2 haftadır, Trabzon’un yer altı şehriyle ilgili gelişmeleri sizlerle paylaştım. Sizlerinde mesaj ve yorumlarıyla konu gündemde kalmaya devam ediyor.

İl Kültür Turizm müdürü İsmail Kansız’ın daveti ile müze müdür vekili (arkeolog) ve diğer yetkililerin hazır bulunduğu bir mini toplantıya katıldım.

Yazdıklarım ve okurların katkısı ile “Trabzon’un yer altındaki hazinesine sahip çıkıyor” geçen hafta da gündemimizde önemli yer tuttu.

Toplantıda ilk öğrendiğim Bakanlığın bu tür yer altı keşiflerine zor izin verdiği ve kaynak aktarmada çok ketum davrandığı oldu.

Ama Bakanlık, Trabzon için tarihsel yer altı mirasının saptanmasını çok kısa sürede onaylaşmış, hem de on bin lira para göndermiş.

Mini toplantıda,  KTÜ Rektörü Sayın Prof. Dr. İbrahim Özen’den destek istenmesine karar verdik. Çünkü eldeki para ile yapılacak şey değil bu iş…

İsmail Bey, hemen Rektör Hocadan randevu istedi. Pazartesi görüşecekler. Gelişmeleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.

DOKA turizmden sonra lojistiğe yoğunlaştı

Diğer taraftan Trabzon dört bir koldan kalkınma çalışmalarına devam ediyor. DOKA’nın uzman kadrosu dört aydır bizim de çok önemsediğimiz “lojistik Sektörü” üzerinde çalışıyormuş.

DOKA Genel Sekreteri Çetin Oktay Kaldırım aradı konuyu anlattı.

Sonra uzman kadro ile bir araya geldik.

Ortaya çok somut bir şey çıktı: Trabzon Lojistik Merkezinin kurulabilmesi için önümüzde ki üç dört aylık süreçte çok ciddi bir fırsat vardı. Bu fırsat bir AB fonundan yararlanarak Trabzon lojistik merkezi kurabileceğimiz gerçeğidir.

Ertesi gün Liman İşletme Müdürü Muzaffer Ermiş’i ziyaret ettik. Çok olumlu tepki aldık.

Ahmet Albayrak da toplantının bir bölümüne katıldı.

Bilmeyenler için söyleyeyim: Trabzon Lojistik Merkezi  yalnız Trabzon ya da  Türkiye için değil, dünya için de önemlidir.

Türkiye’nin 2023 vizyonu olan 500 milyar dolarlık ihracatın 10 milyar dolarlık kısmının Trabzon üzerinden yapılması öngörüldüğünden lojistik sektörü üzerinde ne kadar kafa yorsak yeridir.

GAP’ın üretiminin Karadeniz’e ve buradan Rusya ve AB’ye ulaştırılması ile AB’nin Tuna üzerinden Varna ve Burgaz limanlarına akıtılan malları Doğu Karadeniz limanları üzerinden Ortadoğu , Rusya ve Türk Cumhuriyetlerine ulaştırılmasında da kilit önemdedir. Trabzon’un Varna ve Burgaz Limanları eşleşmesi ile İran Transitinin başlaması da gerçekleştiğinde 100bin kişiye iş ve aş olacağını öngörüyoruz.

Bu heyecan ile DOKA’nın uzman kadrosuna ilk önerimiz “derhal bir paydaş toplantısı” düzenleyip çalışmaya başlamaktır, oldu.

Bu arada Trabzon’un bir lojistik merkez olmasında tren yolu yine gündeme geldi. Trabzon’un GAP’a tren yolu ile bağlanması, Ortadoğu’ya bağlanması demek olduğu unutulmamalıdır. Diğer taraftan Rusya’ya ve Türk Cumhuriyetleri ile de bağlanması Lojistik Merkezi çok daha anlamlı hale getirecektir.

KTÜ’den göze çarpan gelişmeler

Ülkemizde üniversite hocalarının TEKNOPARK’lar dışında şirketlere ortak olması ya da şirket kurması yasaktır.

ABD’de ise serbesttir. Aradaki fark bu kadar basittir. Türkiye’de bir de döner sermaye diye, akademisyenin çalışmasının %70’inin el konulduğu bir sistem vardır. Bu nedenle Üniversitelerimizdeki çalışmalar ile piyasanın arasında ölüm çukuru vardır.

Trabzon yaylalarında rüzgardan ve güneş enerjisinden elektrik üretmek üzere yapılan doktora çalışmalarını yapan arkadaşları, doktoraların tez Hocası Prof. Dr. İsmail Hakkı Altaş’ı saygı ile selamlıyorum.

Bir selam da Karadeniz’in dalga hareketinden elektrik üretmek için yapılan çalışmaya…

Fındığın kabuğu ile uğraşan Kemal Sancak Hocayı da unutmadan saygı ile selamlamak isterim.

Metalurji’den Hamdullah Hocanın” Bor alaşımlı nano teknoloji” uygulayarak geliştirdikleri “balata”da dikkatimizden kaçmayan çalışmalardan olduğunu söyleyeyim.

Makinede Cevdet Hocanın fındık kurutmada deneysel çalışmalarını ise şükranla karşılıyoruz.

 Orman Fakültesinden Şadan Başkaya ve Salih Terzioğlu’na bir parantez açalım.

Ordu Avcılar Derneği başkanı Kadir Engin “AB’de av turizminin yıllık ortalama on milyar euro” olduğunu, Ülkemizin çok daha fazla olanağa sahip olduğunu anlatır dururdu.  Ordu Avcilar Derneği ile Orman Fakültesin Doç. Dr. Şadan Başkaya’yı ortak bir projede buluşacaklar. 

Prof Dr. Salih Terzioğlu ise Çay Sanayici ve İşadamları Derneği ile DOKA Bölgesinde “tıbbı ve aromatik bitkiler”  konusunda ortaklaşa bir projeye imza atacaklar.

Son söz: Politika, sokaktaki insanın duymak istediğini söyleme sanatıdır. Bilim insanı ise uzun vadede toplum çıkarlarını savunur.  Gelişme ise bu çatışmanın birliğinden doğar. Politikacılar bilimin sesine kulak vermelidir.