Ganita'yla Gazipaşa buluşturulmalı
Haber61/SöyleşiLevent UstabaşıEn eski tatlarından…1924 yılında kurulan kentin ilk pastanesi..Sahibi Selim Akgün, Trabzon’un en renkli, en entelektüel isimlerinden bir tanesi…Hep pastanesiyle konuşulur…Ama onun gizli bir dünyası da var.Pastanenin hemen ark
Haber61/Söyleşi
Levent Ustabaşı
En eski tatlarından…
1924 yılında kurulan kentin ilk pastanesi..
Sahibi Selim Akgün, Trabzon’un en renkli, en entelektüel isimlerinden bir tanesi…
Hep pastanesiyle konuşulur…
Ama onun gizli bir dünyası da var.
Pastanenin hemen arkasındaki gizemli ofisinde 1000 parçadan fazla antika koleksiyonu var.
Her birinin hikâyesini dinlemek için tarihe daldık.
Uzun uzun sohbet ettik...
Hem koleksiyonunu hem de hayatını konuştuk…
Aynı zamanda Trabzon ile ilgili görüşlerini dinledim.
İlginç bulduğum bazı notları paylaşmak istedim.
YURT DIŞINA ÇIKIYOR BEĞENDİĞİMİ ALIP KOLEKSİYONUMA KATIYORUM
Antika merakı nereden geliyor?
Çocukluğumdan beri antikaya sempatim vardı. Film makinesi, radyo…
Kaç yıldır ciddi ciddi toplamaya başladınız?
15 senede profesyonel olarak toplamaya başladım.
Neler var koleksiyonunuzda?
Sinema makineleri, filmleri var… Mesela yirminci yüzyılın ilk çeyreğinde çevirdikleri kısa filmlerle ünlü olmuş ABD'li komedi ikilisinin de var. Bazen çocukları toplar izleriz. Gaz lambaları ile Gramofon dinlerim. Amatör simülatörün yanında uçak parçalarım var. 70’li yıllardan radyo, 20’li yıllardan radyolar, 1900’lü yıllardan kalma dikiş makinesi, Treni uyarı lambası.. Bunlar şimdi otomatik elektronik..
Kaç parça antika koleksiyonunuz?
1000 parçadan fazla.
Zor olmuyor mu burada muhafaza etmek..
Güzel oluyor. İç içe.. Daha güzel… Her bir parçayı elime aldığımda farklı hayal dünyalarına dalıyorum.
Hayal kurmak nasıl oluyor?
Yani mesela bir parçaya bakarım, ‘acaba buna kimler ellemiştir, neler yaşamıştır’ diye düşüncelere dalarım. Hikâyeler aklıma gelir.
En son hangi ülkeden antika getirdiniz?
Küba’dan…
Kaç ülke gezdiniz şimdiye kadar?
15 ülke. En büyük zevkim.
İlginç bir anınız var mı?
Amerika’dan açık artırmayla kafes aldım. Papağan kafesi. Ama Papağan beğenmedi, antikaları koydum içine…
SELİM PASTANESİNİN SIRRI
SELİM PASTANESİNİN SIRRI
Selim Pastanesi’nin uzun soluklu oluşu ve başarısı nereden geliyor?
Salim dedeye yakışır hizmet sunmak. Hiçbir katkı maddesi kullanmamak… Her şey organik doğal. Ürünleri köylerden topluyoruz. Yoğurdu kendimiz yapıyoruz mesela… Trabzon’un doğal kaliteli yemesi gerekiyor. Amacımız para değil bu işi sürdürebilmek, kaliteyi ömürleştirmek.
Neden döner ve tavuklu pilav?
Herkes yap yap deyince bizde yaptık. Oldu sanırım (gülüyor)
En sevdiğiniz renk?
Kahverengi.
Trabzon en sevdiğiniz sokak?
Gazipaşa.
En sevdiğiniz yemek?
Patlıcan kebabı.
En sevdiğiniz spor türü.
Tenis.
En sevdiğiniz müzik türü?
Jaz
Trabzon’da yapmayı en çok sevdiğiniz faaliyet.
Dağa çıkmak.
Karadeniz mutfağında en sevdiğiniz nedir?
Hamsili pilav.
Hobileriniz neler?
Amatör pilotum aynı zamanda yat kaptanı ve deniz sporu yapıyorum. Amatör telsizciyim ve dağcılık da yapıyorum.
Sanat etkinliklerine katılıyor musunuz?
Evet. 90 yılında gitar çaldırıyordum. Jaz yaptık. Pastanemizde ‘Beyaz saçlılar’ adlı müzik grubu sahne aldı. Yeni yılda da sahne almaya başlayacaklar yeniden… Canlı müzikle jaz severleri topladık.
UZUNSOKAK’TA MİSKET OYNARDIK
UZUNSOKAK’TA MİSKET OYNARDIK
Biraz günümüze gelelim… Trabzon’un en büyük ve büyüyen sorunu sizce ne?
Trafik.
Neden?
Bak Levent! (Sesini yükseltti kaşlarını çattı)
51 yaşındayım. Mahallem Uzunsokak’taydı… Bu yüz yıllar önce değildi dikkat et! Orada biz misket oynardık. Çocukluğum Uzunsokak’ta geçti. Şimdi Trabzon’u tanıyamıyorum artık. Trafik minibüs karmaşa…
Ama kent büyüyor… Bu çok normal değil mi? Sizin zamanlarınızda tabi ki araçlar da azdı…
Kentleşmenin böyle büyümemesi lazım. Prag’da eski Prag yeni Prag yapmış adam. Biz yol geçecek diye sinemayı yıktık! Hem Opera binasıydı hem de sinemaydı… En basiti meydana bak… Boztepe ile irtibatımız Tanjant viyadüğü ile kesildi.
Hiç mi iyi şeyler olmadı peki?
Oldu olmaz olur mu? Zağnos Vadisi oldu. Erdoğdu yolu güzel oluyor. Çömlekçi yapılırsa daha da güzel olacak.
Meydan civarında öncelikle yapılması gereken nedir?
Gazipaşa’da sorunlar sürüyor. Gazipaşa’nın eski haline dönmesi gerekiyor. Meydana çıkış yönü açılmalıdır. Trabzon esnafı zor durumda…
Yeni trafik akışı olmadı mı?
Kim faydalanıyor; bu sıkışıklıktan kaçanlar AVM’lere gidiyor. Acilen dolmuş sorununa çözüm bulunmalıdır. Kent trafiğinde Raylı sisteme geçilmelidir. Ulusoy’un önünde turist bana soruyor ki, “ Zorlu otel nerede?”
Parmağımla gösterdiğim halde yolu bulup aracıyla önüne gidemiyor.
Aklınızda ne tür bir çözüm var?
Maraş Caddesi kapatılsa harika olur. Gazipaşa çift şeride açılarak eski halini alır.
Gazipaşa’da mağazalarda işletmeler fazla tutunamıyor. Bunun neden trafik mi?
Evet. Gazipaşa’da boş dükkan yoktu önceden. Şimdi iddiaya giriyoruz, Kiralayan 4 ay mı tutunur yoksa 5 ay mı diye.. Bu duruma geldi. Marka bir yerdi. Ama saçma sapan bir yer oldu burası… Kentin 3 ana caddesinden biridir burası! Basit düşünülemez, planlanamaz. 3 atar damardan biri!
Yeni projeler üretilmeli. Sadece sorun bu olmamalı.. Değil mi?
Yaptık. Yeni bir şeyler ürettik. Bak şimdi, geçen gittik belediyeye İstanbul Nişantaşı’ndaki sokak etkinlikleri gibi yapalım dedik. Işıklandırmayı siz yapın dedik hala bekliyoruz. Cevap verecekler. Alış veriş günleri düzenleyecektik.
Gazipaşa Ganita ile birlikte düşünülmeli. Aklınızda böyle bir şey var mı?
Tabiki. Mesela Ganitanın düzenlenmesi şart. En önemli ayağı. Ailelerin geleceği, rahatlıkta oturacağı saatlerce zaman harcayacağı yer olmalı. Burası oraya geçiş güzergahı.
Daha neler yapılmalı?
Turizme dönük daha profesyonelce milleti yıldırmayacak şekilde çalışmalar yapılsa güzel olur.
Meydan parkı popüler hale getirilmesi çok önemli… Yolcu gemisi geliyor limandan çıkıyorlar buraya meydanda hiçbir şey yok. Gittikleri yerlerin tarihi dokusunu heykelini çeker insanlar. Parkın orada oturuyorlar hiçbir şey yok. En basiti günümüzde popüler olan sosyal medya için tek bir şey var mı? Yok… Kentin tarihini anlatan simge falan…
Böyle uzadı sohbetimiz..
Turizmden çok daha güzel fikirler de ürettik.
Belki bir gün bunları da paylaşırım.
Başka bir söyleşide görüşmek üzere…