Cenap Serdar

Cenap Serdar

Güvenlik duvarını yıkmaya çalışan hainler!

Ülkeler kendi geleceklerini ve halkının rahat güvenli bir şekilde yaşamlarını sürdürebilmeleri amacıyla her türlü önlemleri almak zorundadırlar. Bazen başka bir ülkenin, bazen de kendi içindeki hainlerin saldırılarına maruz kalırlar eğer bir önlemleri yoksa parçalanıp yok olurlar.

Ülkemizin güvenliğini ve halkımızın rahat huzurlu bir şekilde yaşamlarını idame ettirmeleri amacıyla kurulmuş olan Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensupları da bu uğurda gündüzlerine gecelerini katarak, hiçbir siyasi kurum, kuruluş ve kişi etkisinde kalmadan tamamen kişi hak ve hürriyetlerine saygılı kalarak görevlerini yapmaktadırlar. Kendilerine verilen görevler nerede olursa olsun, zorluğuna bakmadan sadece ülkesi ve milleti için gerekirse ailelerini de feda ederek işlerini yaparlar.

Türkiye Cumhuriyetinin sağlam temellerini yıkmaya çalışan zorba hainler, Milli İstihbarat Teşkilat (MİT) ve Türk ordusunu zayıflatıp kendi hakimiyetlerine geçirmek için akıl almaz oyunlara başvurdular. Sarıkız operasyonu dediler ve saldırdılar. Ardından Ergenekon, Balyoz ve Casusluk operasyonları, tümü art arda geldi ve ordunun en üst kademesi de dahil olmak üzere birçok subay ve general cezaevlerine gönderilip itibarsızlaştırılmak istendi. 

Genelkurmay Başkanlığı yapmış insan, örgüt lideri yapıldı. Bu operasyonlar sadece Ordu’ya yönelik değildi. Sırada Milli İstihbarat Teşkilat (MİT) vardı. O’na da uzanmaya çalıştılar. Çok acıdır ki MİT Erzincan Bölge Müdürlüğünün kapısı, kendisini savcı ve polis zanneden kişiler tarafından tekmelenerek içeri girildi ve Bölge Müdürü gözaltına alınarak sırada diğer çalışanların olduğu imajını vermeye çalıştılar. Sonrasında da MİT Müsteşarı sayın Hakan FİDAN’ı gözaltına almaya çalıştı o zavallılar. Ama yemedi! Güçleri, nefesleri yetmedi. Sayın FİDAN’ı ifadeye çağırıp bilahare gözaltına alıp işi Sayın Başbakan’a kadar getirmeyi amaçlamışlardı ancak hevesleri kursaklarında kaldı.

Ülkemizde güvenliği sağlayan kurumlardan olan Emniyet Teşkilatı da daha önceden kendi içerisinde Cemaatçiler, Ülkücüler, Solcular ve tarafsız polisler olarak bölünmüş bir haldeydiler. Özellikle Emniyet istihbaratı, Terörle Mücadele,  Organize suçlar ve il Müdürlerinin büyük çoğunluğu Cemaatçi polislerden oluşmuştu. Yani, Emniyet Teşkilatındaki işlemlerini tamamlamışlardı. Sıra Ordu ve MİT’e gelmişti. Önce orduya yönelik güzel planlar hazırlayıp işleme koydular.

Burada alınacak ifadelerden yola çıkarak MİT mensuplarına da operasyon yapmayı planlarken, karşılarına Başbakan çıktı ve bir anda her şey ters yüz oldu. Ancak bu arada cemaat çoktan Üsküdar’ı geçmişti. Yani ülkenin bütün kurum ve kuruluşlarına mitoz bölünme şeklinde sızmalar yerleşmeler olmuştu.  Amaçları; ülkenin güvenlik kurumlarını ele geçirip zayıflatmak, yok etmekti. Ancak anlayamadıkları şey, bu güvenlik duvarının yıkılması halinde hep birlikte duvarın altında kalınacağıydı.

Afganistan, Irak, Libya, Mısır ve Suriye’de yaşanan olaylar bir anda kendiliğinden mi çıktı acaba?! Bu ülkelerde yaşayan nüfusun yüzde kaçı gayrimüslim? Her gün ölüm haberleri geliyor bu ülkelerden. Öldürenler kim? Ölenler kim? Bu ülkelerdeki karışıklıktan fayda sağlayanlara bakın. Hepsi silah satmaya can atan, petrol ve madenleri kendi yetkisine almaya çalışan ülkeler.

Türkiye ise bu işin maalesef hamallığını yapıyor. Müslüman kardeşlerimiz ölmesin diye ya yardım gönderiliyor ya da ülkeye getirilip kamplarda bakılıyorlar. Olan bizlere oluyor. Belki kızıyoruz ama biz Müslüman ve Türk’üz. Yani insani taraflarımız çok daha ağır basıyor. Bu nedenle katlanmalıyız. Söz konusu ülkelere yapılanların aynısı, Türkiye için de uygulamaya konmak istendi ama başaramadılar. Bundan sonra da böyle kirli pis işlere devam edecekleri muhakkaktır. Eğer bunlara bir şekilde göz yumarsak, geride ne aile ne de vatan kalır.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.