Türkçesi, uşacuklar buluş yapsın; icat çıkarsın;

Hatta gelecekte mesleklerini seçerken bu hususu da akıllarında bulundursunlar isteniyor.

İllerin, Ülkelerin gelişmişlik düzeyi; yapılan icatlar (ARGE, İnovasyon) ile alınan patent sayıları ile ölçülen bir dünyada yaşıyoruz. Hem Ülkemiz, hem de Trabzon, icat ve patent sayıları fukaralık düzeyindedir.

Neden?

Uşacuklarımız ezberle gidiyor da ondan.

İcat (ARGE, İnovasyon) çıkaran kuşaklar yetiştirmeyi başaramamışız. Bu nedenle Ülkemiz halen gelişmiş değil, gelişmekte olan ülkeler kategorisindedir.

İcatçılık işine ana sınıfından, hatta kreşlerden başlayarak; uşacuklarımıza soru sormayı, oyun oynamayı, keşif yapmanın heyecanını; ezberle değil, farklı kaynaklardan bilgiyi kullanarak (analitik düşünmeyi) çözüm üretmeyi öğreteceğiz.

Ülkemizde katılımlı (enteraktif) bilim müzeleri yok. ABD"de yirmi bin müze var.

Deneme yapanları aşağıladığımız;

Özgüveni yüksek, bilimi seven kuşaklar yetiştiremediğimiz;

İcat çıkarmanın metodolojisini (yöntemini) öğretemediğimiz;

Bir de; icatçı olmak şart mıdır? diye dalga geçtiğimizi düşünürsek, Küçük Mucitler yarışması Trabzon"da çok anlamlı bir başlangıcı işaret ediyor.

Trabzon"da düzenlenen Küçük Mucitler yarışmasına katılmak isteyen uşacuklarımız “Mucit Amca Melih Yalçıneli” ile buluşturuldu.

Trabzon Valisi, Milli Eğitim Müdürü, Mucit Amcanın uşacuklarımız ile ilk buluşma anında salondaydılar. Çalışmayı övdüler.

Mucit Amca iki gün uşacuklarımızla antrenman yaptı. Birkaç saatini ben de izledim. Uşacuklarımızın yaratıcılıkları muhteşem.

Trabzon"da eski köye yeni adet getirmek için çaba harcayan tüm eğitimcileri kutluyor, onları yüreklendirenlere ve katkı verenlere teşekkür ediyorum.

Ülkemiz için en büyük zenginlik kaynağının Türk Gençliği olduğuna olan inancım bir kat daha arttı. İyi yetişmiş Gençlik ile başaracağız. Siz ne dersiniz?