Geleneksel medyayı daha yeni yeni kabullenen insanların yeni medyayı yani sosyal medyayı kabullenmeleri daha kolay olmuştur. Bunun sebebi geleneksel medyanın sosyal medyaya zemin hazırlamış olmasıdır. Sosyal medyanın oluşması aslında geçmişten günümüze gelen bir sürecin son halkasıdır. Sosyal medya sayesinde insanlar tanıdıkları veya tanımadıkları birçok kişiyle iletişime geçebilmektedirler. Sosyal medya insanlara aynı zaman dilimi içerisinde binlerce kişiye mesaj paylaşabilme imkânı sunmuştur. İnsanlar artık sosyal medya aracılığı ile normal iletişim kanallarından daha çok paylaşımda bulunmaya başlamışlardır. Bununla birlikte ise sosyal medya ortamında etik ihlalleri ortaya çıkmaya başlamıştır. Ortaya çıkan bu etik ihlalleri de sosyal medyada etik konusunun tartışılmasını ve bu konunun gündeme gelmesine neden olmuştur.
Sosyal Medya da Karşımıza Çıkan Etik Sorunlar Özel Yaşamın Gizliliği Sorunu
Bireyin özel alanı belirli kişilerle ve belirli ölçüde paylaştığı alandır. Bu alanı sadece istediği kişilerle paylaşmak bireyin en temel hakkıdır. Son zamanlarda sosyal medyanın yaygınlaşması ile birlikte bireylerin özel yaşam gizliliği hakkı ihlal edilmektedir.
Paylaşılan İçeriklerin Asıl Kaynağının Gösterilmemesi
Sosyal medya da artık herkes bilgi paylaşmaktadır. Ancak bilgi paylaşımında bulunan insanlar kaynak belirtmeden sadece kopya-yapıştır yapmaktadırlar. Ancak bu durum akademik camiada daha çok bilinen intihale neden olmaktadır. Yani bir bireyin ürettiği bilgi onun adı anılmadan ve ona haber verilmeden adeta çalınmaktadır.
Telif ve Patent Haklarının İhlal Edilmesi
Sosyal Medya sayesinde artık telif hakkı ihlalleri oldukça karşımıza çıkmaya başlamıştır.
Sosyal Medya da Ortaya Çıkan Ürünlerin Doğruluğu Teyit Edilmeden Yayınlanması
Nasıl geleneksel medya da haberin doğruluğunu teyit etmek bir zorunluluk ise sosyal medya için de bu durum aynen geçerlidir. Ancak sosyal medya da doğruluğu teyit edecek bir mekanizma bulunmadığı için insanlar duyduğu veya gördüğü bir haberi doğruluğunu teyit etmeden anında diğer kullanıcılarla paylaşmaktadır. Bu durum sonucunda ise büyük bir bilgi kirliliği meydana gelmektedir.
Kişisel Bilgilerin Güvenliğinin Tehlikede Olması Sorunu
Bireyin kendisi, mesleği ve ailesi ile ilgili olan verilerin tamamına kişisel veriler denir. Teknolojinin en büyük yan etkilerinden bir tanesi de budur kişisel verilerin korunamaması. Sosyal medya ortamında insanlar güvenerek birçok kişisel bilgisini ortaya dökmektedir. Ancak bu çok riskli bir durumdur. Bu verilerin bir veri tabanın da toplanması ciddi sıkıntılar meydana getirecektir.
Nefret Söylemi
Nefret söylemi, insanlar arası hoşgörüsüzlükten kaynaklanan, önyargılar ile nefreti daha da yayan, onu teşvik eden ya da savunan her türlü ifade biçimini kapsamaktadır. Nefret söylemi ile nefret duygusu karıştırılmaktadır. Nefret duygusu herkeste olan bir duygudur. Ancak bu duyguyu açığa çıkarmak nefret söylemidir ve herkes bunu yapmaz. Sosyal medyanın gelişmesiyle insanların fikir paylaşması kolaylaştığı için nefret söylemleri de artmaya başlamıştır.
Peki, Sosyal Medyada Bulunan Bu Etik İhlallerine Karşı Ne Yapılabilir
Öncelikle bu konuda sorumluluk sosyal medya içerik sağlayıcıları ve düzenleyici kurumlara düşmektedir. Öncelikle çeşitli filtre sistemleri oluşturularak sahte hesapların tamamının engellenmesi gerekmektedir. Ayrıca yeni kayıt olacak kullanıcılar için daha kapsamlı bir kimlik ve veri doğrulama sistemine sahip olunmalıdır. Verilerin paylaşılmasında bir sınırlama getirilmelidir. Ayrıca kaynak konusunda da bir takip sistemi oluşturulmalıdır. Böylece yanlış bir bilgiyi yayan kişiye ulaşılabilmelidir. Sosyal medya da içerik paylaşma konusunda bu konunun hukuki ve etik sınırları tespit edilmeli ve kullanıcılara bu sınırlar hakkında bilgi verilmelidir. Ancak her ne kadar önlem alınsa da sorumluk yine en çok kullanıcılarda bulunmaktadır. Ne kadar kural koyarsan koy eğer kullanıcı öz disipline sahip değilse ihlal etmeye devam edecektir. Bunun için de kullanıcılara medya okuryazarlığı hakkında bilgi verilmelidir.
Sosyal Medya da Karşımıza Çıkan Etik Sorunlar Özel Yaşamın Gizliliği Sorunu
Bireyin özel alanı belirli kişilerle ve belirli ölçüde paylaştığı alandır. Bu alanı sadece istediği kişilerle paylaşmak bireyin en temel hakkıdır. Son zamanlarda sosyal medyanın yaygınlaşması ile birlikte bireylerin özel yaşam gizliliği hakkı ihlal edilmektedir.
Paylaşılan İçeriklerin Asıl Kaynağının Gösterilmemesi
Sosyal medya da artık herkes bilgi paylaşmaktadır. Ancak bilgi paylaşımında bulunan insanlar kaynak belirtmeden sadece kopya-yapıştır yapmaktadırlar. Ancak bu durum akademik camiada daha çok bilinen intihale neden olmaktadır. Yani bir bireyin ürettiği bilgi onun adı anılmadan ve ona haber verilmeden adeta çalınmaktadır.
Telif ve Patent Haklarının İhlal Edilmesi
Sosyal Medya sayesinde artık telif hakkı ihlalleri oldukça karşımıza çıkmaya başlamıştır.
Sosyal Medya da Ortaya Çıkan Ürünlerin Doğruluğu Teyit Edilmeden Yayınlanması
Nasıl geleneksel medya da haberin doğruluğunu teyit etmek bir zorunluluk ise sosyal medya için de bu durum aynen geçerlidir. Ancak sosyal medya da doğruluğu teyit edecek bir mekanizma bulunmadığı için insanlar duyduğu veya gördüğü bir haberi doğruluğunu teyit etmeden anında diğer kullanıcılarla paylaşmaktadır. Bu durum sonucunda ise büyük bir bilgi kirliliği meydana gelmektedir.
Kişisel Bilgilerin Güvenliğinin Tehlikede Olması Sorunu
Bireyin kendisi, mesleği ve ailesi ile ilgili olan verilerin tamamına kişisel veriler denir. Teknolojinin en büyük yan etkilerinden bir tanesi de budur kişisel verilerin korunamaması. Sosyal medya ortamında insanlar güvenerek birçok kişisel bilgisini ortaya dökmektedir. Ancak bu çok riskli bir durumdur. Bu verilerin bir veri tabanın da toplanması ciddi sıkıntılar meydana getirecektir.
Nefret Söylemi
Nefret söylemi, insanlar arası hoşgörüsüzlükten kaynaklanan, önyargılar ile nefreti daha da yayan, onu teşvik eden ya da savunan her türlü ifade biçimini kapsamaktadır. Nefret söylemi ile nefret duygusu karıştırılmaktadır. Nefret duygusu herkeste olan bir duygudur. Ancak bu duyguyu açığa çıkarmak nefret söylemidir ve herkes bunu yapmaz. Sosyal medyanın gelişmesiyle insanların fikir paylaşması kolaylaştığı için nefret söylemleri de artmaya başlamıştır.
Peki, Sosyal Medyada Bulunan Bu Etik İhlallerine Karşı Ne Yapılabilir
Öncelikle bu konuda sorumluluk sosyal medya içerik sağlayıcıları ve düzenleyici kurumlara düşmektedir. Öncelikle çeşitli filtre sistemleri oluşturularak sahte hesapların tamamının engellenmesi gerekmektedir. Ayrıca yeni kayıt olacak kullanıcılar için daha kapsamlı bir kimlik ve veri doğrulama sistemine sahip olunmalıdır. Verilerin paylaşılmasında bir sınırlama getirilmelidir. Ayrıca kaynak konusunda da bir takip sistemi oluşturulmalıdır. Böylece yanlış bir bilgiyi yayan kişiye ulaşılabilmelidir. Sosyal medya da içerik paylaşma konusunda bu konunun hukuki ve etik sınırları tespit edilmeli ve kullanıcılara bu sınırlar hakkında bilgi verilmelidir. Ancak her ne kadar önlem alınsa da sorumluk yine en çok kullanıcılarda bulunmaktadır. Ne kadar kural koyarsan koy eğer kullanıcı öz disipline sahip değilse ihlal etmeye devam edecektir. Bunun için de kullanıcılara medya okuryazarlığı hakkında bilgi verilmelidir.