Arif Çetin
Güneş Batmayacak
Son bir haftadır sıkça yazıldı ve konuşuldu. “Trabzon’da Güneş Depremi”, “Güneş Bırakıyor mu?”, “Güneş, odasını boşattı” şeklinde bir çok spekülatör başlığa şahit olduk. Bu haberlerde, bağcı dövmeye niyetli üzüm yiyicileri net olarak görebiliyoruz. Şenol Güneş’in devam edip etmeyeceği haberleri zirve yapmadan önce 09 Mayıs 2012 tarihinde Haber61’deki “GÜNDEM ve KİŞİLER” başlıklı yazımızda konuya değinmiştik. https://www.haber61.net/author_article_detail.php?id=1399
Linke tıklayarak yazıyı yeniden okuyabilirsiniz.
Gelinen nokta bizim iki hafta öncesinden bahsettiğimiz konularla birebir örtüşüyor. Çokta geriye gitmeden olayı yeniden tahlil edelim.
Günümüzdeki anlayışın aksine Şenol Güneş için başarı kavramı, her ne pahasına olursa olsun kazanılmış şampiyonluk değildir. Hissetmediği heyecan, tükendiği belirttiği enerji de Trabzonspor Futbol Takımının teknik taktik varyasyonlarından çok, Türk futbolunun içinde bulunduğu durumdur. “Bana ne ülke futbolundan, kendi takımıma bakarım” diyememektedir.
Futbolu yönetenlerin, etik değerleri hiçe sayarak futbol ahlaksızlığını etik hale getirilmesinedir bu kavga.
OLAYIN YÖNETİM BOYUTU
Şimdi de Trabzonspor’daki yönetim- teknik ekip penceresinden olaya bakalım. Şenol Hoca’nın bu kulüpteki dördüncü dönemidir. Daha önce Mehmet Ali Yılmaz, Faruk Özak ve Atay Aktuğ gibi başkanlarla çalıştı. Hepsinin farklı yönetim özellikleri ve kişilik yapıları var. Saygı duyuyoruz.
Güneş’in devre arasında işbaşı yaptığı dördüncü dönemdeki futbolcular, Ersun Yanal zamanında temelleri atılan bir kadrodur. Şenol Güneş’in isteklerinin yönetim tarafından karşılanmadığı gündeme gelirken, Güneş’in de transfer konusunda sorumluluk almak istemedi eleştirileri de mevcuttur.
82 puanla tamamlanan sezondaki kadronun yarıdan fazlasının takımda tutulamaması, 3 Temmuz sürecinde yaşananlara karşı yönetimin eleştirilen uygulamaları ve en önemlisi de ülkenin futbol yönetimindeki sivri zekâ ürünü icatlar.
Bunlar hocanın canını sıkmıştır. Geçtiğimiz yıl, yayıncı kuruluşun maç sonu röportajlarına Ünal Karaman’ı görevlendirmesi de benzer ibarelerdir.
GÜNEŞ’İN GİTMESİ KİMLERİ MUTLU EDER?
Peki, Güneş’in Trabzonspor’daki görevinden ayrılması kimleri mutlu eder?
1. Hoca’nın maç sonu demeçleri beyinlere kurşun gibi çakılmakta ve şaklabanların birçok sözünün önünü kesmektedir. Medyadaki ak saçlı akil (!) adamlar ve şeytanlar bundan rahatsızdır.
2. Trabzonspor bir çınardır. Bu çınarın gölgesinde kimlik bulan birçok isim mevcuttur. Güneşin kızgın sıcağında dışarıda kalma korkusu içerisinde olanlar rahatsızdır.
3. Şenol Güneş bu kulübün çimentosudur. Kurumun en güvenilir ismidir. Güneş görevden ayrılırsa, Sadri Şener yönetiminin ömrü iki ayı geçmez. Trabzonspor’da Güneş’i göndermek, yönetimi göndermek demektir. Birçok uygulamasını bizim de eleştirdiğimiz yönetim kurulunu göndermek adına, Şenol Güneş’in üzerine oynamak Trabzonsporlulukla bağdaşmamaktadır.
4. Yeni takviyelerle sezona girecek bordo mavili ekip gelecek sezonun en büyük favorisidir. Bundan rahatsız olan rakipler Güneş girmeyen eve doktorun girmesini isteyeceklerdir.
Sonuç: Şenol Güneş, saha içerisindeki yetkilerini Ünal Karaman’a ya da yeni gelecek bir isme devrederek, kendisi için sıkıntı oluşturan konularla daha fazla meşgul olmak istiyor.
Ünal Karaman’ın oyunculuğu ve kaptanlığı döneminde Şenol Güneş ve Faruk Özak arasındaki fonksiyonu ne ise, bugünde Şenol Güneş ve Sadri Şener arasındaki pozisyonu aynıdır. Karaman’ın Trabzonspor’dan uzaklaştırılmasını bekleyenler için ise, ne Şener, ne de Güneş, Ünal Hoca’yı harcamaz, harcatmaz.
Güneş’in batmasıyla oluşacak karanlık için ellerini ovuşturanlara da bir çift sözümüz olacak. Güneş girmeyen eve doktor girer.