"300 YTL'ye ağlıyoruz"
Küçüklükten itibaren, Ne olacaksın? sorusunun cevabı doktor, mühendis, sanatçı ve benzeri bilindik işlerdir. Ama hayat, bazılarının tasarladığı gibi olmaz. Bazen yolunuz sperm üreticiliğine, bazen bir asansöre düşer ve siz o asansörün düğmesine basmakla
Küçüklükten itibaren, Ne olacaksın? sorusunun cevabı doktor, mühendis, sanatçı ve benzeri bilindik işlerdir. Ama hayat, bazılarının tasarladığı gibi olmaz. Bazen yolunuz sperm üreticiliğine, bazen bir asansöre düşer ve siz o asansörün düğmesine basmakla yükümlü olursunuz.
CENAZEDE ÇOK İYİ AĞLARIM
Ali Öztürk, bir gün, bir caminin içine girdiğinde, tabutun başında hüngür hüngür ağlayan bir gençle karşılaştı. Yanına gidip, Çok mu yakınındı? diye sordu. Gençten gelen cevap, Hiç tanımazdım oldu. Çünkü o, cenazede para karşılığı ağlıyordu. Ali Öztürk, genç adama, Senin gibi kaç kişi var diye sordu. Çok cevabını alınca, hepsini toplayıp dernek kurdu. Şimdi 300 kişiler. Ekibi bir saat camide, bir saat evde ağlıyor. Müşterilerimiz ömründe kimseye zırnık koklatmamış, sevilmeyen insanlar. Öldüğü zaman hanımı makyajı bozulmasın diye ağlayamıyor, miras da kalmış, bizi tutuyor diyor Ali Öztürk. Cenazede ağlayanlar kişi başı 300 YTL para alıyor. Ekibi hayatın güldürmediklerinden oluşuyor. Ayda derneğe 100 - 150 bin YTL para giriyor.
Sperm üretiyor
Sperm üreticiliği de ne? demeyin. 1923 yılından bu yana Türkiye'de uygulanan bir yöntem. Verimli sığır ve at ırkı yetiştirmek için iyi cins boğa ve aygırlardan sperm almada ön hazırlık yapan kişiye de 'sperm üreticisi' deniyor.
Oktay Saparca, bu işi Türkiye'de yapan kişilerden biri. Bir ineğin kızgınlık döneminde onu boğayla çiftleştirmek sıkıntılı oluyor, ancak enjeksiyonla yapılan bu yöntemle zorluklar aşılıyor. Ayrıca verim kayıtları test edilmiş, sağlıklı boğaların spermleri ineklere uygulanıyor ve daha iyi yavrular doğuyor. Bu işi yapanlar hayvan başına 60-70 YTL kazanıyor.
Peki bir kişinin, Ne iş yapıyorsunuz? sorusuna, Sperm üreticisiyim diye karşılık vermesi ne gibi diyaloglar doğuruyor? Oktay Saparca'ya göre, kulağa garip gelse de bu normal bir iş. Üstelik faydalı. O, işini çok seviyor.
İşi asansörle inip çıkmak
Nişantaşı'nda bulunan City's Inn Alışveriş Merkezi'nin asansörünü kullandıysanız, onu tanımamanız mümkün değil. Hoş geldiniz efendim, kaçıncı kata gitmek istersiniz? diye soran nazik kişi, 36 yaşındaki asansör görevlisi Arman Odabaşı. Daha önce farklı mesleklerde çalışmış. İlkokul mezunu. İş ilanında asansör görevlisi aranıyor bölümünü okuyup buraya başvurmuş. Günde yaklaşık 500 kez düğmeye basıp, katlar arasında asansörüyle dolaşıyor. Onun iş alanı üç metrekarelik bir asansör. Günü nasıl geçerse geçsin, nasıl sorunları olursa olsun; o, buraya gelen insanları güler yüzle karşılamak durumunda. Öyle de yapıyor zaten. Üstelik gülümsemek, ona sorunlarını unutturuyor. Bu işi severek yapıyor, maaşını açıklamıyor, Emeğimin karşılığını alıyorum demekle yetiniyor. Asansör konusunda eğitim almış. Kendisinin merkezin vitrini olduğunu düşünüyor. Canan Göknil imzalı kostümünü de, asansörünü de seviyor. Günde sekiz saat çalışıyor. Birçok ünlü görüyor, akşam eve gidince kimleri gördüğünü eşiyle paylaşmaktan keyif alıyor.