İhsan Öksüz
Böyle günde maç yazmak!
Yine böyle bir dönemde yine maç yazısı yazıyorum. Emin olun ki yüzüm kızararak, ellerim ve yüreğim titreyerek yazıyorum.
Bartın’da maden faciasında 41 şehit ve birçok ağır yaralı verdikten sonra niye maç oynanır ki? Niye oynanan maçları yazmak zorunda kalırız? Şundan; herkesin bir işi var ve herkes o işi - dünyada ne olursa olsun- yapmak zorunda… Bu nedenle şimdiden kusuruma bakmayın diyerek hiç istemeden de olsa birkaç cümle çiziktireyim:
Trabzonspor zorlu bir süreçten geçiyor. Sezon başından beri oynadığı oyun pek tat vermese, sürekli eleştirilerin odağı olsa da hiç küçümsenmeyecek puanlar topladı. Buna rağmen Kasımpaşa maçından sonra oynanacak Monaco ve Beşiktaş maçları için kendi camiası tarafından bile favori gösterilmeyen Trabzonspor önce Fransız rakibini adeta abandone etti. Avrupa Ligi’nde farklı kazanan Trabzonspor, bu moralle Beşiktaş önüne de rakibini ürküterek çıktı.
Nitekim maçın başında da öne geçti. Ama futbol hatalar ve sürprizler oyunu… Hem yediği ilk gol, hem attığı 2’nci goller futbolun cilvesinin yankılanması idi. Trabzonspor ilk yarıda rakibine karşı başa baş oynadı ve istediğini de ne olursa olsun aldı.
İkinci yarıda ise Beşiktaş tüm riskleri alarak saldırdı. Zaten Beşiktaş’ın en büyük özelliği bu idi. Coşkulu taraftarları ile Trabzonspor’un üstüne yüklendi. Özellikle Larsen’in kanadını iyi kullanan Beşiktaş, Danimarkalı oyuncunun rakibinden hep bir adım geride kalması ile son anlar yaşadı. Hem Larsen hem Eren Elmalı hücuma pek katkı veremediler. Orta alanda Hamsik’in organize ettiği Trabzonspor pek etkili olamadı. Ancak maçın kırılma noktasında Enis Bardhi kaleci ile karşı karşıya kaldığı bir pozisyonda topu auta atarak alınması muhtemel mutlak 3 puandan etti bordo-mavili ekibi…
Sonuç olarak Monaco maçını kazanan, Beşiktaş maçını ise kaybetmeyen Trabzonspor biraz olsun nefes aldı. Trabzonspor’un 3 büyüklerle oynadığı maçlar takımların o günkü konumu ne olursa olsun büyük maçtır ve bu maçların kesin favorisi olmaz. Nitekim maç öncesi herkesin favorisi Beşiktaş’tı ama, iki kez öne geçen Trabzonspor belki de 2 puanı yitiren ekipti.
Yusuf Yazıcı’nın kırmızı kartı bana göre doğru bir karardı. Hakemin tek hatası belki de maçın hemen başında Hamşik’in Salih’in ayağına bastığı pozisyonda sarı kart göstermemesi idi.
Biliyorum: pek maç yazısı olmadı ama emin olun ki Bartın faciasından sonra yazacak motivasyonun kalmadı. Affola… 17 Ekim Pazartesi günü saat 16.00’da haber61.tv’de Tuncay Lakot’la belki daha iyisini yorumlarız.