Bu hafta Beşiktaş mağlup olup, Fenerbahçe’de berabere kalınca, gündüz oynanan bu maçın önemi artmıştı.
K.Karabük- Trabzon maçından sonra, Başakşehir’in ve akşam saatlerinde de Galatasaray ile Göztepe’nin karşılaşacak olması, zirveyi enteresan hale getirecekti.
Bordo mavililerde Uğur ve Kucka cezalıydı. K.Karabük kulübü de ekonomik nedenlerle her nedense 6 önemli oyuncusunu kadro dışı bırakmıştı.
Biri yerli oyuncu olmak üzere, Torje, Grozan, Papp ve Tanase kadro dışı kalmış, Seleznov’da ülkesine gönderilmişti.
*
Ev sahibi sahaya bile 21 kişi değil, 18 kişilik eksik kadrosuyla çıktı. Bu önemli eksiklerine rağmen, oyuna 3 puan için ama çok sert bir futbol anlayışıyla başladı.
Trabzonspor’un eski oyuncularından Yatabare, Ceyhun ve İbanez, Karabük takımında ilk 11’de sahada, İshak’da yedek kulübesindeydi.
Güneşli ama soğuk bir havada oynanan karşılaşmada, kendilerine ayrılan 600 kişilik tribünü boş bırakmayan bordo mavili taraftarlar, 90 dakika boyunca takımlarına destek vermesine rağmen, 8 puanla ligin dibine demir atan Karabük önünde, özellikle ilk 45 dakikada Trabzonspor takımını tanıyamadım diyebilirim.
*
Özellikle ilk yarıda Olcay, Burak, Yusuf ve Pereira’nın pozisyonlarda topu ezmesi ve kaybetmesi ev sahibinin işine geldi.
Süper Ligden düşecek takımlar içerisinde, en yakın aday olan 2010-11 sezonunun şüpheli şikecilerinden kırmızı mavililer önünde, ikinci 45 dakikanın ilk 15 dakikalık bölümünde de, sahada adeta dökülen Trabzonspor, Konsantrasyon dan uzak futbolunu yine sürdürünce, rakibinin ekmeğine yağ sürmüş oldu.
Zirveye oynayan bir takıma yakışmayacak bir futbol mantalitesi sergileyen Trabzonspor’da,
Onazi’nin de istenileni verememesi, konuk ekibe sıkıntılı anlar yaşattı.
Yine bugün şunu gördüm.
Genç Abdülkadir, hiç kuşkusuz bu takımın en iyi ve en akıllı oyuncularından biri ama 90 dakikayı aynı performans da çıkaracak güze henüz sahip değil. Yazmıştım yine yazıyorum.
Ben olsam Abdülkadir’i ilk 11’de asla oynatmam ama her karşılaşmanın ikinci 45 dakikasının hemen başında, oyuna kesinlikle onunla başlarım.
*
Hubocan ile sakatlıktan çıkan Mustafa Akbaş, kendi takımlarında ayakta duran ender oyunculardan ikisi olurken, sakatlığı geçme aşamasında ki Durica, yedek kulübesindeki yerini almıştı.
Günün bu gündüz maçında, son 6 haftanın Trabzonspor’u gitmiş, sanki sezon başındaki Trabzon takımı geri gelmişti. Yanımda oturana ‘’bu görüntüde beraberliğe razıyım’’ dedim.
Görünen köy kılavuz istemez derler ya, Yatabare’nin eski takımına da 75. dakikada ki kafa golü bu cümleden sonra geldi. Bordo mavililerin kalecisi ve defansı bu pozisyonu sadece seyretti.
Oyunun üçte birlik son bölümünde Olcay, Yusuf ve Onazi yerlerini N’Doye, Sosa ve Rodallega’ya bırakmasına rağmen, oyun yine Burak’ın golüne kadar rölanti de gitti.
Abdülkadir’in nefis pasını, Burak bu sefer kaçırmadı.
*
Bana göre İzmir bölgesinden Halil Umut Meler, iyi maç yönetti. Trabzonspor bu yıl ligin en kötü takımlarında olan ve 5 yıldır deplasmanda yenemediği Karabükspor’u yine mağlup edemedi.
Son dakikada Sosa’nın kullandığı serbest atışta topun tamamının çizgiyi geçmemesi ise günün en talihsiz anı olarak hep anılarda kalacak ve Sosa belki de kendini af ettirecekti.
Bu istenmeyen beraberlik, iddia ediyorum Trabzonspor takımını zirve yarışından alıkoymaz ve alıkoyamaz…
- Anasayfa
- Yazar Yazıları
- Konsantre olamayınca!
Turgay Beşyıldız
Konsantre olamayınca!
Yayınlanma:
Güncelleme:
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.