Tanju Akıncıoğlu

Tanju Akıncıoğlu

Şenol Güneş’in “VEFA”sı

Trabzonspor’da genç yaşlarda yöneticilik yapma şerefine nail oldum.

Allahıma şükürler olsun ki görev yaptığım,  1996-1997, 1997-1998, 2000-2002 ve 2002-2003 tarihlerinde , aldığım sorumluluğun ağırlığını bilerek, yönetiminde bulunduğum Bordo-Mavi renklere tüm gücümle en iyi hizmeti vermeye çalıştım.

Allah utandırmadı ve başımız dik görevimizi tamamladık.

Şenol Güneş ile çalışmayı Allah bize nasip etmedi. İçimin bir tarafı bu yüzden hep buruk kalmıştır.

Şenol Güneş’le yöneticisi olarak hiç çalışmamama rağmen çocukluğumda kamp yaptığı yerlerde çok birlikte oldum, o efsane kadronun efsane isimleriyle çok zaman geçirdim.

Küçük yaşlarımda deplasman da dahil olmak üzere Babamla birlikte çok maçlara gittim.

Yeni Teknik Direktör Tolunay Kafkas’ın ise Trabzonspor’da Futbolcu olduğu dönemde yöneticiliğini yaptım ve uzun kamplarda bir çok kez birlikte oldum.

Bütün bunları neden yazdım, bilmiyorum.

Ama bildiğim bir şey var. Asla reklam olsun diye yazmadım.

Geçtiğimiz günlerde bir dost ortamında Şenol Güneş ile az da olsa sohbet etmenin mutluluğunu yaşadım.

Geçmişi ondan dinlemek beni çocukluğuma, gençliğime döndürdü.

Sohbet sırasında merakımdan olacak ki sordum.

Hocam dedim, Trabzonspor’da oynamadan önce,  çocukluğunda, hangi takımı tutardın.

Şöyle bir durdu, gözleri geçmişe daldı ve söze başladı.

Tanju dedi, bazı şeyler kaderdir, Benim kaderimde de Trabzonspor’dan başka takım olmadı.

ve devam etti; Ergun Abi(Ergun Kantarcı)bizim mahallede (Sotka) bizim önderimizdi. Biz İdmangücü’nü tutardık. Seninde bildiğin gibi Trabzon’da İdmanocağı, İdmangücü çekişmesi yaşanırdı. Yani biz o dönem yeşil Beyaz renklere aşıktık. İdfmanocağı’nın rengi ise sarı-Kırmızı.

Sarı-Kırmızı’dan ötürü İdmanocaklıların büyük bir kısmı Galatasaray’a sempati duyardı, İdmangüclü olanların bazıları Galatasaray’ın rakibi diye Fenerbahçe’ye sıcak bakardı.

Ben idmangüçlü olduğum için Galatasaray’a hep uzak oldum,, onun rakibi diye Fenerbahçe’ye de. Benim gibi düşünenlerden bazıları Beşiktaş’a yönelirdi, ama dedim ya kader, ben Beşiktaş’ı  da tutmadım. İstanbul takımlarından Bir Vefa vardı bir de Yeşildirek, ikisinin de rengi yeşil-Beyazdı. Bildiğimizden tanıdığımızdan değil ama ismi o dönemlerde daha popüler olduğundan Vefa’ya bir sempatimiz olmuştur.

Şenol Güneş’in ağzından dinlediğim ve sizlerle paylaşmak istediğim bu satırları yazarken son olarak Trabzonspor’da göreve geldiği süreçi hatırladım.

Sene 2009 ve Kore’de mutlu bir Şenol Güneş.

Kore’nin sevgisini kazanmış bir Şenol Güneş.

Trabzonspor Şenol Güneş’i takımın başına getirmek için Telefon trafiği başlatmış.

Kore'ye gidip gelmeler yoğunlaşmış.

Şenol Güneş’in cevabı net “Sözleşmem devam ediyor,  ben bana güvenen insanları yüz üstü bırakamam”

Görüşmeler ardından Güney Kore takımından izin çıkıyor ve Şenol Güneş Trabzon’a gelme hazırlıklarına başlıyor.

Cuma günü yaşanan bu gelişme ardından Trabzonspor yöneticileri Şenol Güneş’i hemen o gün Trabzon’a getirmek istiyor.

Ama vefalı hocanın verdiği cevap “Bana birkaç gün süre verin, bir veda yemeği yapayım” oluyor.

Pazartesi akşamı saat 19:00’da veda yemeği veren Şenol Güneş 1,5 saat mesafede olan havaalanına gitmek için yemekten erken ayrılıyor ve saat 23:00’da ki uçağa biniyor.

Ailesi ile birlikte uzun bir yolculuktan sonra sabah saat 06:00’civarında İstanbul’a inen uçaktan inen Güneş , saat 07:00 Trabzon uçağına binerek Trabzon’a geliyor.

Ve Trabzon’da görüşmeler başlıyor.

Görüşmede Şenol Güneş’in tek bir isteği oluyor yönetimden “Hiçbir futbolcu bana para için gelmesin”

Ardından imza töreni, antreman ve …

Kaç saat üzerine dinlenmeye geçiyor bilmem.

Kendi kendime soruyorum “Hocam ya bugün yaşanan süreç ve sana yapılan vefasızlıkları görünce tüm bunlara değermiymiş” dedin mi.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.