Bu yaşananlar tam bir vahşet
Ankaralıların huzuru ve sessizliği bulduğu, Muhteşem doğasıyla büyüleyen Mavi Göl, 6 Mayıs 2010 sabahı, piknikçilerin "Gölde bir ceset var" çığlıklarıyla yankılandı. İhbarın ardından olay yerine gelen güvenlik güçleri, gölün kenarındaki genç kıza ait c
Ankaralıların huzuru ve sessizliği bulduğu, Muhteşem doğasıyla büyüleyen Mavi Göl, 6 Mayıs 2010 sabahı, piknikçilerin "Gölde bir ceset var" çığlıklarıyla yankılandı. İhbarın ardından olay yerine gelen güvenlik güçleri, gölün kenarındaki genç kıza ait cesedin çevresine güvenlik şeridi çekerek, katil ya da katillerin yakalanması için çevrede delil aramaya başladı.
KIRMIZI ÇAKMAK VE AYAKKABILAR
Dedektifler, cesede ait olduğu tahmin edilen bir kadın çantası, yaklaşık 20 metre uzakta bir çift ayakkabı ve kırmızı bir çakmak buldu. Ayrıca toprak üzerindeki izlerden, cesedin bir süre sürüklendikten sonra gölün kenarına getirildiği belirlendi. Olay yerinde bulunan çanta içindeki kimlikler sayesinde cesedin, 18 yaşındaki Betül Çelik'e ait olduğu kısa sürede tespit edildi.
11 KEZ BIÇAKLANDI
Ailesinin de teşhis ettiği ceset üzerinde yapılan incelemede, Betül'ün vücudunun çeşitli yerlerinden 11 kez bıçaklandığı ve kan kaybından hayatını kaybettiği anlaşıldı.
Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet Bürosu dedektifleri, katil ya da katillerin yakalanabilmesi için öncelikle Betül'ün yaptığı son telefon konuşmalarını incelemeye aldı. Ancak Betül, öldürüldüğü gün ailesi dışında kimseyle görüşmemişti. Aile bireyleri ise, herhangi bir düşmanlarının olmadığını ve Betül'ü kimin öldürdüğünü bilmediklerini söyledi.
PATRONUYLA TARTIŞIYORDU
Lise eğitiminin ardından ailesine katkı sağlamak amacıyla çalışmaya başlayan genç kız, evlerinin yakınında bulunan bir mobilya mağazasında sekreter olarak işe başlamıştı. Bunun üzerine Betül'ün iş arkadaşlarıyla görüşen polisler, olay günü genç kızın işten erken çıktığını ve nereye gittiğini bilmediklerini söyledi. Ancak arkadaşları, Betül'ün öldürülmeden önce iş yerinin sahibi olan 28 yaşındaki Mehmet K. ile sık sık tartıştığını gördüklerini anlattı.
TEDİRGİN VE SİNİRLİYDİ
İfadeye çağırılan Mehmet K., Betül'le olay günü görüşmediğini, tartışmalarının işle ilgili olduğunu ve cinayet işlendiğinde evde olduğunu belirtti. Buna rağmen Mehmet K., ifadesini alan dedektifler karşısında tedirgin ve sinirli haldeydi. Ankara'da 8 ayrı mobilya mağazası bulunan genç işadamının cep telefonu sinyallerini inceleyen polisler, buradan da herhangi bir sonuca ulaşamadı. Mehmet K.'nın cep telefonunun olay günü işyerinden sinyal verdiğini belirlendi.
KIRMIZI ÇAKMAK TEK DELİLDİ
Olay yerinde bulunan tek delil olan kırmızı çakmak üzerinde yoğunlaşan polis, Betül'ün sigara içmediğini ve çakmağın katile ait olabileceğini düşünerek parmak izi incelemesine gönderdi. Yapılan incelemede çakmak üzerinde Betül'e ait olmayan parmak izlerine rastlandı.
ÇAKMAĞI SÖYLEDİLER CİNAYETİ İTİRAF ETTİ
Cinayetle ilgili onlarca kişinin ifadesine başvuran polisler, tedirginliğiyle dikkat çeken Mehmet K. dışında başka bir şüphelinin bulunmadığı kanaatine varınca yeniden ifadeye çağırmaya karar verdi. Genç işadamı daha önceki ifadesini tekrarlayarak, Betül'ü kimin öldürdüğünü bilmediğini söyledi. Bu sırada deneyimli bir dedektif, çapraz sorgu sırasında, "Olay yerinde çakmağını bulduk. Cinayeti senin işlediğini düşünüyoruz" dedi. Derin bir sessizliğe bürünen Mehmet K., birkaç dakika sonra cinayeti işlediğini itiraf etti. Betül'e aşık olduğunu ve bir süre birlikte olduklarını söyleyen Mehmet K., kıskançlık krizine girerek cinayeti işlediğini söyledi. Çakmak üzerindeki parmak izleri ile Mehmet K.'nın parmak izlerini karşılaştıran polis, cinayeti delillendirmiş oldu.
CİDDİYE ALMADI
Mehmet K., soğukkanlılıkla olay gününe ilişkin tüm detayları polise şöyle anlattı: "Betül işe başladıktan sonra aramızda yakınlaşma oldu. Birkaç ay sonra ona aşık olduğumu söyledim. Kendisi de bana karşı hislerinin olduğunu söyledi. Çıkmaya başladık. Ancak bir süre sonra beni ciddiye almamaya başladı. Arkadaşlarıyla geziyor ve bana vakit ayırmıyordu. Benim dışımda hayatında başka bir erkek olduğunu düşünmeye başladım. İçimdeki kıskançlık duygusu giderek büyüyordu.
TELEFONUNU İŞ YERİNDE BIRAKTIM
Cinayet günü kendisiyle konuşmak istediğimi söyledim. Kabul edince işten erken çıkmasını istedim. Cep telefonumu mağazada bıraktım. Betül işyerinden uzaklaştıktan sonra otomobille beklemesini söylediğim yerden aldım. Mavi Göl'ün kenarına gittik. Önce yemek yedik ardından sohbet etmeye başladık. Beni sevip sevmediğini sordum. Bu konulara girmek istemediğini ve güzel bir gün geçirip eve dönmek istediğini söyledi. Beni aldattığını düşünmeye başladım. Kıskançlık duygularım öfkeye dönüşüyordu. Kendimi adeta kaybetmiştim.
HATIRA FOTOĞRAFI KALSIN İSTEDİM
Göl manzaralı ağaçlık bir alana geldiğimizde, artık öldürmeye karar vermiştim. Bana ondan bir hatıra kalmasını istedim ve 'Senin güzel gülüşünü ölümsüzleştirmek istiyorum' dedim. Bana poz vermesini istedim. Makinemle fotoğrafımı çekerken gülüyordu. Beni sevip sevmediğini yine sordum. Bu kez 'Hayır' cevabını alınca belimde taşıdığım bıçağı çıkararak vücuduna saplamaya başladım. Yüzüme bakıp, 'Ne yaptın' diyordu. Bıçağı defalarca sapladım. Öldüğünü düşündüğümde, cesedi göl kenarına kadar sürükledim. Sanırım bu sırada çakmak cebimden düştü. Daha sonra bıçağı göle fırlatıp arabayla kaçtım."
Betül'ün öldürülmeden saniyeler önce çekilen fotoğraflar, Mehmet K.'ya ait makinede bulunarak soruşturma dosyasına eklendi.
Mehmet K., yapılan yargılamalar sonucu planlayarak adam öldürme suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldı.