Trabzonspor genel kuruluna iki haftadan daha az bir zaman kalmasına rağmen, ağır topların ya da camianın önderlerinin yönetimi sadeleştirme adına yapılan çalışmalardan halı hazırda sonuç aldıklarını söylemek imkansız.

 Trabzonspor başkan adaylarının çıkış şekline bakıldığında, ağır ağabeylerin ve önderlerin aslında çok fazla yapacakları bir şey de görünmüyor.

 Ancak, en azından başkan adayları içinde kulübün içine düşürüldüğü şartlardan kurtulması için daha hazırlıklı ve donanımlı olanın yanında kümelenmenin sağlanması ve daha sağlıklı bir yönetim oluşturmasına katkı yapmak, Trabzonspor sorumluluğu olsa gerek.

 Trabzonspor camiası 2013 genel kurul öncesinde olduğu gibi beş adayın yarışacağı kongreye dönmüş gibi görünse bile, ortaya çıkan ad aylardan ancak iki isim o koltuğa layık olduğunu söylemeliyiz.

 Efendim demokrasiymiş, kimsenin aday olma hakkı engellenemezmiş, üye olan herkesin tüzüğe uygun şartları yerine getirmesi halinde aday olurmuş lafları Trabzonspor Kulübü’nün içine düştüğü çıkmazda haybeye söylenmiş laflardır.

 Gerçek olan ne?

 İbrahim Haciosmanoğlu bu kulübü ekonomik ve sonuçsal anlamda batağa sürüklemiştir.

 Dolayısıyla iki hafta sonra yapılacak kongrede seçilecek başkan ve yönetim kulübü düşürüldüğü bu çıkmazdan çıkarmak ve camianın özlediği günlere döndürmek için göreve maddi ve manevi olarak hazırlıklı gelmeli, ilk iş olarak göreve başladıkları ilk günde önlerine gelecek olan 150 trilyon borç yükünü karşılayacak imkana sahip olmalıdırlar.

 Kaldı ki, seçilecek başkan ve yönetimin ilk işi 150 trilyonu karşılamak da değil, kötü giden saha sonuçlarının düzelmesi için teknik heyet ve futbolculara karşı yapılmayan diğer vecibeleri yerine getirerek, yeşil alanı da düzeltmeleri lazım.

 Bu da yetmez.

 Tribünden kaçan taraftarı tekrar tribüne çekmek ve Karadeniz fırtınasının estiği günlerdeki gibi tribünlerde Meksika dalgalanmasını yeniden harekete geçirmek, bordo mavili camiada giderek az da olsa kaybolmakta olan bordo mavi aşkını yenden filizletmek için projeler uygulamak.

 Bunlar yeter mi?

 Futbol kamuyonda kaybolmaya yüz tutan Anadolu’nun beyi imajını yeniden ortaya çıkarmak için çaba harcamak, Haciosmanoğlu döneminde çöp tenekesine atılan Trabzon markasını yeniden misyonuna layık bir yere taşımak.

 Üyeler özgürdür istedikleri başkan adayına veya yönetim listelerine oy verebilirler ama yukarıda sıraladığımız ve Trabzonspor Kulübü için daha bir çok yapılması gereken etkinliği yapmaya müsait başkan ve yönetim listesini tercih edip oy kullanmak da üyelerin birinci görevleri arasındadır.

 Kulübün ve camianın gereksinimlerine göre en idealını seçmek sünnettendir derler.

 Bu aşamada gerçek Trabzonsporluyum diyen hiç kimsenin kapris yapma hakkı yoktur.

 Ben kulübe üyeyim ama Trabzonspor aşığı değilim diyenler Haüciosmanoğlu veya macera olsun diye başkan adayıyım diyerek ortaya çıkanlara oy verebilirler.

 Ancak ben sorumlu Trabzonsporluyum kulübümün durumu içler acısı değil.

 Yeni yönetim seçilir seçilmez bir hafta içinde nakit olarak ödemesi kaçınılmaz 150 trilyon borç ödemekle işe başlayacak, bu işler için kolları sıvayarak yola çıkan ekibi işbaşına getirmek farz olduğuna göre sorumlu insanlar Trabzonspor için bu farzı yerine getirmeye mecburdur.