Ülkemizin başına tam 30 yıldır bela olan PKK terör örgütünün vermiş olduğu maddi manevi zararlardan hepimiz etkilendik, ülke ekonomisi belki bu bela yüzünden hiç bir zaman belini doğrultamadı hele çektiğimiz acılar asla unutulmadı, unutulmayacakta.
PKK; Türkiye Cumhuriyeti’nin parçalanıp yıkılması için yıllarca çaba sarfetti, sözde amaç Kürdistan Devletini kurmaktı, tabi bu bahaneler akli selim vatansever Kürtler tarafından “Kürtlerin ayrı bir devlet isteği yoktur” şeklinde yıllarca yalanlandı, yalanlanmaya da devam ediyor. Yani onlarda PKK’yı ve onun faaliyetlerini asla tasvip etmiyorlar ama korku ve güvenecek devlet kanadı olmayınca çaresizlikten susuyorlardı.
Geldiğimiz bu noktada Devlet, açılım sürecini başlatırken çok büyük bir stratejik hata yaptı, Kürtlerin hamisi veya temsilcisi olarak PKK ve onun siyasi uzantılarını işaret etti, Türk yetkililer açılım sürecini PKK ve onun uzantılarıyla görüşmeye başlayınca vatansever kürt vatandaşlarımızın temsilcileride bir şekilde bu terörist grup ve onun uzantısı siyasi partiler olmuş oldu. Ülkesi ve milletini seven Kürt kökenli şahıslar böylelikle tamamen saf dışı bırakılıp ötekileştirildiler ama hiç bir zaman çıkıpta bu hususu sorun haline getirmediler keza, çözüm sürecinin başarıya ulaşmasını gerçek anlamda bu kürt vatandaşlarımız istiyorlar diğerleri ise kendi çıkarlarını, ceplerini veya koltuklarını düşünüyorlar.
Sürekli şekilde “ PKK ve onun siyasi uzantısı partilerin çözüm sürecini asla desteklemediklerini, samimiyetten uzak provakatif amaçlı uygulamalarla Türk halkını germeye çalıştıklarını çıkacak olaylar ve oluşacak kaos ortamından faydalanmaya çalıştıklarını” yazıyorum, yazmaya da devam edeceğim ayrıca, gerek sayın Cumhurbaşkanı gerekse hükümet kanadı bu olayların bilincinde, kaldı ki PKK süreci baltalama uğruna Hakkari Yüksekova’da üç askerimize sokak ortasında tam 25 mermi sıkarak şehit etti, daha sonra Diyarbakır’da bir astsubayımız eşinin yanında Pazar alışverişi yaparken kahpece şehit edildi bu suikastlerin öncesinde de bu bölgelerde çok sayıda güvenlik mensuplarımıza saldırı oldu bu zavallı hain yaratıklar gerçek anlamda çözüm sürecini isteselerdi bu kahpe saldırıları hiç yaparmıydılar, kimse kusura bakmasın kürtlerin hamisi hiç bir zaman PKK ve onun uzantısı siyasi partiler olmadı olamayacakta, tabi hükümet bu yönde bir çalışma yaparak Kürt ileri gelenleri arasından akil insanları bulup onlarla süreci yönetmelidir. Yani çözüm süreci gerçek Kürtlerle yapılıp, PKK ve diğerleri saf dışı edilmelidir.
Çözüm süreci görüşmelerinden, PKK safdışı bırakılırsa saldırıya mı geçer diye düşünürsek zaten süreci bahane ederek istediği şekilde saldırılarını daha rahat yapmıyor mu? Güneydoğu neredeyse kurtarılmış bölge haline getirilmedi mi? Uzantısı Partiler vasıtasıyla TBMM çatısı altında Türkiye aleyhinde fütursuzca saldırılarda bulunmuyorlar mı? Güvenlik güçlerimize yönelik her türlü kirli savaşı yapmıyorlar mı? O zaman kaybedecek hiç bir şeyimiz yok, kaldı ki sürece dahil olacak gerçek kürt ileri gelenleri, saldırılara devam etmeyi sürdürmesi halinde PKK’nın gerçek yüzünü daha net görüp bunu bölge halkıyla paylaşacaklardır.
Her ne olursa olsun çözüm süreci devam etmelidir. Ancak PKK ve diğerlerinin bu konuda samimi olmadıklarının çok iyi bilinmesi gerekir. Ayrıca vatanını milletini seven çok sayıda Kürt kardeşimiz var bunların hamisi olarak PKK ve onun uzantısı siyasi partileri göstermek çok yanlış, bu durum Kürtlerin canını yakıyor, yani yıllarca yaptığımız yanlış gibi Kürt=PKK dersek ve bu şekilde düşünmeye devam edersek, Devlet olarak vatansever kürtleri de kaybedebileceğimiz unutulmasın.
