Turgay Beşyıldız
Kazakistan- Orta Asya ’dan bildiriyor -1
Orta Asya tarafına ilk yolculuğum, ani bir gelişme ile başladı.
Aslında buraya başka bir gazeteci arkadaşım gelecekti. Son anda onun bir yakının cenazesi olması ve ayrıca annesinin ani rahatsızlığı nedeniyle son anda gelemeyince, bir telefonla apar topar kendimizi Trabzon havalimanında bulduk.
Hazırlıksız yakalanmıştık ama süratli davranınca, İstanbul’a kalkacak olan uçağa tam iki saatimiz var iken nasıl hazırlandım? Nasıl oldu ? Nasıl bitti ? kendimizi yine yollarda bulduk bende anlamadım.
KARGİD Yönetim Kurulu Başkanı çok eski arkadaşım Ahmet Yaşar Altıntaş’ın isteği üzerine, mazeret bildiren arkadaşımız Kazakistan yolculuğunu iptal edince,telefonda selam,sabah etmeden “ Ben anlamam, sen hazırsındır . Pasaportunda yeşil zaten ,iki saat sonra havalimanında ol. Kazakistan’a gidiyoruz diyince , kilitlendim, gelemem diyemedim. Uçak kalkıyordu yanlarında tek bir gazeteci dahi yoktu. Görev arz ettik ve yola koyulduk.
Bende dahil toplam 11 kişi ,futbol takımı deplasmana gider gibiydik. Nereye ? Önce İstanbul, ardından 4,5 saatlik bir yolculuktan sonra Kazakistan. İstanbul’dan uçak kalktığında saatlerimiz 20.45’i gösteriyordu, tekrar geri döndük. Trabzon’un kıyı şeridinden 10 bin feet yükseklikten geçerek, önce Gürcistan topraklarına havadan, ardından Hazar denizini üzerinden geçerek 950 km hızla devem ettik. Türkmenistan hava sahasına girdik, artık Orta Asya’nın içlerine doğru ilerliyorduk. Özbekistan’ın ve Aral gölünün üzerinden geçtikten sonra,Kazakistan hava sahasına girdik. Uçağın tekerlekleri Almati havalimanında pist de yere değdiğinde, Türkiye saatiyle 01.15, Kazak saatiyle tam 3 saat ileri 04.15 idi. Gün açmak üzereydi.
Bu arada uçak içerisinde bol bol gazete okuma imkanı bulduk. Üstüne de önümüzdeki koltuk arkasındaki ekrandan “ Hobbitler” filmini izledim. Birde baktım yolculuk bitmiş.
*
Kafile de Ben hariç, Ahmet Yaşar Altıntaş, Ahmet Karayılan, Ahmet Uzun, Cemil Albayrak, Engin karabina, Enver İskenderoğlu, Ramazan Ünal, Uğur Şahintürk, Yaşar Çalışkan, ve Yüksel Yavaş vardı.
Kazakistan Orta Asya’da 1991 den beri bağımsız bir devlettir. Kazakistan, (Azerbaycan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye, ve Türkmenistan ile birlikte) günümüzdeki yedi bağımsız Türk devletinden biri olup Türk Konseyi ve TÜRKSOY'un üyesidir. 2.727.300 km2 yüz ölçümü ile (Batı Avrupa'nın yüz ölçümü kadar) dünyanın en büyük dokuzuncu ülkesidir. Nüfusu 17 milyon ama yüzölçümü Türkiye’nin 3 katı.
Müslüman ülkelerin ve Türk devletlerinin yüz ölçümü bakımından en büyüğü, doğal kaynaklar bakımından da en zenginidir. Kazakistan tarih boyunca Türk tarihinin önemli devletlerinden olan Saka, Hun, Göktürk, Kıpçak, Karahanlı, Altın Ordu gibi devletlerin merkez üssü, Kıpçak, Oğuz, Karluk gibi Türk boylarının beşiği olmuştur.
Komşuları olarak kuzeyde Rusya, güneyde Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan, doğuda Çin Halk Cumhuriyeti bulunur. Ülkenin ayrıca Hazar Denizi ve Aral Gölü'ne kıyısı vardır.
Ülke bugün nüfus bakımından dünyanın 60. büyük ülkesi olmakla birlikte, kilometrekare başına 5,5 insan ile 210.'dur.
Para birimi olarak Kazakistan’da Tenge kullanılıyor. 1 Dolar ,150 Tenge yaparken, 1 Türk lirasıyla da 90 Tenge alabiliyorsunuz. Yani Türk Lirası şu an kardeş Kazakistan Tenge’sin den değerli durumda. Burada Kazakca konuşuluyor ama bazı kelimleler Türkçemiz ile bire bir. Dil sıkıntısı çekmedik kent de, Türkçe bilenlere rastlamak mümkün.
Caddeler oldukça geniş ve yol kenarları aynı hizada sıra sıra yaşlı koca ağaçlarla dolu. Yeşile dokunmamışlar hiç bir ağacı neredeyse kesmemişler. İlk bakışta Gürcistan’ın dahi iyi haline benzettim mimari olarak. Giyim kuşamları bizim gibi, bayanları da…
Açık giyende var kapalı giyen de.
Çoğu eğitimli ve kültürlü insanlar . Resmi din ülkede İslamiyet. Ülkenin % 70 ‘ i Müslüman. Az ama çok güzel mimarisi olan camiler yapmışlar kubbeleri sapsarı altın gibi,parıl parıl parlıyor… Bizde son zamanlarda yapılan camilerin mimarileri oldukça kötü ve bizdeki gibi burada her yere cami yapmamışlar. Yani karşı köy, komşu köye kızıp yan yana cami yapmamış. İhtiyaç kadar cami var. Gösteriş yok yani, abartı yok. 100 metre ileride cami var iken imama kızıp da , İnadına 100 metre yanına kendi camimizi gelin yapalım düşüncesi yok.
Müslümanların yanı sıra nüfusun geri kalan % 30 un da Ortadoks Hristiyanlık , Yahudilik ve Budizm dinine bağlı olanlarda var. Ülkede hemen hemen herkes Rusça biliyor. Nede olsa çok eski bir Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ülkesiydi. Kazakça dil tabi ülkenin kendi ana dili. Ülkede çok çok eski dönemlerden kalma Ahıska Türkleri var toplam nüfusları da neredeyse yaklaşık 1 milyona yakın. Tıpa tıp bize benziyorlar. Kendilerini muhafaza etmek için kendi içlerinde evlilik yaptıkları için ,yüzeysel ve fiziksel benzerlikleri hiç bozulmadı. Hiç bir başka millet den kız almamışlar, kız vermemişler.
*
Başkenti Astana olan Kazakistan’da nüfusun % 70 i , aynı zamanda kazak . geri kalan % 30 un da ise başta Ruslar olmak üzere ,Tatar,Ukraynalı ,Alman,Beyaz Rus, Özbek ve Uygur olmak üzere diğer milletlerin oluşturduğu toplam 130 millet mevcut.
Sabahın erken saatlerinde ,ülkenin eski başkenti olan Almaty’nin güzel otellerinden biri olan Ayser otelde 2-3 saatlik bir uykudan sonra , kahvaltımızı ayak üstü yaparak başka bir otele Kazakistan oteline mini konferansa geçtik. Buradaki karşılıklı konuşmalardan sonra, iş adamlarımız, yatırım amaçlı kazak firmalarla baş başa bir saat boyunca ikili görüşmeler yaptılar. Buradaki Türk okullarından mezon olan gençlerin tercümanlık yaptığı ortam çok sıcak geçti ve ardından hep beraber öğle yemeği yenildi.
Nüfusu 2 milyon kadar olan Almaty’de havayı sıcak bekliyorduk ama şehri saran Ala dağların üzerinde bem beyaz karlar var. Buradaki ilk günümüz güneşli başladı ama serin buda bizim hoşumuza gitti. En azından sıcaktan bunalmayacaktık.
devamı yarın