Matus Bero, Trabzonspor’a geldiği günden beri ilk kez fare yakaladı! Hem de anlamlı bir fare… Trabzonspor, Fenerbahçe’ye karşı son 10 resmi maçta bırakın galip gelmeyi gol bile atamamış! Ehh, Bero golü attığına ve tek puan da olsa İstanbul’dan boş dönülmediğine göre bir 10 resmi maç daha bekleme opsiyonuz oldu!
Fakat Fenerbahçe’den alınan bu tek puan UEFA hayalinin de sona ermesi anlamı taşıyor. Bu nedenle atılan tek gol ve alınan tek puanın sadece ve sadece ezeli rakibin Trabzonspor’a karşı olan inanılmaz düşmanca tavrına misillemeden başka bir ifadesi yok!
Son haftaların en kötü performanslı iki takımından Fenerbahçe ilk yarıda Trabzonspor’un yanlış diziliş ve kadro seçiminden kaynaklanan nedenle daha baskındı. Orta alanı bir türlü pasla kontrol edemeyen ve “pas yapacağım” diye sürekli top kalıpları yapan bordo mavililerin kaptırdığı toplar, hayli tehlike yarattı. Buna iki kenar bekin de sanki mahalle maçında oynar gibi, üstelik önlerinde hiçbir destek yokken sürekli hücuma çıkma istekleri, boşalttıkları alanlardan çok tehlikeli atakların yenmesi neden oldu.
İlk yarı boyunca D.Doye, Olcan, Bera varlık gösteremediler. Üstüne üstlük kaleci Onur’un inanılmaz hatası sonucu yenen dandik gol etlenince Trabzonspor’un gardı iyice düştü.
Ancak ikinci yarıda Durica’nın oyuna girişi, Medjani’nin sakatlanan Okay’ın görevini alması, Bero’nun sihirli dokunuşu ile maç bambaşka bir havaya büründü. İlk yarı boyunca rakip kalede sadece 4 kez görünün Trabzonspor bunu ikinci yarıda 34 gibi olağanüstü bir sayıya çıkarıp Fenerbahçe’yi şaşkına çevirdi. Ama yine de son vuruş yetersizlikleri, biraz oyun disiplininden kopmalar, yakalandığı halde bir türlü gelmeyen ikinci gole mal oldu.
Sonuçta Trabzonspor kötü gittiği bir dönemde ezeli rakibinden üstelik deplasmanda ve de gol atarak beraberlikle teselli ikramiyesi kazandı. Bu arada Onur’un yerine giren Esteban’a da iki satır etmesek haksızlık yapmış oluruz. Trabzonspor yönetimi ne düşünüyor bilmem ama, bana göre Esteban’ın gönlü yapılarak takımda kalması için küçük fedakarlıklar yapılabilir! elimizde böylesine hazır bir kaleci varken arayış gereksiz…
Fakat Fenerbahçe’den alınan bu tek puan UEFA hayalinin de sona ermesi anlamı taşıyor. Bu nedenle atılan tek gol ve alınan tek puanın sadece ve sadece ezeli rakibin Trabzonspor’a karşı olan inanılmaz düşmanca tavrına misillemeden başka bir ifadesi yok!
Son haftaların en kötü performanslı iki takımından Fenerbahçe ilk yarıda Trabzonspor’un yanlış diziliş ve kadro seçiminden kaynaklanan nedenle daha baskındı. Orta alanı bir türlü pasla kontrol edemeyen ve “pas yapacağım” diye sürekli top kalıpları yapan bordo mavililerin kaptırdığı toplar, hayli tehlike yarattı. Buna iki kenar bekin de sanki mahalle maçında oynar gibi, üstelik önlerinde hiçbir destek yokken sürekli hücuma çıkma istekleri, boşalttıkları alanlardan çok tehlikeli atakların yenmesi neden oldu.
İlk yarı boyunca D.Doye, Olcan, Bera varlık gösteremediler. Üstüne üstlük kaleci Onur’un inanılmaz hatası sonucu yenen dandik gol etlenince Trabzonspor’un gardı iyice düştü.
Ancak ikinci yarıda Durica’nın oyuna girişi, Medjani’nin sakatlanan Okay’ın görevini alması, Bero’nun sihirli dokunuşu ile maç bambaşka bir havaya büründü. İlk yarı boyunca rakip kalede sadece 4 kez görünün Trabzonspor bunu ikinci yarıda 34 gibi olağanüstü bir sayıya çıkarıp Fenerbahçe’yi şaşkına çevirdi. Ama yine de son vuruş yetersizlikleri, biraz oyun disiplininden kopmalar, yakalandığı halde bir türlü gelmeyen ikinci gole mal oldu.
Sonuçta Trabzonspor kötü gittiği bir dönemde ezeli rakibinden üstelik deplasmanda ve de gol atarak beraberlikle teselli ikramiyesi kazandı. Bu arada Onur’un yerine giren Esteban’a da iki satır etmesek haksızlık yapmış oluruz. Trabzonspor yönetimi ne düşünüyor bilmem ama, bana göre Esteban’ın gönlü yapılarak takımda kalması için küçük fedakarlıklar yapılabilir! elimizde böylesine hazır bir kaleci varken arayış gereksiz…