Recep Ergenç
Varlık yönetimi: Ağaçbaşı, Turba Bataklığı ve Hamsiköy
İçinde bulunduğumuz hafta 15- 22 Nisan “Turizm Haftası”dır.
Yalnız Trabzon değil, Ülkemizin pek çok ili yerel kalkınması için sahip olduğu varlıklarının değerli olduğuna inanmakta, pastadan aldığı payı büyütmek için ulusal ve uluslararası pazarlama çabalarını sürdürmektedir.
Tarım ve kırsal kalkınma (TKDK) çok değişik başlıklarda kırsal turizme maddi kaynak sağlamakta, Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) varlıklarımızı fuarlara taşımakta, çeşitli toplantılar düzenleyerek farkındalık yaratmaya çalışmaktadır.
Bütün bu çabaların, harcanan paraların bir turizm patlaması yaratıp yaratmadığı, eksiği gediği üzerine yapılan eleştirileri “etki analizi” sonuçlarına bakarak değerlendirilmesi en doğru yaklaşım olurdu.
Trabzon “varlıklarına sahip çıkılmalı ve yönetmelidir”
Varlık dediğimiz bazen;
Endemik tür/ türlerdir, kale, Sur, Camii, Konak, efsane, yemek vb. iken;
Bazen de bu yazının konusu olan doğal bir özellik; Ağaçbaşı’ndaki gibi “turba bataklık” ya da Cennet bir köşe olan Hamsiköy’ümüzdür.
Sıkışmış turizm
Sürmene-Bayburt Kervan Yolu üzerinde bulunan Ağaçbaşı Turba Bataklığı, Uzungöl’e sıkışmış Trabzon turizmi için farklı ilgi alanlarına seslenecek “dokuz bin yıllık varlığımız” olarak, korunmayı, yönetilmeyi; Hamsiköy ise;
Trabzon turizminin nefes almasını sağlayacak çok önemli bir varış alanı olarak ilgi bekliyor.
Ağaçbaşı Turba Bataklığı
Ağaçbaşı çevresi vadiler ve endemik beyaz orman gülü
Turba Bataklık “Doğa Tarih”in ilgi alanında
Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma (Doğa Tarih) Derneği Ağaçbaşı Turba Bataklığının “Varlığımız” olarak farkındadır.
Korunması, sürdürülebilir turizm olan ekoturizme hizmet edebilmesinin ilk koşul olduğunu, Yönetilebilmesi için de yoğun çaba harcıyor.
Turba bataklık; özellikle jeoturizm/ ekoturizm uygulamasına son derece elverişliliği, gerçekten zenginlik yaratacak varış alanlarından biri olarak göz kamaştırıyor.
Ağaçbaşı Turba Bataklık ise tehdit altında;
Dokuzbin yıllık torf (bitkilerin su altında uzun sure oksijensiz kalarak çok yavaş şekilde çürümesi sonucu oluşur), yaylacıların ısınma amaçlı sökümleri sonucu önemli bir bölümü tahrip edilmiştir.
DOĞA-TARİH önemli bir misyonu yerine getiriyor
Ağaçbaşı ve çevresindeki turbalıklar, Avrupa’nın en güneyinde bulunan çok nadir yüksek rakım bataklığı olması nedeni ile dünya ölçeğinde korunması gerekli doğal miras listesindedir. Tahrip edilen büyük alandan geriye sadece 35 hektar’lık bir alan kalmıştır.
Ağaçbaşı ve çevresinden (Barma, Yılantaş vd.) başka yerde bulunmayan, pekçoğu endemik türleri, alanın biyolojik rezerv olarak korunmasını zorunlu kılmaktadır.
Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Coşkun Erüz, Türkiye ve Avrupa'nın 2 bin metre ve üzerindeki en büyük yüksek rakım turba bataklığı olan Ağaçbaşı Yaylası Turba Bataklığı'nın, Derneğin girişimleri sonucu birkaç ay içerisinde kalıcı ve kapsamlı bir koruma statüsüne alınacağını beklediklerini söyledi.
Mr Masayı yeniden dinleyeceğiz
Japonya’nın “kırsal kalkınma” JICA uzmanı Mr Masa’yı Doğa Tarih Derneğinde yaptığı sunumdan sonra söylediği “konfeksiyon çözüm yok"u bir daha anmak yerinde oluyor.
Hamsiköy’ün swot analizini (güçlü, zayıf yönleri, fırsat ve tehditleri) yaparak başlanacak bir atak yalnız Hamsiköy için değil, Mr Masa’nın dediği gibi butik (özel çözüm) örneğini de oluşturacaktır.
Trabzon’un bu iki yeni turizm destinasyon (varış) alanı alternatif turizm aktiviteleri ile zengin ve büyük fırsatlar sunuyor.
Kıyıda Kalmış Bir başka varlığımız: Hamsiköy
Uzungöl’e sıkıştırılmış Trabzon turizminin çıkış noktalarından birisinin de Hamsiköy olduğunu, Doğa- Tarih Derneğinde, uzmanlarla birlikte yaptığımız pek çok değerlendirme toplantısında saptamış bulunuyoruz.
Hamsiköy: Foto: Sedat Türkmen,
İsviçrede turizm yapılan bir köy
Hamsiköy’de turizm ataklarını başlatmanın ilk koşulu; Kamunun, Özel ve Sivil sektörün rol paylaşımı için bir masa etrafında biraraya gelmesi elzemdir.
Hamsiköy’ün sahip olduğu varlıklardan,
Dört mevsimde cömert, özellikli iklimi;
Yürüyüş parkurlarının (uzun – kısa, zorluk- kolaylık derecelerine sahip olması),
Günlük aktivite için tarımsal ve hayvansal faaliyetler ile zengin bir ekoturizm olanağı sunması,
Hinterlandındaki tarihsel doku, yaşam alanı olarak kendine gösterilecek ilgiyi fazlası ile hak ediyor.
Turim Haftasında konuşmamız gereken çok konu var
Uzungöl’e sıkışmış turizme alternatif “Ağaçbaşı Turba Bataklığı ve Hamsiköy”ün varlıklarımız olarak turizme kazandırılması, kısaca yönetilmesi gerektiği, DOKA’nın dikkatine sunmamız, öncülüğünde yapılabilecekleri konuşmak için bir masa etrafında oturmanın (Kamu, Özel ve Sivil Sektörlerin) tam da zamanıdır.
Bu haftalık da bu kadar.
Saygılarımla