Merve Savaşkan
Oyun Deyip Geçmeyin, Oyun Oynayıp Geçin!
Çocukların dünyası oyundur. Çocukların kelime repertuarları yetişkinler kadar zengin değildir. Bu nedenle kendilerini oyun ve oyuncaklar üzerinden anlatırlar. Fakat oyuncaklar sadece çocuğun kendini ifade etmesini sağlayan araçlardır demek yeterli olmaz.
Oyun çocuğun hayatını ortaya koyduğu bir sahnedir. Bu sahne çocuğun rol model aldığı birey, izlediği bir an ya da travmasını yaşayışı bile olabilmektedir. Çocuğunuz ile oyun oynamak zaman darlığınız içinde, çocuk güzel vakit geçirsin diye katlanmak olmamalıdır. Çocuklarınıza okumayı ya da çarpım tablosunu erkenden öğretmenin zeka belirtisi olarak algılandığı toplumumuzda büyük bir yanılgılar vardır.
Türkiye eğitim sisteminde başarı olarak Dünya çapında düşük derecelerde yer almaktadır. Yanlışlar, çocuklarımızın küçük yaşlardan itibaren oyun dışında yan dallara daha çok ağırlık veren ailelerden de kaynaklanmaktadır. Çocuklar oyun saatleri yerine artık televizyon izlemekte, ipad ile zaman geçirmekte ya da yaş seviyesinden yukarıda olan eğitim materyalleri ile yaşıtlarının önüne geçirilmeye çalışılmaktadır. Çarpım tablosunu erken ezberleyen çocuk zeki görülmekte, okula başlamadan okuma yazma öğrenen 2. hatta 3. dil kurslarına itilen çocuk ödüllere boğulmakta, deha sanılmaktadır. Aileler için zeki olmak bir alanı çeşitlendirmek ya da her alanda en üst seviyeye çıkmak sanılıyor…
Çocuğunuzun gelişiminde en kıymetli alan oyun oynamasıdır. Fiziksel kaba-ince motor hareketlerinden, özgüveni, iletişim yeteneği, ruhsal psikolojik sağlığı ve zeka gelişimine kadar en etkili yol çocuğun oyun oynamasıdır. Hatta ailelerinde çocuk ile oyun oynaması vazgeçilmez olmalıdır. Çünkü çocuklar oyun ile öğrenir. Oyun ile hayat ile baş eder. Oyun ile güçlenir. Günde çocuğunuz ile ne kadar zaman birlikte oyun oynuyorsunuz? Çalışan aileler vakit bulamadıkça çocuklar falan kurslardan filan kurslara etkinliklere sürülerek robot insan yaşamına uyum sağlamaya çalışmakta ve aileler vicdanen rahat etmekte. Yapmayın.
Televizyon saatinden biraz kısarak aile saatleri oluşturmayı deneyin. Günde en az yarım saat çocuğunuzu dinleyecek, oyun oynayacak birlikte zaman geçirecek vakti yaratın. Bu vakit tüm gelişimde en önemli vakittir. Çocukların en çok özgürce, kısıtlanmadan oyun oynamaya ihtiyacı vardır. Fakat bu demek değil ki evinizi oyuncak dükkanına çevirin aksine elindeki oyuncaklarla oynaması, kendi oyuncaklarını yapması hatta ev işlerine yardım etmesi, çocuklara sorumluluk ve görev verilmesi bile bir oyuna dönüştürebilir. Yeter ki bilinçli yönlendirin ve isteyin değerli aileler…
Oyunların kazandırdıklarına son kez değinecek olursak şöyle sıralayabiliriz;
Çocuklarınız ile bol bol oyun oynamanız dileği ile…
Oyun çocuğun hayatını ortaya koyduğu bir sahnedir. Bu sahne çocuğun rol model aldığı birey, izlediği bir an ya da travmasını yaşayışı bile olabilmektedir. Çocuğunuz ile oyun oynamak zaman darlığınız içinde, çocuk güzel vakit geçirsin diye katlanmak olmamalıdır. Çocuklarınıza okumayı ya da çarpım tablosunu erkenden öğretmenin zeka belirtisi olarak algılandığı toplumumuzda büyük bir yanılgılar vardır.
Türkiye eğitim sisteminde başarı olarak Dünya çapında düşük derecelerde yer almaktadır. Yanlışlar, çocuklarımızın küçük yaşlardan itibaren oyun dışında yan dallara daha çok ağırlık veren ailelerden de kaynaklanmaktadır. Çocuklar oyun saatleri yerine artık televizyon izlemekte, ipad ile zaman geçirmekte ya da yaş seviyesinden yukarıda olan eğitim materyalleri ile yaşıtlarının önüne geçirilmeye çalışılmaktadır. Çarpım tablosunu erken ezberleyen çocuk zeki görülmekte, okula başlamadan okuma yazma öğrenen 2. hatta 3. dil kurslarına itilen çocuk ödüllere boğulmakta, deha sanılmaktadır. Aileler için zeki olmak bir alanı çeşitlendirmek ya da her alanda en üst seviyeye çıkmak sanılıyor…
Çocuğunuzun gelişiminde en kıymetli alan oyun oynamasıdır. Fiziksel kaba-ince motor hareketlerinden, özgüveni, iletişim yeteneği, ruhsal psikolojik sağlığı ve zeka gelişimine kadar en etkili yol çocuğun oyun oynamasıdır. Hatta ailelerinde çocuk ile oyun oynaması vazgeçilmez olmalıdır. Çünkü çocuklar oyun ile öğrenir. Oyun ile hayat ile baş eder. Oyun ile güçlenir. Günde çocuğunuz ile ne kadar zaman birlikte oyun oynuyorsunuz? Çalışan aileler vakit bulamadıkça çocuklar falan kurslardan filan kurslara etkinliklere sürülerek robot insan yaşamına uyum sağlamaya çalışmakta ve aileler vicdanen rahat etmekte. Yapmayın.
Televizyon saatinden biraz kısarak aile saatleri oluşturmayı deneyin. Günde en az yarım saat çocuğunuzu dinleyecek, oyun oynayacak birlikte zaman geçirecek vakti yaratın. Bu vakit tüm gelişimde en önemli vakittir. Çocukların en çok özgürce, kısıtlanmadan oyun oynamaya ihtiyacı vardır. Fakat bu demek değil ki evinizi oyuncak dükkanına çevirin aksine elindeki oyuncaklarla oynaması, kendi oyuncaklarını yapması hatta ev işlerine yardım etmesi, çocuklara sorumluluk ve görev verilmesi bile bir oyuna dönüştürebilir. Yeter ki bilinçli yönlendirin ve isteyin değerli aileler…
Oyunların kazandırdıklarına son kez değinecek olursak şöyle sıralayabiliriz;
- Günlük problemleri çözmede,
- Düşünceleri test etmesine ve hayal gücünü artırmada,
- Psikolojik problemleri azaltmada,
- Duygularını ve ihtiyaçlarını anlatabilen ve kelime hazinesi zenginleştirmede,
- Sıra bekleme, paylaşma, adil olma, empati kurma, kişilik haklarını algılamada,
- Davranışsal sorunları azaltmada,
- Sosyal becerilerde,
- Özgüven ve yeterlilik hissinde,
- Zeka gelişiminde,
- Sevgi ve saygıyı öğrenmede,
- Hayat ile başetmede,
- Anlamlandırmada,
- Güçlü bağlar kurmada,
- Yaratıcı olmada gibi bir çok alanda kilit noktadır.
Çocuklarınız ile bol bol oyun oynamanız dileği ile…
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.