Recep Ergenç

Recep Ergenç

"Z Kuşağı"

Trabzon’da yaşanan son futbol şiddeti (hakeme fiili saldırı) sonrası Trabzon olarak aynaya bakmaya, adaletsizliği sonuna kadar haykırırken biraz da gerçeklerle yüzleşmeye ihtiyacımız olduğunu düşünerek, fikrine önem verdiğim insanlara son olaylara bakışlarını ve genel gözlemlerini soruyorum. Psikolog Elif Ay da o insanlardan biri. Onunla Trabzon’un genel ruh halini, şiddet sorunumuzu ve gözlemlerini konuştum. Şimdi sizlerle Elif ile gerçekleştirdiğim sohbetten bazı kısımları paylaşacağım.

Söyleşide Recep Ergenç R.E, Elif Ay E.A olarak geçecektir.1-998.jpg

R.E:  Elif sence Trabzon gerçekten şiddete yatkın bir şehir mi? Şehirde gördüğün en büyük psikolojik gözlemin nedir?

E.A: İçinde yaşadığımız şehir, kendine özgü kültürü ve tarihi dokusuyla coşkulu insanıyla kendine has birçok özellikler barındırıyor. Özelliklerimizi iyi anlatıp, toplumu sosyal ve kültürel dokusuyla değerlendirip yetişen gençlerimize “değer üretme” kavramı konusunda daha bilinçli ve nesneleştirilmeden uzak yetiştirmeliyiz.

Taraftarlar arasındaki şiddet olaylarının en önemli başlıca nedenleri: doğal kişilik yapısındaki şiddet eğilimi ve de taraftarların yetersiz kültürel ve akademik eğitim düzeyi.

Sosyal öğrenme kuramı fiziksel şiddet anlamında en başlıca rol almakta. Davranışçı hem de bilişsel öğrenme; yani şiddeti bir ifade iletişim şekli olarak birey çevresinden, aile ya da toplumdan öğrenmiştir.  Düşük sosyoekonomik gruplarda önemli oranda görülür şiddete meyil ve bu kişilerin akrabalarının çoğunda benzer derecede bu dışavurumun normalleştirilmesi ve kabul görülmesi de etken neden. Karşılaştığımız şiddet olaylarına neden olan, ceza ehliyeti olmayan, olaylara karışanlarda kişilik bozuklukları aramak yerinde olur.

Çeşitli kaynaklardan egoları beslenen bu bireyler zamanla Narsist kişilik bozukluğuna kaçınılmaz birer aday.

Narsizm, yani özseverlik; insanın yaşamını sürdürebilmesi için belirli ölçüde gerekli olsa da, fazlası patolojik bir duruma yol açabilmektedir.

Zira narsistler bencil, ben merkezli ve çevresinden daima bir onay arayışı içinde olan hayran kitlesi oluşturmayı hedefleyen kişilerdir. Özgüven yetisi zayıf, eleştiriye gelemeyen bu kişilik, üstünlük kurarak kendi zayıf yönlerini kapatmaya çalışır. İlişkileri kendi çıkarları doğrultusunda olup, arkadaşlıkları dahi bu doğrultudadır. Özellikle narsizm artık çağın hastalığı.

R.E:  Son dönemlerde yaşanan şiddet merkezli olaylara bakıldığında, özellikle ülke çapında hatta global (küresel) ses getiren olaylarda, gençlerin ön planda olduğunu görüyoruz. İşsizlik, eğitimsizlik, sosyal doku, veya daha birçok farklı sebep sayabiliriz ama Trabzon’daki gençlik gerçekten patlamaya hazır bomba mı?


E.A: Dünya çapında jenerasyonlar X Y ve Z kuşakları olarak adlandırılıyor.

Z kuşağını özellikle "indigo çocuklar" diye tabir ediyoruz. Yani 1990 larda doğanlar. Bu kuşağın en büyük özelliği hız ve seri tüketim. Her zaman bir yerlere yetişmeye çalışan, sahip oldukları bilgiyi de hazları da çok çabuk tüketen bir toplum. Kaliteli sosyalleşmenin ve ruhen doyurucu insan ilişkilerinin çok az olması sebeplerden biri. Bu kuşak benmerkezci olmakla beraber kendine dönük bir kuşak.

Bireysel ve yaratıcı fikirlerin en üretken olduğu yaşlarda, gençler kendi istekleri doğrultusunda değil, ailenin ya da toplumun özellikle televizyon ve sosyal medyanın etkisiyle, kısa yoldan, fazla yorulmadan, emek harcamadan rahat lüks bir hayatı arzu etmekteler.

Toplumdaki statüsü hangi marka cep telefonu kullandığı, hangi marka ayakkabı ya da çanta kullandığı, ya da internet ortamında kaç ‘like’ aldığıyla ölçülen bir gençlik, bu davranışına destek gördüğü sürece, bunun doğru olduğunu düşünerek, kişisel davranış kalıbının yerini çoğulcu davranış olarak sergiler.

R.E:  Peki ailelerin buradaki konumu nedir? Nerede hata yapıyoruz Trabzonlu aileler olarak?

E.A:  Çocukları eşit birey bilinciyle yetiştirmek için anne babalara burada çok rol düşüyor. Sağlıklı ruh hali, huzur ve hoşgörüye sahip olabilmesi için bir kişinin, huzurlu ve hoşgörülüğü bir ortamda yetişmesini destekliyoruz. 

Fiziksel, sözel, psikolojik, cinsel veyahut ekonomik 'şiddet' içeren tutum ve davranışların görmezden gelinmemesi ve hatta hoş görülmesinin önüne geçmemiz lazım.

Çocukların bu tür şiddet içeren ortamlarda büyümeleri, bireylerin bedensel, duygusal ve zihinsel gelişimlerine olumsuz etki yapmakta ve ilerleyen zamanda topluma yansıması görülmekte.

Şiddetin önlenebilmesi için gerekli çalışmaların yapılması ve tedbirlerin yürürlüğe sokulması zorunluluğu gerekmektedir. Bu amaçla Trabzon toplumunun eğitim seviyesinin yükseltilmesi bu anlamda önemli bir yere sahip.

Günümüzde gençlerin bireysel davranış kalıbından çıkıp, taklitçi ve özenti bir yolda yürüdüklerini görüyoruz. Marka merakı, sosyal medyadan etkilenmesi televizyon dizilerinin yanlış yönlendirmesi sonucu gençlerin kullandıkları nesnelerde işlevsellik ve faydadan çok statüye önem verdiklerini görüyoruz. Ait olma kabul görme ve kendini gerçekleştirmeyi kısa yollardan değil sabır ile eğitim ve çalışkanlık ile kendine ve başkalarına faydalı olabilme yönünde kendilerini ve dolayısı ile çocuklarını yetiştirmeliler.

R.E: Teşekkürler Elif, iyi ki Trabzondasın

E.A:  Ben de teşekkür ederim. Tüketim toplumundan ziyade, çevresinden haberdar bilinçli bir toplum, çevresinin sorunlarını bilen, çözüm üretmeye çalışan araştırmacı bir toplum, kendine özüne saygılı, taklitten ve özentiden uzak bir toplum olmamız dileği ile.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.