Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan ve Malazgirt Zaferi ile dünya tarihine adını yazdıran, göklerinde merhum Sultan Alparslan ve kutlu askerlerinin ruhaniyetinin dolaştığı kadim şehir Muş'un, düşman işgalinden kurtuluşunun 101.yıl dönümünü coşkuyla kutlamanın da ayrı onurunu yaşadık
İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’nun desteği ile "Karadeniz den Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimiz arasında kurulan Kardeşlik ve Gönül Köprüsü Projesi" kapsamında Artvin-Rize-Gümüşhane ve Trabzon’dan 12 kişilik “Basın Mensupları Gönül Elçisi” gazeteci heyeti ile Muş Valimiz hemşerimiz Aziz Yıldırım’ın konuğu olduk.
Vali Yıldırım’ın samimiyeti zaten başlı-başına bu projeye uygun zaten.
Yaşam felsefesi kardeşlikten-hoşgörüden-uzlaşmadan yana olması ve bunu da görev yaptığı Muş ilinde hayata geçirmesi gerçekten takdire şayan.
Muş’ta dikkatimizi çeken en önemli ayrıntı şehirdeki iç-barış oldu.
Kurumlar arasında önemli bir saygınlık ve dayanışma var.
Muş Valisi Aziz Yıldırım Muş, Belediye Başkanı Feyat Asya ve Muş Alparslan Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat arasında mükemmel bir bağ oluşmuş.
Şehrin her soruna karşı birlikte kafa yoruyorlar, bir araya gelmekten kaçmıyorlar.
Son bir yıl içinde 3 kez ziyaret etme fırsatı bulduğum Muş’ta buna hep şahit oldum.
Güneydoğu ve Doğu Anadolu ve tüm yurtta esasen özlenen- istenen de bu.
Kaç ilimizde bu dayanışma var Allah aşkına.
Kurumların bir-birinden haberi yok. Selam bile verilmiyor.
Yerelde iç barış sağlanmadan halkla bağlar zaten kurulamıyor.
Öğrenci-esnaf-memur-işçi-işsiz-köylü-ev kadını toplumun her kesiminden insanın ulaşmak istediği kurumların başını valilik ve belediye çekiyor.
Valilik-belediye ve üniversite birlikte oldukça aşılamayacak hiçbir sorun kalmaz.
Vatandaşı kazanmanın, kardeşliği pekiştirmenin, huzuru ve güveni sağlamanın yolu işte bu iç barış ve dayanışmadan geçiyor.
Tarihsel önemi, doğal güzelliği, lalesi ile meşhur, adına türküler yazılan Muş ilimizde gördüm ki suyun başındakiler yeter ki işini yapsın gerisi geliyor.
Muş yakın zamanda marka şehir olmaya aday.
Eksikler yok mu? Elbet te hem de çok var. Hepsi öyle veya böyle yerine gelir.
Yeter ki huzurumuz sağlam olsun, yeter ki kardeşlik bağlarımız kopmasın.
Ülkemizin terör belasından kurtulması birlik ve beraberlik içinde huzur içinde yaşaması noktasında vatandaşla-devletin hep bir arada olması en büyük arzumuz.
Özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesine atanacak valilerimizin, emniyet müdürlerimizin, bürokratların mutlak suretle iyi niyetli-başarılı ve kendilerine özgüveni olması gerekiyor.
Vatandaşı hor gören, kendisi ile barışık olmayan, hoşgörü ve uzlaşma kültüründen uzak kim olursa olsun görev verilmemesi gerek.
Verilenlerinde tespit edip ayıklanması şart.
Yoksa yukarısı ne kadar çabalarsa çabasın emeklerin hepsi boşuna gider.
Gecesini-gündüzüne katmış, bu yolda her türlü riski göz öne almış binlerce vatan sevdalısı dağda-taşta nöbet bekleyip namlunun ucundayken koltuk sahibi olanların koltuktan güç değil koltuğa güç vermeleri gerekir diye düşünüyorum.
Unutmayalım ki bu milletin aklında ve yüreğinde hala Gaffar Okkan hala Recep Yazıcıoğlu var
Şehit oldular.
Onların kazandığı sevgiyi kazanmak her babayiğide nasip olmaz.