Turgay Beşyıldız

Turgay Beşyıldız

Tahterevalli FeNerasyon!..

Futbol da ki şike kapsamında, hukukun üstünlüğüyle dürüst davranarak, sonunda hak edenlere, hak ettikleri cezayı vereceklerine inanmıştık.

Devletin emniyet ve yargı organları tarafından da tespit edilmesi,futbolda haksızlığa uğrayanların en önemli belgesi konumunda olduklarını biliyorduk.

Trabzonspor ve Türk futbolu için de,kendi alın teri haklarının teslim edilmesini bekliyorduk.

Toplanılan 82 puana rağmen, ellerinden çalınan şampiyonluğun kaybettirdikleri bugünkü süreçten sonra,Trabzonspor kulübü ve bordo mavili genel kurul üyeleri tarafından tek tek açılacak davalarla Futbol Federasyonunun mahkemeye verilmesini ,gerekirse CAS’a,yani ; Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesine, hatta  Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar gidilecek olmasını da duyduğumuzda, şaşırmamalıyız.

Maddi ve çok büyük manevi kayıpların en kısa zamanda aranmasının sonucunda,TFF’nin işi gücü bırakıp, başta Trabzonspor’a olmak üzere, bir-kaç


kulübe milyarlarca lira tazminat ödemekten iş yapamaz duruma geleceğini ve bu Futbol Federasyonu yönetimini belki de en kısa zamanda istifaya getireceğini, Türk futbolunu bir kaosa sürükleyeceğini tahmin ediyoruz.

Vermesi gereken kararları bile vermekten, taraflı ve maalesef korkak bir görüntü sergilediğini düşündüğümüz bu yönetim, daha ilk aylarında sınıfta kalmıştır.

Gelinen noktada tarihi bir fırsatın eşiğinde olan ve marka değeri daha da yükseltilecek Türk futbolunu yönetenlerin, yasaları, kanunları ve yargının verdiği kararları bile hiç sayan, bir yaklaşım  tarzına sulandırılmış ve yumuşatılmış bir şekilde şahit olduk.

Ardından da kendi kendimize sorduk,içeride tutuklu bulunan 31 kişiyi,demir parmaklıklar arkasına adalet göndermedi de, kadı efendi mi gönderdi ?

Devletin yetkili organlarının başlattığı bu temizlik hareketine, en büyük desteği vermesi gereken Türkiye Futbol Federasyonundan destek bir tarafa, neredeyse köstek olur bir görüntü izlenimi aldık.

Bundan sonraki şike konuları için maalesef hayal kırıklığı yaratmış ve göreve gelir gelmez, hak etmediği bir şekilde kucağında bulduğu bombayı patlatması gerekirken,yine kucağında taşımaya devam ederek, yine büyük bir riske kendi kendini itmiştir.

Anlayacağınız bu yönetim intihara meyilli !..

Başkan Mehmet Ali Aydınlar’ın, düzenlediği basın toplantısında sergilediği çelişkiler, aynı binanın damında çörekleyen martılarla,kargaları bile güldürttüğünü sanıyorum.

Bugünkü gelinen belirsizlik ortamı,Türk futbolunun önünde büyük bir handikap olarak bırakılmıştır.Bu durumda buradan,tribünlerde meşale yakmanın,konfeti atmanın,toplu küfür etmenin yasak ama bundan sonra saha içerisinde her türlü şike yapmanın serbest olduğu anlamını mı çıkarmalıyız ?

Aydınlar ve ekibinin, milyonları etkisi altına alan böylesine önemli bir konuyu Tahterevalli zihniyetine bırakması acizlik mi acaba ? Bu oyalama anlayışı,Türk futbolunun,marka değerine, tribünlerdekilerin doyum zevkine,spor severlerin stadyuma gelmesine ve kombine bilet satışlarına ve insanların futbol keyfine vurulan en büyük darbedir.

Futbol Federasyonu’na göre,yarım aklımızla !.. Anladığımız kadarıyla, ortada ispat edilmiş şikeciler var ama bu şikecilerin, işlediği şike yoktur.Adalet bulgularla ve sesli ve de görüntülü kayıtlarla şikeyi ispat ediyor.Karar alabilmekten bile karar alamayan bu federasyon yönetimi ise,milyonlar önünde canlı yayında sanki tiyatro sahnesindeydi.

Sevgili Federasyon Başkanı’nın ilk günlerdeki “Durum tahmin ettiğimizden de çok vahim” söylemleri ve sonradan yaptıkları açıklamalarının birbirini tutmaması,özellikle Fenerbahçe’yi  küme düşmekten kurtarma mantığı olabilir mi acaba ? diye de düşünmekten kendimizi alamıyoruz?

Son zamanlarda siyasi ortamlarda yaşanan soruşturmaların bin benzerini yaşadığımız futbolda, adaletsizliğin tavan yaptığını maalesef görmekteyiz.

Avrupa’da mücadele eden kulüpleri nasıl etkileyeceği konusunda  “Bu onların sorunu,isteyen Avrupa’ya gitmesin ” düşüncesiyle yaklaşan zihniyetlere ,bu güneşli günlerde,güneş gözlüğü değil de ,ancak  numaralı bir gözlük tavsiye edebilirim.

Hele de soruşturmayı yürüten mahkemenin insanların özgürlüklerini kısıtlayacak kadar önemli belgelere sahip olmasına rağmen, federasyonun ellerinde yeterli delil olmadığını söylemesi adeta kendi konumlarını, hukukun üstünde gördükleri izlenimi vermelerine,ben ancak iki pantolonum olsa da birini çekip yırtsam mantığıyla bakabilirim.

Gel de çıldırma abuzer kadayıf !..

Ortada belge yoksa, 52 kişi neden disiplin kuruluna sevk edildi diye adama sormazlar mı be birader ?

Federasyona incelenmesi için el arabalarıyla getirtilen onlarca mahkeme dosyasını,ramazan kumanyası sanıp,delilsizliği bahane etmek,bu federasyonun nasıl bir çember içerisinden, çıkış aradığının en net göstergesidir. 

Aldıkları kararlardan tüm kulüplerin memnun olduğunu da üzerine basarak açıklamaları,yanılgılarının doğru olduğunu, ispat etme talihsizliği olarak, tam  bir fiyaskodur.

Devletin elindeki belgeleri ve tahkikat sürecini, ayrıca teknik takibe takılan bir kısmı neredeyse belden aşağıya olan konuşmaların, telefon dinlenme kayıtlarını hiçe sayan bir federasyon yönetimine,göreve yeni başlayan en kötü yönetim olduğuna dair TSE damgası bile vurulabilir.

Bu arada,Trabzonspor’da iki kardeşi divan kurulu üyesi,oğlu yönetim kurulu yedek üyesi ve yeğeni genel müdür yardımcısı olan,TFF’nin yönetim kurulu üyesi Trabzonlu Dr.Erdal Atalay’a istifa etmeyi düşünmüyor musunuz diye soracaktık,vazgeçtik ?

Niye mi ; Oda istifa ederse Trabzon ile Anadolu kulüpleri için, yönetim içerisindeki tek savunucu ve muhalif olarak kim kalacak ? O zaman devam doktor bey.

Son noktaya gelince,adalet er ya da geç yerini belki bulacaktır diye bekliyoruz ama Aydınlar’ın,karanlıktan henüz çıkamayan ve Tahterevalli’den kalkamayan futbol sezonu yüzünden geç verilecek olan kararlarla,işlerine gelenler artık, kendi avuçlarına kına yakabilirler.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.