Evlilik kimilerinin pembe bir rüyası iken kimisinin korku dolu bir rüyası fakat er ya da geç çoğunluğun gerçekleştirmek istediği ya da zorunda kaldığını hissettiği bir durum halindedir. Türk kültürü yapısında, neden evlenmek istenildiğini sorduğumuzda aldığımız cevapların çeşitliliği fazla sayılmaz; İlk olarak en ağırlıklı cevaplardan biri, aile olmak başlığı altında çocuk sahibi olmak, bir insan dünyaya getirip yetiştirmek diye kendi içinde farklı cümleler ile süslenebilir. Lakin Çocuğunuz olsun diye evlenirseniz; ana temanız bu olursa, çocuğunuz içinde boşanabilirsiniz… Yanlış duymadınız… Mutsuz giden bir evliliğin çocuğunuza verebilecek, öğretebilecek tek şeyi mutsuzluk, pişmanlık, öfke vs duygular ve buna bağlı olumsuz davranışlardır. Madem çocuk için evlendiniz, şimdi sıra çocuğunuzun mutluluğu için boşanmaktadır o halde…
Gelelim başka bir cevaba; ekonomik koşullar evliliğin cazibesi halini almış bulunmaktadır. İmkanların kısıtlılığı karşınızdakine hayranlık ya da aşk sandığınız duyguları beslemenizde size yardımcı olabilir. Fakat para ve imkanlar için evlenenlerde de gene maddiyat için boşanabilirler. Nasıl mı? Evlendikten sonra aradığınızın, esas ihtiyacın bu olmadığını anlayarak, belli bir maddiyat elde ettikten sonra ya da tazminatla da bu arzunuzu karşılayarak boşanabilirsiniz. Para için evlilik senet gibidir, vadesi bitince işinize yaramaz…
Eşinizi mutlu etmek, kendinizi ona adamak için evlendiyseniz sonuçlar pek iç acıcı değil… Kendi benliğini hiçe sayan tamamen başkası için yaşamaya çalışan kişilerde patolojik sorunların çıkma olasılığı ya da aşağılık duygusuna son vermek , kendi için bir şeyler yapmasını gerektiğini anlayarak bağımlılıklarını koparma istekleri ile boşanabilmeleri yüksek ihtimaller arasındadır…
Bir diğeri ‘’yaşım geldi’’ sorunsalı. Kültür tarafından evliliğin yaşı, anne- baba olmanın yaşı, aşkın yaşı gibi sayısal veriler çoktan keşfedilmiştir ve bilimin bundan hala haberi yoktur(!) Yaşı için evlenenler, gene yaşım geçiyor bir mutlu olamadım artık özgürce istediğim gibi yaşamak istiyorum duygusu ile boşanabilirler…
Son olarak başka bir örnekte, birbirilerinden farklı olduklarını ve bu farkın birbirlerini tamamladığını söyleyen çiftlerin ellerinde patlayacak bir bomba taşıdıklarını bilmemeleri. Araştırmalar gösteriyor ki, benzerlikleri daha fazla olan insanlar uyumlu çiftler olarak sağlıklı ilişkiler yaşayabilmekte iken farklı olan insanların başta olan çekimleri ve tamamlayıcılık hisleri zamanlar anlaşamamaya ve uyumsuzluğa dönüşerek ayrılıklara gitmektedir. Farklıyız bu yüzden evleniyoruz diyorsanız, bu farklar da zamanla boşanma sebeplerine sürükleyebilmektedir.
Peki hangi nedeni bulup evlenmek istemeliyiz diyorsanız…
Öncelikle, Bu gibi sebepler birçoğunun evlilikten beklentileridir. Ben olmak olgusunu tamamlamadan, biz olma olgusuna geçerek ilk olarak kendinizden boşanırsınız… Sonrada eşinizden… Tabi ki mutlu olmak içinde evlenmek isteyenler vardır lakin bunu söylerken ardından hemen bu sayılanları sıralarlar… Asıl meselenin mutluluk beklentisi olduğu, benzerliklerle bir ömür uyum sağlayabilecekleri ve hayatlarını her yönü ile paylaşacak yoldaşını seçmek gibi cevaplar genelde daha sonra ki sıradadırlar.
Dünyadaki genel eğilimlere bakıldığında istatistikler, evlenme oranlarının azaldığını, boşanma oranlarının arttığı göstermektedir. Günümüzde ABD gibi bazı ülkelerde boşanma oranları yüzde 50- 55’lere kadar yükselirken aynı oranın, Avrupa’da yüzde 40-45 arasında değiştiği görülüyor. Boşanmalar en çok evliliğin ilk yılında meydana geliyor ve tüm boşanmaların yüzde 50’den fazlası evliliğin ilk 7 yılında gerçekleşiyor. Bunların nedenlerinde söz ettiğimiz sebepler yoğunluktadır. O yüzden evlenmeden önce, evlenme nedenlerini iyice düşünmek gerekir. Lakin gerektiğinde evlilik gibi boşanmanın da doğal bir seçim olduğu unutulmamalıdır. Güzel bir kek için özenle seçtiğiniz malzemeler gibi evlenmeden önce, sağlıklı bir evlilik için olan malzemeleri de düşünmelisiniz ki kekinizin tadı güzel olsun. Evlilik ilk olarak karşılıklı istek ve rıza üstüne kurulmalıdır. Bu istek ve rıza öncelikle mutluluk beklentisi ile desteklenmelidir. Birbirlerini her koşulda anlayabilen, karşılıklı nasıl davranacaklarını bilen çiftler her zaman bir adım öndedir. Ayrıca bu mutluluk beklentisi; karşılıklı İletişim becerisi, sorun çözme becerisi, biz olmaya çalışırken benleri koruyabilen, ortak hedef ve amaçlar oluşturabilen, güven duygusunu hissettirebilen ve hayallerini değil birlikte olduğu kişiyi tanıyıp sevebilen kişiler tarafından desteklenmelidir. Evliliğe bir proje olarak bakıyorsanız bu projenin içinde, çocuk, maddiyat, aile gibi konulardan önce bu soruların araştırılması ve bu planların olması sağlam bir temel yaratmaktadır.
Gelelim başka bir cevaba; ekonomik koşullar evliliğin cazibesi halini almış bulunmaktadır. İmkanların kısıtlılığı karşınızdakine hayranlık ya da aşk sandığınız duyguları beslemenizde size yardımcı olabilir. Fakat para ve imkanlar için evlenenlerde de gene maddiyat için boşanabilirler. Nasıl mı? Evlendikten sonra aradığınızın, esas ihtiyacın bu olmadığını anlayarak, belli bir maddiyat elde ettikten sonra ya da tazminatla da bu arzunuzu karşılayarak boşanabilirsiniz. Para için evlilik senet gibidir, vadesi bitince işinize yaramaz…
Eşinizi mutlu etmek, kendinizi ona adamak için evlendiyseniz sonuçlar pek iç acıcı değil… Kendi benliğini hiçe sayan tamamen başkası için yaşamaya çalışan kişilerde patolojik sorunların çıkma olasılığı ya da aşağılık duygusuna son vermek , kendi için bir şeyler yapmasını gerektiğini anlayarak bağımlılıklarını koparma istekleri ile boşanabilmeleri yüksek ihtimaller arasındadır…
Bir diğeri ‘’yaşım geldi’’ sorunsalı. Kültür tarafından evliliğin yaşı, anne- baba olmanın yaşı, aşkın yaşı gibi sayısal veriler çoktan keşfedilmiştir ve bilimin bundan hala haberi yoktur(!) Yaşı için evlenenler, gene yaşım geçiyor bir mutlu olamadım artık özgürce istediğim gibi yaşamak istiyorum duygusu ile boşanabilirler…
Son olarak başka bir örnekte, birbirilerinden farklı olduklarını ve bu farkın birbirlerini tamamladığını söyleyen çiftlerin ellerinde patlayacak bir bomba taşıdıklarını bilmemeleri. Araştırmalar gösteriyor ki, benzerlikleri daha fazla olan insanlar uyumlu çiftler olarak sağlıklı ilişkiler yaşayabilmekte iken farklı olan insanların başta olan çekimleri ve tamamlayıcılık hisleri zamanlar anlaşamamaya ve uyumsuzluğa dönüşerek ayrılıklara gitmektedir. Farklıyız bu yüzden evleniyoruz diyorsanız, bu farklar da zamanla boşanma sebeplerine sürükleyebilmektedir.
Peki hangi nedeni bulup evlenmek istemeliyiz diyorsanız…
Öncelikle, Bu gibi sebepler birçoğunun evlilikten beklentileridir. Ben olmak olgusunu tamamlamadan, biz olma olgusuna geçerek ilk olarak kendinizden boşanırsınız… Sonrada eşinizden… Tabi ki mutlu olmak içinde evlenmek isteyenler vardır lakin bunu söylerken ardından hemen bu sayılanları sıralarlar… Asıl meselenin mutluluk beklentisi olduğu, benzerliklerle bir ömür uyum sağlayabilecekleri ve hayatlarını her yönü ile paylaşacak yoldaşını seçmek gibi cevaplar genelde daha sonra ki sıradadırlar.
Dünyadaki genel eğilimlere bakıldığında istatistikler, evlenme oranlarının azaldığını, boşanma oranlarının arttığı göstermektedir. Günümüzde ABD gibi bazı ülkelerde boşanma oranları yüzde 50- 55’lere kadar yükselirken aynı oranın, Avrupa’da yüzde 40-45 arasında değiştiği görülüyor. Boşanmalar en çok evliliğin ilk yılında meydana geliyor ve tüm boşanmaların yüzde 50’den fazlası evliliğin ilk 7 yılında gerçekleşiyor. Bunların nedenlerinde söz ettiğimiz sebepler yoğunluktadır. O yüzden evlenmeden önce, evlenme nedenlerini iyice düşünmek gerekir. Lakin gerektiğinde evlilik gibi boşanmanın da doğal bir seçim olduğu unutulmamalıdır. Güzel bir kek için özenle seçtiğiniz malzemeler gibi evlenmeden önce, sağlıklı bir evlilik için olan malzemeleri de düşünmelisiniz ki kekinizin tadı güzel olsun. Evlilik ilk olarak karşılıklı istek ve rıza üstüne kurulmalıdır. Bu istek ve rıza öncelikle mutluluk beklentisi ile desteklenmelidir. Birbirlerini her koşulda anlayabilen, karşılıklı nasıl davranacaklarını bilen çiftler her zaman bir adım öndedir. Ayrıca bu mutluluk beklentisi; karşılıklı İletişim becerisi, sorun çözme becerisi, biz olmaya çalışırken benleri koruyabilen, ortak hedef ve amaçlar oluşturabilen, güven duygusunu hissettirebilen ve hayallerini değil birlikte olduğu kişiyi tanıyıp sevebilen kişiler tarafından desteklenmelidir. Evliliğe bir proje olarak bakıyorsanız bu projenin içinde, çocuk, maddiyat, aile gibi konulardan önce bu soruların araştırılması ve bu planların olması sağlam bir temel yaratmaktadır.