı. Bu ucuz politikalar yine halkı vuruyor. Cumhurbaşkanı faize karşı olduğu imajını vererek, bizzat faiz lobilerine yardımcı oluyor. Sayın Cumhurbaşkanının ‘bu faizleri indirin’ demeçleri Müslüman Anadolu köylüsünü uyutmaya yönelik bir siyaset iken, bir bumerang dönüşü yaparak faiz lobisine hizmet etmiştir. Çok kısa süre sonra Merkez Bankası da, diğer bankalar da bu para kaçışını önlemek için faiz yükseltmeye başlayacaklar” dedi.

 

Hakan Fidan’ın adaylığı ile ilgili soruya cevap veren Tan, “Ben üzülmedim, üzülmek bana düşmüyor. Hakan Fidan kendi arzusuyla istifa etmiş, bir işe girmiş, üzülmek ve sevinmek bana düşmüyor” ifadelerini kullandı.

 

İç Güvenlik Paketine ilişkin olarak ise Tan, “Bunun gelmemesi lazım. Özgürlükler ve demokrasi genişletilsin derken gittikçe otoriterleşiyor, tek adam rejimine doğru gidiyor. Putin’in durumu ortada işte” açıklamasında bulundu.