En iyi oynadığı maçta en kötü rakipten üç gol yiyen Trabzonspor’umun efkârıyla yatıp, şehit haberiyle uyanmak….
Zor günler bunlar zor….
Aslında lige verilen Milli maç arasında çok ilginç şeyler olmuştu.
Türkiye-Azerbaycan maçını yorumlayan Şeytan, futbolcularımızın yoğun maç programından bahsederken "Avrupa'da oynayan tek takımımız Beşiktaş" ifadesini kullanması Trabzonspor camiasında tepkilere neden oldu.
Tepkiler karşısında ise Trabzonspor camiasından özür dilerken “Ben eşek miyim bu kadar aptalca bir tavrım olsun" diye kendini savundu.
Şeytanlığı kabul eden yorumcu, eşekliği kabul etmedi. Kısaca “Ben Eşek değilim, Şeytan’ım” dedi.
Hatırlarsınız bu şeytan halı sahada sakatlanmış, sonra da ihale Trabzonsporlu Yesiç’in sırtına kalmıştı.
Özellikle şike soruşturmasından sonra da bir daha anladık ki gerçekten Eşşek değilmiş, Şeytanmış.
Şeytan olmak mı yoksa Eşek olmak mı? Mutlaka bir tercih yapacaksanız hangisi olursunuz.
Zaten ülkede Şeytan mı, yoksa Eşek mi olduğunu anlayamadıklarımız o kadar çok ki!
Gaziantep – Bülent Yıldırım, Kayseri – Kuddusi Müftüoğlu ve İBB – Cüneyt Çakır’dan sonra Mersin İdmanyurdu maçında da Halis Özkahya Fenerbahçe’nin aleyhine yüzde yüz penaltıyı çalamadı.
Niye mi?
Galatasaray kalecisi Muslera’yı Karabük maçında oyundan atan Bünyamin Gezer o maçtan sonra bir daha görev alamayınca hakemliği bıraktı. Galatasaray Bünyamin Gezer’e düdüğü astırdı.
Gezer Hakemliği bıraktıktan sonra bizim yıllardır savuna geldiğimiz bir gerçeği vurguladı. Gezer “Türkiye’de değişmeyen bir düzen var. Büyük takımların lehine hata yaparsanız, bir dahaki hafta maçınız hazır olur. Fakat aleyhine bir kararda onlar bağırır ve sen maç alamazsın.” diyor.
Hakem eşek mi ki FB’nin GS’nin aleyhine düdük çalsın.
Zaten ülkede Şeytan mı, yoksa Eşek mi olduğunu anlayamadıklarımız o kadar çok ki!
Mesela şike olayı,
Verenler, alanlar, sakatım diye oynamayanlar, aracılar, pazarlıklar, mesajlar daha neler neler. Hafızanızı yoklayın kimler Şeytan, kimler Eşek.
Zaten ülkede Şeytan mı, yoksa Eşek mi olduğunu anlayamadıklarımız o kadar çok ki!
Mesela Moskova’da CSKA’yı destekleyen Fener taraftarları.
Listeyi uzatabilirsiniz ama şehit haberleri futbol adına ne varsa hepsini anlamsız kılıyor.
Gencecik fidanlarımızı toprağa veriyoruz.
Geçmiş zaman dizileriyle masum ve popüler hale getirilen bir görüşün günümüze kadar gelen popüler savunucusu BDP milletvekili terörist saldırısını değerlendirirken savaştan bahsediyor.
Onda mı bir gariplik var, dizilerde mi, bizde mi bilmiyorum.
Ama eminim ki 12 Eylül öncesi terör günlerini yaşayan kuşakta öldürülen ya da bir şekilde bedel ödeyen her iki görüşün gencecik insanları şimdi o günlere dönseler “Biz eşek miyiz ne için birbirimizi öldürelim” derler. Ama şeytanlar bırakmaz ki.
Bugün de terörizm ile sorunların çözülebileceğini düşünenler var maalesef. Aslında düşünenler demek yanlış. Birazcık düşünebilseler zaten bunu yapamazlar. Bu yolla bir yere varılamayacağını görürler.
Peki askere saldıran terörist neyin peşindedir. Büyük ihtimalle eninde sonunda o askere kurşun sıkanlar da bu süreçte öldürülecektir. Bu kadar bedel niye. Mehmet’imizi öldürmekle ne kazanacaktır.
PKK’lılar hiçbir şey elde edemeyeceğini bile bile askerimizi şehit ederken, kendileri de yok olup gitmektedir.
Eşeklikten mi şeytanlıktan mı?
Günümüzün büyük Şeytan’ı İmralı’da. Üstelik de Global şeytanların Taşeronu.
Dağdakiler ise olsa olsa Şeytan’ın eşekleridir.