Recep Ergenç
Harvard’da bir Trabzonlu
Dünyanın en iyi ilk üç üniversitesinden birine, Harvard Üniversitesi doktora programına “Purcell bursiyeri” (çok az kişiye verilen özel bir burs olarak kabul edilir) olarak kabul edilen, Trabzonlu Furkan Öztürk ile Harvard’a kadar uzanan önemli başarı hikayesini konuştum.
Buluşmamızı ve tanışmamı “Bilim Sanat Merkezi müdürü Abdulvahap Altın” sağladı.
Aşağıda 21 yaşındaki Bilkent Üniversitesi öğrencisi Furkan Öztürk ile yaptığım söyleşiyi okuyacaksınız. Aşağıdaki metinde Recep Ergenç (RE) ve Furkan Öztürk (FÖ) olarak geçecektir.
R E Üniversite giriş sınavında Türkiye otuzyedincisi oldun ve tercihini “Bilkent Fizik” olarak yaptın.
F Ö Evet.
R E Anladığım Bilkent’te öğrencisin.
F Ö Evet. Bilkent Üniversitesi dördüncü sınıf öğrencisiyim; Mayıs 2018’de mezun olacağım.
R E Harvard’a doktora için kabul edildin.
F Ö Dünyanın saygın beş üniversitesinden de doktora için kabul edildim; Harvard’a yılda otuz kişi kabul ediyor; yaklaşık yirmisi Amerikalı. Geri kalan on uluslararası öğrenciden biri de benim. Dünya nüfusuna bakıldığında 7 milyar kişi arasından seçilmiş oldum.
R E Süreci biraz açar mısın? Nasıl oldu?
F Ö Hayalimin peşinde koşuyorum, anlamaya ve araştırmaya çok meraklıyım. Yaşadığım ortamlar ve lisans sürecinde yaptığım araştırmalar da motive etti. Gözlemlerim de etkili oldu.
Tam bir özgüvenle paylaştı. O Harvard’lı artık. Eylül 2018’de yüzde yüz burslu olarak Harvard’a başlayacak.
R E Furkan, doktora başvuru süreci tam olarak nasıl işliyor?
F Ö Elbette bir sistematiği var işin, TOEFL, GRE, niyet mektubu ve CV ile referanslar da önemli; okuldaki hocalarımın ve İsviçre ETH Zürih’teki Ataç İmamoğlu’nun referansı da etkili olmuştur.
R E Beş üniversiteden de kabul aldın neden Harvard?
F Ö Dünyada 892 Nobel ödülü verilmiş, alanların 157 tanesi Harvard ile ilişkili bilim insanları. Birçok temel bilim buluşu orada gerçekleşmiş. Amerika’nın en eski, en köklü ve gelenek dolu üniversitesi. Kütüphaneleri, yemek yerleri, müzeleri inanılmaz motive edici...
Furkan Öztürk Yomra Fen Lisesinden mezun. Trabzon Merkez Fen Lisesi, Yomra Fen Lisesi ve Bilim Sanat Merkezindeki arkadaşlarına konuşmalar yaptı ve onların sorularını cevapladı.
R E Lisans dönemin nasıl geçti? Nerelerde hangi bilimsel araştırmaları yaptın?
F O Bilkent’te üç yaz tatilimi de dünyanın saygın üniversitelerinin saygın hocaları ile staj yaparak geçirdim. İlk staj programına kabul için yaklaşık beş yüz kişiye e-mail attım. Yeterli sayıda deneme yapmadan başarı gelmiyor. Bu maillerin okunma ve geri dönüşü oranı 1/10’dur. İndiana Üniversitesi’nden geri dönüş aldım ve yaz stajına kabul edildim. Staj sırasında deneyi yaptığım enstrümanlara kadar her şeyi kendim ürettim. Kodlama öğrendim. İkincisi staja kabulü daha kolay oldu ve İsviçre ETH Zurich’e gittim. Bu okul Einstein’ın da mezun olduğu dünyadaki ilk on okulundan biridir. Teorik kuantum optik üzerine araştırma yaptım burada. Günde 12-16 saat çalıştım. Bu sırada birçok konsepti bilmiyordum ancak okumalar yaparak onları da öğrendim. Projemi bitirdim. Üçüncü ve dördüncü sınıflarda Latince ve Almanca öğrendim ve arkeoloji ile yan dal yaptım. Üçüncü sınıf yaz stajı için Harvard’dan iki günde geri dönüş oldu ve staja kabul edildim. Buradaki stajda da deneysel atomik fizik üzerine çalıştım, insanları ve Harvard’ı da tanımış oldum.
R E Staj programlarında gözlemlediğin ve en önemli olduğunu düşündüğün şeyi paylaşır mısın?
Hocanızla bacak bacak üstüne atıp tartışmadığınız sürece bu iş olmaz. Bilimsel araştırmada hoca ile yeni bir şeyi tartışırsınız, onun tezine karşı kendi tezinizi eşit şartlarda yarıştırışınız. Hoca sizden elbette daha tecrübelidir ancak bilimde önemli olan fikirlerin doğruluğudur. Zaman zaman siz da hocanıza öğretirsiniz. Bu açıdan bakıldığında kimse kimseden üstün değildir. Bu eşit tartışma ortamı bilimin olmazsa olmazıdır.
R E Yolun açık olsun Furkan
F Ö Sohbetiniz ve yapacağınız haber için çok teşekkür ederim. İlginiz için de minnettarım. Kolay gelsin,