Bu şehir tehlikede!
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Hakan Kutoğlu, altında maden ocakları bulunan Bahçelievler Mahallesi ve çevresinde 30 santimlik çökmeler saptadıklarını söyledi.Bu durumun depremden daha b
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Hakan Kutoğlu, altında maden ocakları bulunan Bahçelievler Mahallesi ve çevresinde 30 santimlik çökmeler saptadıklarını söyledi.
Bu durumun depremden daha büyük bir sorun olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Kutoğlu, 1.5 yıl önce Valilik ve belediyeyi uyardıklarını, ancak bir çalışma yapılmadığını belirtti. Doç. Dr. Kutoğlu, tasman (Yerleşim yerlerinin altında kömür çıkaran maden ocaklarının faaliyetleri sonucu oluşan boşlukların zamanla yer üstünde meydana getirdiği çöküntü ve binalarda meydana gelen çatlama) nedeniyle 1 kişinin burnu bile kanasa Savcılığa şikayette bulunacağını kaydetti.
Doç. Dr. Hakan Kutoğlu, kentin tasman sorunuyla ilgili 1995’ten bu yana yaptığı çalışmaları, ’Zonguldak’ta Tasman Sorunu ve Taşıdığı Riskler’ konulu panelde anlattı. Üniversitede dün akşam düzenlenen panele öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Doç. Dr. Hakan Kutoğlu, 1995’ten bu yana kentteki tasman hareketlerini, Küresel Konumlama Sistemi ve Radar İnterferometrik yöntemlerle izlediklerini söyledi. Doç. Dr. Kutoğlu, 1995- 1999, 2005- 2007, 2007- 2010 yılları ile Mart 2011 ve Eylül 2011 arasında yaptıkları çalışmalarda Türkiye Taşkömürü Kurumu ve özel şirketlere ait maden ocaklarının bulunduğu Kozlu, Üzülmez, Gelik, Karadon, Dilaver, Bağlık ve İnağzı bölgelerinde 1- 2 santimden, 11 santime kadar çökmeler saptadıklarını belirtti. Doç. Dr. Kutoğlu, şehir merkezinde ve Zonguldak Limanı’nda da yine 1- 2 santimlik çökme söz konusu olduğunu söyledi.
BAHÇELİEVLER’DE 30 SANTİMLİK ÇÖKME
Doç. Dr. Kutoğlu, 1995- 1999 arasında tasman hareketinin görülmediği kentin en gözde mahallelerinden Bahçelievler ve çevresinde, madencilik faaliyetlerinin başladığı 2003’ten sonra çökmeler oluşmaya başladığını söyledi. Doç. Dr. Kutoğlu, 2005- 2010 arasında bu bölgede yaptıkları çalışmada 30 santimlik çökme saptadıklarını kaydetti. Çöken bölgelerin altında da kömür üretimi yapıldığını vurgulayan Doç. Dr. Kutoğlu, "Buralarda maden ocaklarının yanı sıra çok geniş mağara sistemlerinin olduğunu da görüyoruz. Altta çökme başlayıp yukarıya sirayet ettiğinde buradaki mağara sistemlerini kıracaktır. Mağaraları tetikleyecek, mağaraların meydana getirdiği boşluklar da derin çökmeler meydana getirecektir" dedi.
"50- 100 METRE AŞAĞIYA DÜŞEBİLİRİZ"
Doç. Dr. Kutoğlu, aynı bölgede başka bir facia daha yaşandığını, 20 yıldır bölgedeki kanalizasyonun iki noktada mağara sistemlerine boşaltıldığını söyledi. Kanalizasyondaki asidik maddenin karstik boşlukları genişlettiğini kaydeden Doç. Dr. Kutoğlu, "Şimdi siz buraya 20 sene boyunca kanalizasyonu akıtırsanız, bu mağaralar büyük bir ihtimalle genişlemiştir, yapıları bozulmuştur ve daha kırılgan bir hale gelmiştir. Şimdi korkumuz şu; Bu hareket devam edecek mi? Bu hareket devam ederse problem. Bu hareket durursa ben yine korkarım. Çünkü kırılma noktasına da gelmiş olabilir. Bu bölge birdenbire göçerse ne olur? Üstündeki insanlarla birlikte 50 metre 100 metre aşağıya düşebilirsiniz" diye konuştu.
"İNŞAATLARIN DURMASI GEREKİRKEN, 8-10 KATLI BİNALAR YÜKSELİYOR"
Doç. Dr. Kutoğlu, insani gelişmişliğin olduğu bir ülkede böyle bir şey tespit edildiğinde yeni tüm inşaatların durdurulup, yer altındaki bu hareketlerin nedeni ve getireceği sonuçların bilimsel çalışmalarla ortaya konulacağını, riskli bir durum görüldüğünde de bölgedeki yerleşimin kentsel dönüşüm kapsamında daha sağlam zeminlere taşınacağını söyledi. Ancak Zonguldak’ta 1.5 yıl önce Valilik ve belediyeyi bu konuda uyarmalarına rağmen bir çalışma yapılmadığını belirten Doç. Dr. Kutoğlu, şöyle konuştu:
"Biz erken uyarı yapıyoruz. Bunun gereğinin yapılması lazım. Ama biz hala görüyoruz ki uyarılara rağmen buralarda yeni binalara ruhsat veriliyor. 8- 10 katlı binalar yükseliyor. Halbuki o binalar için yapılan temel açma çalışmaları sırasında yaratılan titreşimler burada bir kırılmayı tetikleyebilir. Ben bunları söyleyerek kendimi riske atıyorum. Ama üniversite hocası elde ettiği doğru bilgiyi söylemezse olur mu? Bunu söylememiz lazım. Birilerinin de bir şey yapması lazım. Daha derinlemesine araştırmalar, etütlerle buradaki durumun tam olarak resminin çekilmesi gerekiyor."
"DEPREMDEN DAHA BÜYÜK SORUNUMUZ VAR"
Doç. Dr. Hakan Kutoğlu, tasman hareketleri nedeniyle bir süre önce Bahçelievler Mahallesi’nde bir binanın boşaltıldığını, aynı bölgede bir okul binasında çatlaklar meydana geldiğini, Gelik bölgesinde de bir yerleşim yerinde evlerin arasındaki boş arazide obruk oluştuğunu söyledi. Doç. Dr. Kutoğlu, "Bizim bu tabloya baktığımızda depremden daha büyük sorunumuz var. Zonguldak’ta bu konularda hareket etmesi gereken insanlar çok şanslı. Şimdiye kadar kimse ölmedi. Ama birinin burnu kanasa, ben Savcılığa şikayette bulunacağım. ’Biz bunları yaptık, duyurduk, uyardık, kimse de bir şey yapmadı’ diyerek bunu yapacağım" dedi.
Doç. Dr. Kutoğlu, bu çalışmaları yaparken Zonguldak’ta hiç bir kurumdan maddi destek görmediklerini de ifade etti. Doç. Dr. Kutoğlu, "Bizdeki önlem çalışmaları, AFAD da öyle yapılandırılmıştır; ’Olay olsun, vatandaş altında kalsın, biz onu kurtaralım’ mantığına dayalı. Olayları engelleme yönünde bir çalışma maalesef söz konusu değil. Bu yüzden bu tip çalışmalara kaynak bulmak çok zor" diye konuştu.