İnsan diyor ki; bu maça ne yazılır? Nasıl yazılır?
Bu 90 dakikanın ince detaylarına girsen ne olur? Girmesen ne olur?
Karşında ligin sıradan bir takımı var Kasımpaşa. Taraftarı yok, hiç bir iddiası yok.
Hadi diyelim, çok önemli bir işi olmamasına rağmen, stadyuma gelmeyen Trabzon’daki taraftarların bu maçta seni satmış, desteğinden mahrur bırakmış.
Gerçek taraftarlar sayıları çok olmasa da tribündekiler, onları alkışlamak lazım, elleriniz çatlarcasına.
Takıma en son katılan Sol bek Novak, gollerine devam ediyor, bu gece de 2 gol atıyor ve sol iç ve sol açık gibi de oynuyor. Sezon başından beri 32 haftadır, sana tek başına bir maç alamayan, tek bir dahi golü olmayan Sosa, sahada olsa ne olur? Olmasa ne olur Rıza hoca?
Gameti uzatmayacağım.
Trabzonspor bu maçı alsaydı, bence UEFA’yı garantilerdi. Bir puan dahi alsa iddiası devam ederdi. Şimdi Sivas ile aranda bir puan var.
Kendi sahasında henüz Malatya ile oynamamış Göztepe ile de iki puan. Dua edin de Göztepe, Malatya’yı mağlup etmesin.
Bu karşılaşmada elindeki büyük fırsatı kaçırdın.
Orta hakem Ümit Öztürk zaten rezalet bir maç yönetmiş. Rezilin teki, hatta daniskası bu Ümit Öztürk.
İlk yarı ev sahibi 2-1 mağlup iken Kasımpaşalı Diagne, dirseği Hubocan’ın suratına geçirmiş. Hubocan iki seksen uzanmış o devam demiş ve 3. golü ilk yarı biterken kötü zamanda Trabzonspor’a yedirmiş.
Pozisyonları, dakikaları, olan biteni ve bireysel olarak oyuncuları, oyuna giren çıkanları, sarı ve kırmızı kartları artık yazmanın bir anmalı var mı sizce?
Özellikle yabancı futbolcuların bir çoğu, gördük ki artık bu takımdan defolup gitmeli, bir yolunu bulup bunları çok zarar etmeden gönderilmeli.
Başta Sosa ve Kucka... N’Doye’nin sözleşmesi bitti. Hubocan’da zaten kiralık.
Yeni yönetim; Yoksa sizde hala ne olduğu belirsiz yabancı futbolcu peşinde mi olacaksınız?
Neyse uzatmanın bir anlamı yok, bu puslu ve yalnız bırakılmış gecede, bu 5-2’lik mağlubiyetle asfalt olan UEFA yolunuzu bataklığa soktunuz.
Bordo mavili teknik heyet ve futbolcular, şimdi oturun da derin derin bir düşünün!
