Karşılaşma öncesinde; hafta içindeki havadan belliydi bu 90 dakikanın ecel terleri döktüreceği.
Fenerbahçe maçından çok daha zor bir maç olacak diye, hemen öncesinde canlı yayında söyledim. Öyle de oldu. Edgar Le ve Bolasie’nin istemeden de olsa ellerinin kestiği toplar, Djokovic ve Djaniny’nin ayaklarından karşılıklı penaltı gollerine dönünce, ilk yarıyı karlı kapattı ev sahibi!
Doğu tribününde (Maraton) üst katı artık kendilerine mesken seçen ve birleşen ve de doğruda yapan bordo mavili taraftar grupları, Galatasaray maçında ceza alınca, bu çetin geçen maçta takımlarını yalnız bırakmak zorunda kaldılar. Buna rağmen maça giremeyen 2 bin 500 ev sahibi taraftarını, tribünlere gelen 20 bin kişi aratmamaya çalıştı ve galibiyette yine saha içine baskı kurarak rol oynadı. Bunun karşılığını da; karşılaşma bitiminde ilk kez tüm tribünlerin önüne giderek, minnet duygularını selamlayarak gösteren Abdullah Avcı ile tanımlayabiliriz. Her 90 dakikayı takım alacak değil ya, bazen de taraftarlarda maç alır.
Cezalı oyuncusu olmayan her iki takımdan, Trabzonspor’da; Peres ve Koita, Çay Kur Rizespor’da Mendes sakat oldukları için kadroda olmayan isimlerdi. Her iki kulübün başkanı protokolde yerlerini alırken, diğer komşu Giresunspor’un Başkanı Hakan Karaahmet’te onlara eşlik etti. Güzel bir fotoğraftı.
***
Süper Lig de en baştaki ile en sondaki iki komşu takımın karşılaşmasında, konuk ekip özellikle ikinci yarı kontra toplarla puan almayı hedeflerken, Pohjanpolo’yu en uçta tutarak, Bolasie, Boldrin ve Umar ile sonuca gitmeye çalıştı. Penaltı golüyle de öne geçti ama Trabzonspor bu sezon daha önce bazı maçlarda yaptığı gibi, mağlup başladığı karşılaşmayı galip olarak kapatmasını bildi. İyi mi oymadı? Tabi ki hayır.
Gecenin en büyük talihsizliği; tam form tutmaya başlarken Gervinho’nun, Trabzonspor’a yaklaşık 6 ay yani önümüzdeki nisan ayına kadar veda etmesiydi. Neredeyse sezon bitimi! Daha oyunun 11.dakikasında sağ taraftan kendine ters bir pozisyonda sıfırdan ortayı keseyim derken, sanırım tersine geldi ve tek ayağa yüklendi ardından tüm vücudu sarsıldı. Niye? Çünkü sağ çapraz bağları koptu. Galibiyetin sevincine limon sıkan enstantaneydi bu!
İlk 45 dakika kötü bir performans sergileyen Berat, devre arası yerini Nwakaeme’ye bıraktı. Nwakaeme’nin sakatlıktan daha yeni çıkması, Gervinho’nun başına gelenler onunda ürkmesine sebep oldu. Farkındaysanız bitiş düdüğü çalana kadar ürkek oynadı. Riskli hareketlerden kaçındı ama yapacağını yaptı. Vitor Hugo’nun nefis kafa şutunu bloke edemeyen kaleci Gökhan’in önüne düşen topa, soğuk kanlıkla ‘Hoşgeldin’ diyerek dokunmak da, takımında 100.maçına çıkan ve ‘dalya’ diyen bu oyuncuya kaldı.
Özellikle 1-1 den sonra Hamza Hoca’nın yeşil mavililer adına oyuna belirli aralıklarla; Boyd, Hubert Remy, Dabo, Deniz ve Phiri’yi sokması, zaman zaman ev sahibine sıkıntı yaratmadı değil, biraz daha becerikli olabilseydiler belki de 2-2’lik skoru yakalayacaktılar. Konuk ekipte Kaptan Selim Ay’da alkış alacak işler yaptı.
***
Bordo mavililerde Hamsık, Berat ve Sıopıs’in bu sezon ilk kez yan yana oyuna başlaması merak edilen bir sahne idi. Yalnız, iyi ki bu gece sahada Marek Hamsık vardı. Oyun tecrübesi yine takımına ön-ayak olurken, geceye imzayı atan isim oldu, kaleci Uğurcan ile birlikte.
Avcı oyun süresince; Berat, Djaniny, Gervinho, Trondsen ve Sıopıs’in yerlerine oyuna sokmak zorunda kaldığı isimler; Cornelius, Nwakaeme, Denswil, Serkan ve Bakasetas kötü oynayan takımlarına biraz çeki düzen verdi.
Halil Umut Meler rahat ve sakin bir maç yönetti. Verdiği penaltı kararları kesinlikle doğruydu. Bana göre gözlemcisi Orhan Erdemir’den iyi sayılabilecek bir puan aldı.
Kasım’da, önümüzdeki hafta sonu ligin zirvesinde önemli bir 90 dakika var Dolmabahçe’de. Bordo mavili ekipte Gervinho, Peres, Koita ve cezalı duruma düşen Edgar Le yok. Beşiktaş önüne çıkacak olan Trabzonspor, bilmeli ki zirvelerde rüzgar hep sert eser ve hep sert esecek. Bu gece ki maçta olduğu gibi her zaman yel kayadan toz almaz. Bu sefer rüzgar daha sert esecek ama fırtına rüzgarlı havaları sever, yabancı değil!
