Recep Ergenç
Nasihat yerine aktivite
Danimarka’da otoparklar iki saat ücretsiz.
İşimiz ise iki saatten uzun sürecek. Onikide girdiğimiz otoparkın parkmetre saatini oniki otuzdan başlatması için arkadaşımı uyardım. Bu şekilde yarım saat daha ücretsiz park edebilecektik.
Danimarkalı arkadaşım şaşırdı.
Çok ayıp neden böyle düşündüğünü anlayamadım, diye başladığı cümleyi şöyle tamamladı; Bir de kontrolde yakalanırsak çok yüksek para cezası öderiz.
Demek eğitim ile kazandırılan davranışın sürdürülebilmesi için desteğe ihtiyacı var;
BİR Utanma ya da aşağılanma yaşamınızda bir anlam ifade etmeli,
İKİ: Ceza caydırıcı olmalı,
ÜÇ: Kuralların yurttaşlar tarafından uygulanıp uygulanmadığının denetlenmesi lazım.
Devletin de görevi bu olmalı; düzenleme (yasa) yapmalı, davranış kazandıracak eğitim yapmalı ve denetlemeli.
Eğitimde davranış kazandıramıyoruz
Yollar kan gölü.
Ölü, yaralı, maddi ve manevi kayıplarımız inanılmaz boyutlarda…
Bu sonucu doğuran ana neden; %98 sürücü hatası!!!
Eğitim sistemimize sadece bu sonuca bakarak not verirsek, hepimiz sınıfta kaldık ..
Nasihat ile olmuyor.
Artık aktivite eğitimini esas alan bir yönteme geçilmelidir.
Ana sınıfında yaya eğitimi olarak kurgulanacak eğitim, nasihat olarak değil aktivite olarak gerçekleştirilmelidir.
Bu nedenle “Trabzon’da Trafik Eğitim Parkı” için yıllardır aşılamayan yer sorunu çözülmelidir.
Eğitimcilere, davranışa dönüştürülecek kurallar Trafik Eğitim Kitleri olarak sağlanmalıdır.
İlköğretim ve Orta öğretim kurumlarında da hiçbir kesintiye uğramadan ve pekiştirilerek sürdürülmeli;
Yaşama hakkına saygı, davranış olarak kazandırılmalıdır.
Karadeniz’in Kıyıcığında Trabzon
Trafikte davranış kazandıramadık da sporda yüzümüz ak mı?
Hayır.
Neden?
Beden Eğitimi derslerinde çok sorun var(?)
Nedir durum?
BİR: Okulların fiziki koşulları uygun değil. Tasarlanan yeni okullara bile sportif etkinliklere olanak sağlayacak fiziki yapılar düşünülmüyor…
İKİ: Bu dersin “Yüksek Öğrenime Geçiş” sınavlarında bir kıymeti harbiyesi yok.
Karadeniz’in kıyıcığında Trabzon’da, yüzme, kürek, yelken vb. su sporları ile aramız yok…
Trabzon’da yanıtını çok merak ettiğim iki soru şudur;
BİR: Mezuniyetten sonra sürdüğünüz bir spor aktivitesi var mı?
İKİ: yüzme biliyor musunuz?
Ben resimden de anlamam abi…
Bu da bir sonuç.
Bunca yıl eğitimden sonra insanımızda bir spor aktivitesi ile ilişkisini sürdürmesini,
Görsel sanatlarla da en azından müşteri düzeyinde de olsa bir ilişkisi olsun beklenir.
Nerdee…
Bu ülkeler ikinci dünya savaşının ardından ilk onardıkları yapıların tiyatro, opera ve konser salonları olması asla rastlantı değildir…
Sonuç;
Sevginin, saygının, teşekkür etmenin, özür dilemenin, apartmanda karşılaştığın üst ya da alt komşuya iyi günler demenin, birlikte iş yapmanın yolu da aktivite eğitimlerinden geçer.
Trafik için özlediğimiz sıfır sorun da öyle…
Zenginlik yaratmanın yolu da…
İcat çıkarmak, yenilik yapmak zorundayız…
Yoksa yerimiz 3. lig bile olmaz.
Ana sınıfından başlatılacak bu eğitimlere, girişimcilik eğitiminin de katılması ile Türkiye 21. Yüzyılın yıldızı olur. Siz ne dersiniz?