Trabzonspor artık mücadele ediyor, yardımlaşıyor, birbirine destek oluyor, takım gibi oynuyor ve bunu da spor terimi olmasa da “savaşarak” yapıyor!
Ne zamandan beri? Rıza Çalımbay’ın gelişinden itibaren…
3 hafta önce Haber61tv’de Sadi Tekelioğlu şöyle demişti: “ Eğer rıza hoca sezon başında bu takımın başında olsaydı kesinlikle liderdi”
Ben bunu biraz daha ileri götürüp şöyle tamamlıyorum: Üstelik açık ara liderdi!
Bordo mavili ekip takım olurken eksik de yapıyor, hatalar da…
Saha içinde futbolcular birbirleri ile didişiyor, margolar küçüklere ağalık taslıyor, futbolcular atışıyor ama bunu sadece kazanmak için yapıyorlar!
Bu nedenle takım kazandığı sürece her şey doğru demektir. Bize çok yanlış gelen işler olsa bile…
Böyle bir ortamda Trabzonspor sezonun en zor maçlarından birini Bursaspor karşısında tek farkla kazandı ama, 6 - 7 farkla da kazanabilirdi!
İlkinde hakem, ikincisinde direkler 3’er kez gole engel oldu denebilir.
Hani diyelim ki ilk direkten dönen top Bursaspor savunmasının sakarlığı nedeni ile meydana geldi. Ya sonrakiler?
Bir de hakemin vermediği 3 penaltı pozisyonu! Normal bir hakem bunların 3’ünü de verirdi. Akşamki tekini bile çalamadı!
Maçta ilk yarı boyunca Trabzonspor atak üstünlüğünü ele aldı ama, etkili pozisyon bulamadı.
Orta sahadan pasla geçiş yapılamadı.
Hep Burak Yılmaz arandı.
Uzun toplarla golcü oyuncu ilk yarıda bir kez kaleci ile karşı karşıya kaldı.
Çoklarına göre kalecinin neden olduğu penaltı pozisyondan sonuç alınmadı.
Yusuf bu pozisyonları çok denedi ama olmadı.
Bu devrenin en çalışkan ismi Abdülkadir’di. Küçücük boyuna ve fiziğine rağmen atom karınca gibi idi.
Rakibin her iki yanını da hayli bunaltı. Çok da dayak yedi! Ne Okay, ne Kucka ne de N’Doye takıma hücum yönünden katkı veremediler.
Nerede ise pozisyonsuz ilk yarıdan sonra ikinci devre Trabzonspor hem savunmayı, hem orta alanı biraz daha öne çıkardı. N’Doye’un yerine Olcay’ın girmesi de hücuma biraz daha zenginlik katkı.
Ama düğümü çözen ilk yarının suskun ve Kucka’dan fırça yiyen ismi Yusuf Yazıcı oldu. Harika bir gol attığı gibi, ikinci denemesi de direğe takıldı.
Golden sonra Trabzonspor istenen mücadeleyi hem hücumda hem savunmada göstermeye başladı.
Hayli eksik olarak Trabzon’a gelen Bursaspor son çeyrekte saldırdı ama, bordo mavililer hem iyi direndi, hem de pozisyonlar yakaladı.
Sonuçta Trabzonspor zor bir dönemeci başarı ile geçti.
Şimdi devre sonuna kadar ligde DÇ. Karabükspor ile kupada A.Konyaspor deplasmanları kaldı.
Trabzonspor sezon başının aksine ilk yarıyı müthiş bir finalle bitirebilir. Çünkü Rıza Çalımbay ile tünelin ucu göründü.
Yazdık ama tekrarlayalım: Trabzonspor’un eksikleri var. Ancak devre arasındaki çalışma ile birçok gedik kapatılabilir.
İlla da transfer yaparak değil…
Hem rehabilitasyonla, hem de yeni varyasyonlarla… Bir de Trabzonspor’un artık gol yemediğini görmek güzel bir şey…
Unutulmasın ki iyi hücumcularla maç kazanılır ama, iyi savunma ile şampiyonluk!!!
Ne zamandan beri? Rıza Çalımbay’ın gelişinden itibaren…
3 hafta önce Haber61tv’de Sadi Tekelioğlu şöyle demişti: “ Eğer rıza hoca sezon başında bu takımın başında olsaydı kesinlikle liderdi”
Ben bunu biraz daha ileri götürüp şöyle tamamlıyorum: Üstelik açık ara liderdi!
Bordo mavili ekip takım olurken eksik de yapıyor, hatalar da…
Saha içinde futbolcular birbirleri ile didişiyor, margolar küçüklere ağalık taslıyor, futbolcular atışıyor ama bunu sadece kazanmak için yapıyorlar!
Bu nedenle takım kazandığı sürece her şey doğru demektir. Bize çok yanlış gelen işler olsa bile…
Böyle bir ortamda Trabzonspor sezonun en zor maçlarından birini Bursaspor karşısında tek farkla kazandı ama, 6 - 7 farkla da kazanabilirdi!
İlkinde hakem, ikincisinde direkler 3’er kez gole engel oldu denebilir.
Hani diyelim ki ilk direkten dönen top Bursaspor savunmasının sakarlığı nedeni ile meydana geldi. Ya sonrakiler?
Bir de hakemin vermediği 3 penaltı pozisyonu! Normal bir hakem bunların 3’ünü de verirdi. Akşamki tekini bile çalamadı!
Maçta ilk yarı boyunca Trabzonspor atak üstünlüğünü ele aldı ama, etkili pozisyon bulamadı.
Orta sahadan pasla geçiş yapılamadı.
Hep Burak Yılmaz arandı.
Uzun toplarla golcü oyuncu ilk yarıda bir kez kaleci ile karşı karşıya kaldı.
Çoklarına göre kalecinin neden olduğu penaltı pozisyondan sonuç alınmadı.
Yusuf bu pozisyonları çok denedi ama olmadı.
Bu devrenin en çalışkan ismi Abdülkadir’di. Küçücük boyuna ve fiziğine rağmen atom karınca gibi idi.
Rakibin her iki yanını da hayli bunaltı. Çok da dayak yedi! Ne Okay, ne Kucka ne de N’Doye takıma hücum yönünden katkı veremediler.
Nerede ise pozisyonsuz ilk yarıdan sonra ikinci devre Trabzonspor hem savunmayı, hem orta alanı biraz daha öne çıkardı. N’Doye’un yerine Olcay’ın girmesi de hücuma biraz daha zenginlik katkı.
Ama düğümü çözen ilk yarının suskun ve Kucka’dan fırça yiyen ismi Yusuf Yazıcı oldu. Harika bir gol attığı gibi, ikinci denemesi de direğe takıldı.
Golden sonra Trabzonspor istenen mücadeleyi hem hücumda hem savunmada göstermeye başladı.
Hayli eksik olarak Trabzon’a gelen Bursaspor son çeyrekte saldırdı ama, bordo mavililer hem iyi direndi, hem de pozisyonlar yakaladı.
Sonuçta Trabzonspor zor bir dönemeci başarı ile geçti.
Şimdi devre sonuna kadar ligde DÇ. Karabükspor ile kupada A.Konyaspor deplasmanları kaldı.
Trabzonspor sezon başının aksine ilk yarıyı müthiş bir finalle bitirebilir. Çünkü Rıza Çalımbay ile tünelin ucu göründü.
Yazdık ama tekrarlayalım: Trabzonspor’un eksikleri var. Ancak devre arasındaki çalışma ile birçok gedik kapatılabilir.
İlla da transfer yaparak değil…
Hem rehabilitasyonla, hem de yeni varyasyonlarla… Bir de Trabzonspor’un artık gol yemediğini görmek güzel bir şey…
Unutulmasın ki iyi hücumcularla maç kazanılır ama, iyi savunma ile şampiyonluk!!!