Cenap Serdar
İlkel Bağnaz Kafalar
Batmanlı Zekeriya VURAL Müslüman, Mardinli Soney ÖĞMEN ise Hıristiyan’dı. Soney’in annesi Süryani, Babası ise Ermeni’ydi. Bu din farkı onlar için hiç sorun olmadı. Ama Soney’in ailesi için durum çok farklıydı. Samatya’da birbirlerine yaklaşık 150 metre kadar uzakta oturan iki gencin evlenmelerine ÖĞMEN ailesi onay vermedi. Baskılara direnen çift 10 gün önce gizlice Fatih Belediyesi Nikah Dairesi’ne giderek evlendi ve daha sonra kızın ağabeyi tarafından katledildiler.
Hunharca katledilen evli çift için toplumumuzun hiçbir kesiminden infial uyandıracak tepki gelmedi nedense! Bu çiftleri öldüren sonuçta bir Ermeni değil miydi? Peki neden Ülkemiz nüfusunun yüzde doksan dokuz oranındaki Müslüman halkı bu olaya tepki göstermedi? Neden yürüyüşler düzenleyip “Hepimiz Zekeriya’yız “ şeklinde caddelerde sloganlar atmadılar? Neden diğer Ülkelere mesajlar gönderip Türkiye’de ayrımcılık yapıldığından, bir hiç uğruna Müslüman bir gencin öldürüldüğünden bu husus da ülkenin cezalandırılması gerektiğinden bahsedilmedi?
Bizler yani Türkiye’de yaşayan Müslümanlar uygar, duygusal ve hoşgörülü insanlarız, bunu biz biliyoruz da maalesef bırakın yurt dışındaki toplulukları kendi ülkemizde yaşayan etnik gruplar hala anlamış değiller, sonuçta hepimizin inandığı cenabı Allah insanları yaratırken acaba etnik yapılarına göre mi akıl verdi, bu yüzden mi hala bu güzel ülkede yaşayıp birbirimizi dil, din, ırk farkı gözeterek yok etmeye çalışıyoruz, bu mu insanlık! Artık herkes haddini bilmeli, dilin dinin ne olursa olsun bu ülkede yaşıyorsak birbirimizin hakkına hukukuna sahip çıkarak insanca yaşamaya çalışmalıyız, ölümlerde de düğünlerde de birbirimize kenetlenmeliyiz, sonuçta her toplumda düğün de ölüm de oluyor ama kimse kimseye bu olayların dinle, ırkla bağlantısı var demiyor. Bunu diyenler ile haince saldırılarda bulunup insanları öldürenler arasında fazla bir fark olduğunu düşünmüyorum.
Mevlana hazretlerinin “Gene gel! Gene gel! Her ne isen gene gel! Kafirsen, ateşe tapıyorsan, puta tapıyorsan da, gene gel, bu bizim dergahımız umutsuzluk dergahı değil, yüz kere tövbeni bozmuşsan da gene gel!” bu güzel sözünde olduğu gibi, gelin hep birlikte bu Ülkeyi bizler için, çocuklarımız için yaşanılası bir yer yapalım, artık ölümler olmasın.