Merve Savaşkan
Ödül Yöntemi Yanlışsa; Aslında Çocuğa Ödül Yerine Ceza Veriliyor!
Çocuğun dünyasında ödül kelimesinin bir anlamı başta yoktur; bu kelimenin mana kazanması bir işi başararak, istenilen bir şeyi yaparak, başkalarını memnun ederek, kızdırmadan elde edinilen durumlar ile anlam kazanmaya başlar. Eğer çocuk istenilen koşulları sağlarsa, sonucunda çok istediği şeyi elde eder ve mutlu olur. Sonrasında gene istenenler için ödül uğruna denilenleri yapar, kazanır ve ödülü alır, tekrar tekrar bu döngü devam eder. Ödül bağımlılığı bu süreçte oluşmaya başlar ve çocuk her davranımının sonunda ödül beklemeye odaklanır. Hatta bir süre sonra yaptığı bir şey için ödül gelmezse, öfkelenmeye ve değersiz hissetmeye başlar. Bunun esas nedeni çocuğun yaptığı davranışı ve sergilediği beceriyi, vaatlerinizin çekiciliği için yapmaya dönüşmüş olmasıdır.
Kendi istediği ya da mantıklı bulduğu için değil, onay almak, kabul görmek, engellerini kaldırmak ve bunların somut ifadesi olarak da ödülünü görmeye bağlanır. Tıpkı bilgisayar oyunları gibi. Saatlerce çocuklar kendilerini ekrana kapatırken aslında benliklerini onaylamaya çalışırlar. Bu ödül, bölüm geçme ve kazanma olarak ekrandan alınır. Oyuncusu ölse bile yeniden başlar, tekrar uğraşır ve bölümü eninde sonunda geçer. Bir şeyler başarmak ve değerli hissetmeyi ödüller ile kendini kanıtlar. Özellikle yanlışlık ödül yöntemi nasıl yapılıyor?
Ödül yöntemi doğru kullanırsa oldukça yararlıdır. Burada ilk adım ailelerin kendine ‘’Ne için, ne ödül veriyoruz?” diye sorgulamalarıdır. Genelde dersini çalışınca, iyi not alınca, uslu oturunca, yemeğini yiyince, söz dinleyince; çikolata, oyuncak, parka gitmek, abur cuburlar en büyük ödüller olarak ele alınıyor. Öncelikle çocukların ödül diye, neyi tanıdığına bakmak gerekiyor. Sonrasında ise ebeyevnler çocukları için, benim çocuğum daha iyi mücadelesine farkında olmadan giriyor. Bu mücadele sonucunda çocuk akranları arasında en iyi olursa, evde göreceği sevgi, itibar, kabulleniş, onay artarak ödül sağlanıyor. Ödül vererek olumlu davranış kazandırmak yerine, çocukta anlık tatmin sağlamış olunuyor. Dolayısıyla da eski davranış şarta bağlanmış oluyor ve çocukta geçici bir kazanım sağlıyor.
Ödül konusunda yapılan en sık hatalardan bir diğeri de, ödüllerin sürekli şekilde çocuğun kişiliğine veriliyor olması. Mesela çocuğunuza harikasın, süpersin diyorsunuz harika ve süper olan ne? Diye düşündüğünde kendi benliği şişmeye başlıyor ve narsist kişilik özellikleri oluşmaya başlıyor. Çünkü yaptığı işi, beceriyi, emeği, uğraşını, dikkatini değil, kişiliğine ödül veriyorsunuz onu övüyorsunuz. Dolayısıyla ben bunu yaparsam süper, mükemmel çocuk olurum diye düşüyor. Bu övgü yağmurları çocuğu gazlıyor benliği şişiyor ve eşsiz bir yeteneği olduğunu ve kimsenin onun kadar iyi olmadığını hissettiriyor. Bir başarısızlıkla karşılaştığında ise tahammül edemiyor. Bu yüzden ödülleri ve övgüleri kişiliğe değil, yapılan işe ve emeğe vermek gerek ve bunu vurgulamak gerekiyor.