Trabzon'un eski belediye Başkanlarından Hasan Melek'in, 12 günlük Rusya gezisinde kaleme aldığı notlar, yayınladığımız ilk iki bölümün ardından bugün de devam ediyor.

GEZİNİN 7. GÜNÜ!

Bugün 16 Temmuz Çarşamba;

Gemimiz dün Goristsy den saat 17:00 de ayrıldı. 391 Km yol kadettikten sonra Yaraslav’a varacağız. Varış saatimiz 15:00 dır. Bu arada 2 tane daha su seviye havuzuna girip çıkacağız. Bu defa irtifa düşeceğiz.

Yaraslav’a gelmeden önce Rybinskoye rezervuarını geçip yolumuz buradan Volga’nın başka bir koluna girip Yaroslav’a ineceğiz. 1932 yılında Stalin tarafından yapılan bu baraj toprakları münbit 700 köyü sular altında bırakmıştır. Buradaki insanlar başka taraflara göç etmişler. Bu baraj inşaatında bir çok siyasi suçlu insan çalışmış ve birçok insan da ölmüştür. 1941 yılında su dolmaya başlamış, dolduktan sonra bugün 4500 kilometrekare üzerindedir.

Bir deniz görünümündedir, ortalama derinliği 5 metredir. Bunun üzerinde yapılan hidroelektrik santrali de Rusya’nın ihtiyacı olan enerjiye de büyük katkı sağlamaktadır. Bu muazzam barajı geçtikten sonra Volga’nın diğer kolu üzerinden Yaraslav’a yaklaşıyoruz. Nehrin her iki yanında yeşil ve ağaçlıklar hakim, güzel manzaralar seyrediyoruz. Nehirde yük taşıyan gemi trafiği de devam etmektedir.

Nihayet saat 15:00 da Yaraslav iskelesine yanaşıyoruz. Bekleyen otobüsümüzle bir şehir turu yapıyoruz. Rusya’nın en eski şehirlerinden biri olan Yaraslav, 1010 yılında Prens Akıllı Yaraslavı tarafından kurulmuştur. Kısa zamanda büyüyüp zenginleşen Yaraslovı, Moskova Polonya işgali altındayken, Rusya’ya başkentlik yaptı. Volga Nehri kenarında olan bu şehir SSCB döneminde birçok fabrika yapılarak sanayi kenti olmasının yanında eski caddeleri, katedralleri ve manastırlarıyla da bir turizm kentidir ve şehirde 600 bin nüfus yaşamaktadır.

2010 yılında şehrin kuruluşunun 1000. Yılı görkemli bir şekilde kutlanmıştır. Yaraslav’ın en önemli din ve kültür merkezlerinin başında Kurtarıcı Tecelli Manastırı geliyor. Kuruluşu 13. Yüzyılın başlarına dayanan manastırın merkezinde Yaraslav’ın en eski yapısı Tecelli Katedrali yer alıyor. 1503 – 1516 yıllarında yapılan katedral 13. Yüzyıl başlarında yapılmış olan eski katedralin temelleri üzerine inşa edilmiştir. Yaraslavı Unesco’nun Dünya Kültür Mirası listesindedir. Burada da yine turistler için kurulmuş reyonlar var, herşeyi bulmak kabil. Doğasıyla ve tarihi zenginliği ile bir turizm kenti olan Yaraslavı daki gezimizi de bitirerek gemimize dönüyoruz.

Gemimiz saat 19:00 da Uglich’e hareket etti. Tekrar Volga Nehri üzerinden geri dönüp Rybinsky su Rezervuarına ( baraj ) çıkıp Moskova’dan önce son yerleşim yeri olan Uglich’e varmış olacağız. Volga Nehri üzerinde olan bu yerleşim yeri 38 bin nüfuslu küçük bir yerleşim yeridir fakat burada da bir çok tarihi eser var.

"GEZİNİN 8. GÜNÜ 17 TEMMUZ PERŞEMBE" 2. SAYFADA

Bugün 17 Temmuz Perşembe;

Nihayet gemimiz belirlenen saat 08:00 da iskeleye yanaşıyor. Burada da 4 saat kalacağız. Uglich geçmişte yaşayan şehir olarak nitelendirilir, kuruluşu olan 937 yılından 16. Yüzyıla kadar hızla gelişti ve önemli prensliklerden biri haline geldi.

1591 de bir hanedanlığın sona ermesine yol açacak olan Korkunç İvan’ın küçük oğlu Dimitri’nin esrarengiz ölümü burada gerçekleşti. 8. Yüzyılda yapılmış mükemmel akustiğe sahip Tecelli kilisesi ve küçük Dimitri Kan Kilisesi önemli tarihi yapılardır. Ruslar’ın meşhur Çayka saat fabrikası da burada bulunmaktadır. Kilise bahçesinin bir kenarında da Ruya’nın ilk traktörü teşhir edilmektedir.

Sevimli sakin olan Uglich de yine fazlasıyla turistik eşya satan stantlar kurulmuş, her ülkeden gelen turistlere satış yapmaktadırlar.  Burada da 4 saatlik gezimizi tamamlayarak gemimize geliyoruz. Gemide de her akşam bir etkinlik var. Bazen bunlara katılıp bazen de geminin güvertesinde oturup etrafı seyrediyoruz.

Değerli dostlar;

Dün saat 12:00 da Uglich’ten ayrıldık Volga Nehri üzerinden Moskova’ya doğru iniyoruz. Yine 7 su seviye havuzuna girip çıkıp irtifa katedeceğiz. Şimdi sizlere Volga Baltık Kanalı hakkında biraz bilgi verdikten sonra tekrar gezimize döneceğiz.

St. Petersburg-Moskova su yolu toplam 1802 Km’dir. Kara yolu St. Petersburg-Moskova 660 Km. Onega Gölünün güney tarafı ile Rybinsk Rezervuarının batı bölümünü birbirine bağlayan insan yapımı büyük Volga Kanalı Projesi 1964 yılında hizmete açılmıştır. Ama ilk olarak 1825 yılında Moskova ticari amaçlı olarak bir kanalla Volga’ya bağlanmıştır.

Moskova Ve St. Petersburg arasındaki nehirlerin su seviyelerinin farklı olması nedeniyle Volga Baltık Kanalı en karmaşık ve trafiği en sıkışık yerdir. Bu nehirler güneyden kuzeye doğru sırasıyla Sheksna Nehri, Beyaz Göl, Kovzha Nehri, Su paylaştırma kanalı ve Vjtrgra Kanalıdır.

360 kilometrelik uzunluğu ile bu kanallar sistemi dünyanın en uzunudur. Kanal doğal nehirleri ve göl yataklarını birbirine bağlar. Sadece Moskova kanalları 128 Km olup, 8 su seviye havuzu, 8 hidroelektrik santrali, 2 tünel, 5 pompa istasyonu, barajlar ve köprülere sahiptir.

Volga Nehri 3688 Km dir. Volga Nehrinden saniyede 8000 metreküp su akar. Yazar Turgenev, tanrı Volga da yaşar diye yazmış ve Ruslarda Volga’ya Matushka veya Küçük Anne adını verirler. Nehir tarih boyunca birçok ünlü Rus yazar ve ressam için ilham kaynağı olmuştur. 

Volga Nehri üzerinden büyük nakliye yapılmaktadır. Büyük Petro, Moskova, St. Petersburg arasındaki taşımacılığın su yoluyla ucuz olacağı düşüncesiyle hareket etmiş ama başaramadı. 100 sene sonra bu 128 Km lik Moskova Kanalı 1930 yılında başlamış, 4 yıl, 8 ayda bitirebilmiş ve hayata geçirilmiştir.

Volga Nehri ve Volga Baltık Kanalı hakkında kısa bilgi verdikten sonra tekrar gezimize dönelim. Volga Nehri üzerinden Moskova’ya doğru ilerliyoruz. Moskova ‘ya yaklaştıkça görüntülerde değişiyor, yavaş yavaş büyük binalar, köprüler ve hareketli bir trafik göze çarpıyor.