Ahmet Külekçi
Trabzon'un kıymetini bilmek!
Havalimanı..
Üniversite..
Hastaneler..
Okullar..
Otogar..
Sinema-tiyatro-kafe ve alışveriş merkezleri.
Hepsi bir avuç içinde.
Hepsi size beş dakika mesafe yakınlığında.
Trabzon kutu bir şehir.
Trabzon bir çok avantajı birlikte yaşıyor.
Denizini-sahilini-yaylasını-göllerini saymıyorum.
Tarihi dokusunu-kültürünü-değerlerine olan bağlığını ise hesaba katmıyorum.
Trabzonspor sevdasını-bordo-mavi renklere olan aşkı ise tartışma götürmez.
Peki ama bu kadar derinliği, güzelliği ve özelliği beraberinde yaşayan Trabzon’da yaşayanlar neden mutsuz, neden her şeyden dert yanıyor, neden isyankar..
Cevabı aslında çok net.
Dışarda özlemini duyuyoruz..
Gurbette dayanışma gösteriyoruz..
Ama Trabzon’da düşman kesiliyoruz..
Trabzon’un içinde yaşanan bu huzursuzluğun tek sebebi hoşgörüden kopuş olarak tanımlıyorum
Trabzon kendi değerlerinin kıymetini bilmiyor.
Trabzon dedikodu-fitne ve fesattan beslenenler için merkez oluyor.
Başarılı-üretken-hizmet verenleri sahiplenip-desteklemek yerine onların yerin dibine sokuyoruz.
Aş-iş-ekmek derdimizi bir kenara bırakıp başka gündemlerin peşinde koşuyoruz.
İşadamlarını küstürüyor yatırımcıya sırtımızı dönüyoruz..
Ortak paydamız ortak sevdamız olan Trabzonspor Kulübünü bile borç-harç içinde yüzen batık bir gemi haline getirdik..
Herkes kendine göre konuşuyor, yazıyor, tartışıyor.
“Biz” devri kapanmış “ben” anlayışını almış başını gidiyor.
Yaylada kadın-erken horona duruyor, el-ele veriyor kıyamet kopmuyor..
Ama şehre gelince kimse bir-birini tanımıyor.
Şehrin kültür sanat anlayışı bile yozlaştı..
İki tane etkinlik yapan kendini kahraman ilan ediyor. İki şiir yazan şair, iki resim çizen de ressam oluyor..
Gazetecilik mesleği bile sıradanlaştı.
Rutin, klasik, içi boş haberlere imza atanlar gazeteciyim diye orta yerde geziyor.
Fikir yok, araştırma yok, kitap okuma yok, sorgulama yok ,arşiv yok..
Rant-menfaat ve koltuk sevdası her şeyin önüne geçti bu şehirde..
Kimse kendini yalandan yere kandırmasın..
Trabzon bunların hiçbirini hak etmiyor.
Keşke bir diziye verdiğimiz tepki kadar hayatın gerçeklerini görsek ona göre bir duruş sergilesek.
Keşke parklara-yeşil anlara sahip çıksak.
Keşke trafikte bir-birimize saygılı olsak.
Keşke çöplerimizi zamanında çıkarsak adam gibi çöp kutusuna atsak..
Keşke sebze-meyve alırken marketleri değil de köyden gelen 80 yaşındaki ninemizi sevindirsek.
Trabzon’un “öteki yüzü” daha çok keşkelerle dolu..
Gelin keşke dememek için bir yol çizelim..
Geleceğe daha huzurlu, daha yaşanabilir ve daha az sorunlu bir şehir bırakmak için herkesin üzerine düşeni yapması gerek
Yaşadığımız şehrin kıymetini bilelim
**
TRABZON’DAN AFRİN’E SELAM OLSUN
İçişleri Bakanlığı Dernekler Masası tarafından desteklenen Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nin “Basın Elçileri Gönül Projesi” kapsamında Güneydoğu Anadolu Bölgemizdeki Kilis’ten, Şırnak’tan, Siirt’ten, Mardin’den, Diyarbakır’dan, Gaziantep’ten, Adıyaman’dan, Batman’dan ve Şanlıurfa’dan Trabzon’a gelen gazeteci dostlarımızın bu şehirden verdiği mesajın ne kadar önemli olduğunu sizlerle paylaşmak istedim bugünkü yazımda.
Doğrusunu isterseniz bu anlamlı projenin koordinatörü olmaktan büyük bir keyif aldım.
Sayın İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’ya ülkemizin huzuru-güvenliği ve kardeşliği noktasında böylesine değerli projelerde bize destek verdiği ve ışık tuttuğu için teşekkür ediyorum.
Teröre geçit vermeyeceğimizin, aynı bayrak altında sonsuza kadar birlikte yaşayacağımızın göstergesidir bu projeler.
Basın Elçileri Gönül Projesini işte bu kapsamda çok önemsiyorum.
Güneydoğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti Federasyonu Başkanı Mehmet Çelik, Batman Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ercan Atay, Siirt Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atillat Durak, Kilis Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nezir Çağlar, Adıyaman Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Zeki Dışkaya, Şırnak Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Balık, Şanlıurfa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Tahir Güklebak, Kızıltepe Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mehmet Halit Solhan ile birlikte Trabzon’dan Afrin’e selam gönderdik ve sonuna kadar devletimizin-ordumuzun yanındayız mesajı verdik.
Ortak metinde aynı şeyi haykırdık:
“Bin yıldır dost olan, aynı tastan çorba içen, kız alıp veren, kültür elçiliği yapan insanlarımızın bir-birlerine küs olması gibi bir şey nasıl düşünebilir. Bizler, vatanımızın bölünmez bütünlüğü ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası için her zaman dayanışma içinde kardeşçe hayatımızı sürdüreceğiz”
Başka söze de gerek yok!
Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz.
**
ŞİMDİ DE GİTME SIRASI BİZDE!
Güneydoğu’dan gelen gazeteci dostlarımız Trabzon’dan ayrılırken hem çok mutlu hem de çok hüzünlüydü.
Ayrılmak istemediler.
Kısa sürede çok güzel bir kaynaşma oldu.
Trabzon’u ve Karadeniz’i çok sevdiler.
Şubat ayının ortasında güneşin, denizin, yeşilin keyfini çıkardılar.
Uzungöl’e ,Çamlıhemşin’e ve Ayder’e hayran kaldılar.
Memleketlerine dönüş yolunda ise Gümüşhane-Bayburt ve Erzurum’da ziyaretler yaparak oradaki gazeteci dostlarımızla da kardeşlikler pekişti.
Şimdi onlarla buluşma sırası bizde..
Projenin ikinci ayağında 15-19 Mart tarihleri arasında Trabzon-Rize-Artvin ve Giresun’dan 30’a yakın gazeteci arkadaşımızla Şanlıurfa-Mardin-Diyarbakır ve Tunceli gezisi düzenleyeceğiz.