Trabzon’un, 2011 AB Gençlik Olimpiyatları kapsamında kazandığı spor tesisleri, gerçekten parmak ısırtan cinsten. Hele çatısı 140 ton olan yüzme havuzu ülkemizde bir ilk. Kule atlama yarışmalarında da kullanılacak olan havuzun çatısı 4.5 dakikada açılıp, 4.5 dakikada kapanabiliyor. Yapılan diğer onca tesisler (tenis kortları, basketbol salonu, atletizm pisti,...) gençlerimiz için yeni olanaklar yaratarak daha çok gencimize rekabeti benimsetmeyi sağlayabilecek mi? 

 

Korkularımızla yüzleşmek

 

Diğer taraftan korkularımız sarmış dört bir yanımızı. Kimi denizden korkar, kimi yükseğe çıkmaktan korkar; korkuların belki de en büyüğü özgüven eksikliği ile insanın kendisi olamamasıdır. Spor, insanın özgüvenini kazanmada çok önemli bir yere sahiptir. Özellikle batıda çok fazla yer alan adrenalin parkları bu anlamdaki sorunların çözümüne katkı verir.

 

Adrenalin parkları

 

Adrenalin Parkın, özellikle 15-25 yaş arası gençlerin ve çocukların sosyal gelişimine katkı ve regreatif faaliyet alanı sağladığı; ayrıca turizm sektörü için de çekim alanları oluşturduğu düşünüldüğünde insanın içinden “ya hadi yapalım bunu” diye geçiveriyor.

 

Trabzon için bir adrenalin parkı önerisi neler içeriyor?

 

ü  1 adet ISCF (Uluslararası Spor Tırmanış Federasyonu) ve TSE (TS EN 12572) standartlarında min. 15 metre yüksekliğinde yapay tırmanış duvarları

ü  3 adet ana istasyon kulesi, 11 adet ara istasyon ve 5 adet yer istasyonlarından oluşan yüksek ip aktiviteleri

ü  1 adet çok parçadan oluşan ISSA(Uluslararası Slalom Kaykay Federasyonu) standartlarında “Kay-Kay, paten ve BMX” rampaları

ü  1 adet profesyonel “Paintball” (Boya Topu) oyun alanı

ü  1 adet 3’lü “salto trambolin”

ü  1 adet 6’lı “Olimpik Trambolin”

 

 

 

 

Trabzonda böyle bir parkın kurulması için bir fikir var; önemli bir yiyecek firması sponsorluk icin hazır; Trabzon Kent Konseyi’de bu konuyu Trabzon’nun gündemine aldırmak için ideal yer. Gençlerimiz için önemini bir kenara koyuyorum. Böyle bir parka sahip olursak Trabzon markası için ne katkısı olur ? İlk aklıma gelenler :

 

ü  Olimpiyatlara kadar yetiştirebilirsek Trabzon’un imajına katkısı müthiş olur.

ü  Türkiye’nin ilk macera parkının Trabzon’da yapılmasının şehrin tanıtımına, prestijine ve turizmine katkısı çok büyük olur.

ü  “Balkanlar Spor Tırmanış Yarışması” gibi uluslar arası yarışmaların ilk defa Türkiye’de Trabzon’da yapılması sağlanabilir, sadece bundan ötürü Trabzon kentine kazandıracağı tanıtım ve prestiji siz düşünün.

 

Trabzon Kültür ve Sanat Merkezi

Ege Cansen, 26 Mart tarihli Hürriyet Gazetesindeki köşesinde Freud ile başlayıp Feslinger ile bitirdiği yazısında aydın insanı şöyle tanımlıyor;

“Nasıl kişinin vicdanı ona azap verirse, toplumun vicdanı da topluma azap verir. Toplumun vicdanı, onun aydınlarıdır. Bu yüzden toplum, aydınları sevmez. Bir insan iyi eğitilmiş ve kendini yetiştirmiş olabilir. Belli konularda uzmanlaşmış ve toplumun başvuru kaynağı haline gelmiş de olabilir. Ama bu özellikleri onu aydın yapmaz. Aydının görevi, topluma vicdan azabı çektirmektir.”

Bunu not düştükten sonra gelelim meselemize. Son günlerde Trabzon’a çok amaçlı bir “Kültür Sanat Merkezi” kazandırılması için geniş katılımlı bir platform oluşturuldu. Kısa zamanda iyi yol alındı ve Belediye Başkanı ile de bir mutabakat sağlanmış durumda.

Platform önce sosyal medyada iyi ses getirdi. Ardından kampanyaya iç ve dış her kesimden desteğin olduğunu görmek çok sevindirici. Hele platformun ulaştığı katılımcı sayısı Trabzon gibi zor bir şehirde müthiş motive edici. Doğru iş her zaman destek görür. Trabzon ülke çapında sembol olacak bir kültür merkezine kavuşmak için koşuya başladı.

Kampanyalar maraton koşusu gibidir.

Dayanıklı olmak lazım. Kimi kampanyalar erken sonuca ulaşır, kimilerini sonuca ulaştırmak için bıkmadan usanmadan yıllarca savunuculuk yapmak gerekebilir. Karşı sesler çıkabilir, detaylara takılanlar yada kaba tabirle ufku yetmeyenler de olabilir.

“Opera neyimize, bu şehir ne anlar” düzeysizliği

Trabzonluları yalnız futbol fanatiği gösterip, nerdeyse kel başa şimşir tarak yakıştırmalarını yaparak, düzeysiz eleştirileri seslendirenler için bir çift lafımız var:

Trabzon, metrekaresine en fazla şair ve ressam düşen ildir.

Trabzon halkı sadece futbolun değil, sanatın da müşterisidir. Trabzon Devlet Tiyatrosunun seyirci istatistiklerine bir bakın isterseniz.

Birde zahmet edip “Trabzon Tiyatro Tarihine” bakın.

Gelişmek, kalkınmak öyle sanıldığı gibi sadece ekonomik işlerin sonucu olmaz. Sanatın, sanatçının; kültürün alabildiğine boy atmadığı, serpilip gelişmediği bir kalkınma asla gerçekleştirilemez. Avrupa’da insanlar annelerinden sanat hayranı olarak doğmuyor ya.