Bosingwa ile karşılıklı fesih neticesinde, bu oyuncu sadece bu yıl alması gereken 300 bin küsür euro parayı önümüzdeki aylarda, belki de bir yıl sonra alabilmek durumuyla veda etti.

Constant ise zamanında ödenmediği parası yüzünden, gümrükten mal kaçırır gibi sözleşmesini iptal etti.

Bu yıldan 500 bin euro ile 2 milyon euro da ek almak koşuluyla, karşılıklı anlaşmasıyla oda 

defolup gitti.

Her ikisinin de gidişi hiç önemli değil, kulüp yine borçlandı,sıkıntı bu tarafı… Kabahat bu kalitesiz yüksek rakamdaki oyuncuları, bu takıma katan eski başkan Hacıosmanoğlu’nda, Uyarmıştık… Kulüp nasıl üst üste zarara uğruyor görüyor ve izliyorsunuz sanırım.

Şaka gibi değil mi?

*

Bitti mi? Bitmedi, güvendiğimiz dağa Medjani’ye kar yağdı!..

Serbest kalmış durumda. Sanrım son idmana da çıkmadı. İstanbul’a eski başkan Hacıosmanoğlu’nun yanına gitti. Artık ne konuşacaklarsa bilemem.

Kaçıp gidenlere bakın 3’ü de Afrikalı.

Ben ırkçı değilim,ama daha öncede yazdım. İmkanım olsun bu kulübün kapısından içeri bugünden itibaren ne Afrikalı nede Afrika kökenli tek bir oyuncuyu dahi sokmam.

Hepsi hiçbir şey vermeden bu kulübün  milyonlarca liralarını alıp, çekip gittiler.

Bir gram Trabzonsporlulukları da yoktu.

Yattara hariç.

*

Bu taraftarların bir kısmı tribünlerde ne yaptı?

Kendi alt yapısından gelen Trabzonlu oyuncularına sabır gösteremedi,sadece onlara küfür etti. Kıskançlıklarından.. Bozuk egolarından.. Kendi çocuklarına sahip çıkmadılar. Başka kulüplere gönderildiler.

O çocuklar olsaydı, paralarını almadılar diye çekip gider yada bu kulübü UEFA’ya şikayet ederler miydi? ‘’ Hayır’’..

Yazıklar olsun bu çocuklara sabır göstermeyip sahip çıkmayanlara..

Bundan sonra her kim bu kulübün kapısından içeri, vefasız ve vurdum duymaz oyucuları soksun, kulübe yapacağı en büyük ihanet olacaktır. Aynen buraya yazıyorum.

Kim bana ne derse desin, ne yorum yaparsa da yapsın umurumda bile değil.

Bu konuda yıllardır hiç yanılmadım. Bu kulübe Afrikalıların karakteri uymadı, uymuyor vesselam.

*

Bu maçın şimdi sağını solunu yazsam ne olur, yazmasam ne olur.

Önünde Fenerbahçe ile  oynayacağı bir deplasman maçı var.

Bu galibiyete ise bu takımın müthiş ihtiyacı vardı. Motivasyonu dibe vurmuş bu takımla

ilk pozisyonu bile 55.dakikada bulmuşsun.

Hafta içi idmanlarda en iyi olan 3 adamı, Sadi hoca 2.yarıya sakladı. Onları oyuna soktu. Onlarda girince adam gibi oynadılar.

Cardozo, Erkan ve Mehmet, Takıma katkı sağladılar, oyuna ağırlıklarını koydular ve 90+ uzatmada sonuca vardılar.

*

Sadi hocanın da dediği gibi 3 puanlık değil, 33 puanlık bir maçtı bu.

Bu saatten sonra gerisini teferruatlı yazsam bir şey değişir mi?

Bu karışık ortamda hiçte mağlubiyeti hak etmeyen Gençlerbirliği önünde gelen  son andaki  bu galibiyet , bordo mavili camia için bu kötü zaman biriminde, sadece bir yudum nefesti.