İhsan Öksüz

İhsan Öksüz

51.Yıla girerken…

2 Ağustos 2017… Trabzonspor’un yeni yaşına gireceği tarih… Her ne kadar başta kulüp başkanı ve birçok kişi hala “50’yıl” dese de matematik ve gerçek ortada… Trabzonspor bir yaşını daha tamamlamış olacak. Başkanın “50.yıl” söylemi sadece bir seçim yatırımı olarak kalacak ama, bakalım sayın başkan o gün nasıl bir ifade kullanacak?

Trabzonspor’un geçmiş 50 yıla neler sığdırdığını biliyorum ve neredeyse tümünü de yaşadım. 6’sı resmi, biri hala başka kulübün müzesinde emanet duran 7 şampiyonluğu var bordo mavililerin… Türkiye, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Süper Kupaları saymak artık teferruat…

Ama 1976 ila 1984 arasına sığdırılan tam 6 lig şampiyonluğu ile 3 kez elde edilen lig 2.likleri unutulmaz… Sonrasında ise kulüp kendi tarzından vazgeçip İstanbul’un transfer politikasına yönelince eski günlerini arar oldu.

Bugünlerde Trabzonspor’un şanlı tarihi gazetelerde, televizyonlarda, internet sitelerinde geniş şekilde nakledilecek. Bunları benim tekrarlamam gereksiz… Ancak şunu mevcut yönetime ve gelecekte yönetime talip olacaklara hatırlatmak isterim:

Trabzonspor kendi tarzını yaratarak başarılı olmuştur. Taklit ederek, özünden uzaklaşarak değil… Trabzonspor’un geçmişte kazandığı 6 resmi şampiyonlukta, ne futbolcu ne de teknik adam olarak bir tek yabancının bile imzası yoktur!!! Hatta “yerli yabancılar” bile iki elin parmaklarını geçmez… Şamil Ekincilere, Salih Erdemlere, Ahmet Suat Özyazıcılara, Özkan Sümerlere ve Şenol Güneş nezdinde zaferlerde emeği geçen herkese selam olsun…

Bu nedenle bugünlerde harıl harıl - yerli yabancı oyuncu arayışına giren başta başkan Muharrem Usta ve ekibi bilmeli ki bu örnekler ortada… Ve sürekli aynı tekrarlardan farklı sonuç çıkmayacağını da herkes bilir! Her ne kadar başkan Usta’nın birkaç hafta önce ayakları yere basan açıklamaları umut verse de görülüyor ki popülizmden vazgeçmek yine  de zor…

Kulüp yöneticiliği “Bir gün öyle, bir gün böyle…” tarzı ile olmaz… Aklı selim, Trabzonspor’un 50.yılda şampiyon olacağını zaten beklemiyordu. Ancak artık 50 yıl geride kaldı. Varsın 55’inci yılda şampiyon olsun!  Yeter ki Trabzonsporlulara gerçek, sadece gerçekler söylensin… Ve özüne dönsün… Bu çok zor bir yöntemdir ama, uzun vadede başka çıkar yol görünmüyor. Trabzonspor’un 51.yaşını kutlarım…

GÜNAH KEÇİSİ TERİM!

Türkiye’de bir Fatih Terim gerçeği var… İyisi ile kötüsü ile adam ne yaparsa yapsın mutlaka gündemin ilk maddesi oluyor! Yöntemini tasdik etmemekle birlikte bana göre büyük bir yanlışın peşinde gidiyoruz! Çünkü ülkemizde “sistem”, Terim ve onun gibiler için var!

Terim, milli takımın başına getirilirken aldığı sıfatları ve ücreti zorla kabul ettirmedi. Bu sıfatlar kendisi istemiş olsa dahi, ona mevcut TFF başkanı ve yönetimi tarafından bahşedildi! Elbette başka üst akıllar da devreye girmiş olabilir! Ve Terim, göreve getirilirken her şeyi bilinmiyor muydu?

Ancak ne olursa olsun bizler kişileri değil de, sistemi tartışmalıyız. Sistem ve kafa yapıları böyle olduktan sonra ha Terim olmuş ha başkası… Hiç fark etmez. Farkında mısınız bilmem ama Terimleri de, benzerlerini yaratanlar da ülkemiz insanıdır. Yoksa bence Fatih Terim bu olayların yaşanmasında en az suçlanacak kişidir derim! Bakış açımızı değiştirmenin zamanı gelmedi mi?

GÜNEŞ, TUZAĞA DÜŞMEDİ AMA!

Milli takım teknik direktörlüğü için her dönem adı alternatif olan tek isim var: Şenol Güneş… Çünkü, Türkiye’nin kazandığı en büyük başarıda yani 2002 Dünya Üçüncülüğü’nde onun imzası var… Ve Güneş zeki, ciddi, çalışkan, güvenilir bir futbol insanı… Üstelik son derece başarılı… Terim’den sonra akla gelmesi mantıklı ama, bu işte bir hinoğlu hinlik var! Terim’e o kadar yetkiyi ve ücreti veren kişilerin Güneş’e teklif getirirken çok saf olduklarını düşünmüyorum! Milli takımı düşünüyor olsalardı Terim’le ilgili kararı bu kadar geciktirmezlerdi! Güneş’i hem Beşiktaş’la, hem milli takımla yıpratıp bir taşla birkaç kuş vurmak istemiş olabilirler! Güneş bu tuzağa düşmedi ama, kafasını da karıştırdılar, motivasyonunu da… Bunun sıkıntılarını gelecekte yaşanacak. Göreceksiniz!

BASININ PALAVRALARI!

Her transfer mevsiminde olduğu gibi basın, yine palavra şampiyonu oldu. Buna yerli basın da dahil… Her gün yöneticilerle birlikle olmak, zamanla onların huylarını da almak demektir! Haber alabilmek için ne verilirse hiç tartışmadan servis ediliyor. Her gün haber geçmek mecburiyeti de hasıl olunca “yönetici palavraları” her gün “patlamayan” yeni transfer bombaları basının manşetlerini  süslüyor. Böylece taraftarlar da “Ha onu geldi, ha bu geliyor…” diyerek avutulup kandırılıyor.

Trabzonspor adına şimdiye kadar sayısız oyuncu gündeme getirildi. Biri uçuracak, biri kanatlandıracak, biri çağ atlatacaktı. Ama sonunda “ Ne yapalım ekonomimiz bozuk. İstenen oyuncuları alamayız” da kilitleniyor iş…

Sanmayın ki bunu sadece bizim yerlilerimiz yapıyorlar. Ulusal denilen basın da aynısını yapıyor ve bizim yerliler ulusaldan ne görürse aynen taklit etmekte mahirler… Maşaallah... Buna bir de kendilerini koruma içgüdüsü eklenmiyor mu? “ Ne yapalım? Yöneticiler bize böyle bilgi veriyorlar” demeye getiriyorlar. Biraz yöneticiler, biraz menajerler, eh biraz da uydurmadan ne çıkar ki?

A benim canlarım! Muhakeme yapın muhakeme… UEFA Trabzonspor’a bu sezon transfer için ne kadar harcama kotası verdi, öğrenin! Yoksa transfer fiyaskosunun sorumlusu sizler olacaksınız! Benden söylemesi…

ADAYIMIZ YILMAZ VURAL!

Milli takım için teknik adam aranıyor ya bence boşuna… Benim ve oğlum Semih’in tek adayı Yılmaz Vural… Ve şaka da yapmıyorum. Madem 4 maçlığına teknik adam aranıyor, hazır boşta iken Yılmaz Vural biçilmiş kaftan! Başarılı olursa kendini ispatlamış olur, yok başarısız olursa zaten milli takımdan bir şey beklenmiyor ki hiç sorun olmaz… Yılmaz Vural milli takım teknik direktörlük adayımız. O kadar…

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.