Burası Avrupa değil Türkiye...
Manisa'nın Yunusemre ilçesindeki Saruhan Bey İlim Kültür ve Eğitim Vakfı binası doğayla iç içe olan mimarisiyle herkesi kendine hayran bırakıyor.Vakıf yetkilileri tarafından kesilmeye kıyılamayan 333 yaşındaki çam ağacının kolları binanın balkonlarının iç
Manisa'nın Yunusemre ilçesindeki Saruhan Bey İlim Kültür ve Eğitim Vakfı binası doğayla iç içe olan mimarisiyle herkesi kendine hayran bırakıyor.
Vakıf yetkilileri tarafından kesilmeye kıyılamayan 333 yaşındaki çam ağacının kolları binanın balkonlarının içinden geçerek çatı katına kadar uzanıyor. Adeta birbiriyle kucaklaşan ağaç ve binanın uyumu ise büyülüyor.
Manisa'da faaliyet gösteren Saruhan İlim, Kültür ve Eğitim Vakfı'nın binası içinden 333 yıllık devasa bir çam ağacı geçiyor. Binanın balkonlarından geçerek, binanın teras katına kadar yükselen 333 yıllık çam ağacı, görenleri hayrete düşürüyor. Ağacı görünce şaşkınlığını gizleyemeyen vatandaşlar, bol bol fotoğraf çekiyor.
2004 yılında vakıf binasının temellerinin atılacağı Çamlık alanı inceleyen vakıf yetkilileri arazi üzerinde bulunan yüzyıllık çam ağaçlarının kesilmesine rıza göstermeyerek örnek bir davranışa imza attılar. Ağaçların kesilmesi yerine hazırlanan projeyi ve imarı değiştiren vakıf, bugün sadece Türkiye'nin değil belki de dünyanın doğaya en saygılı projelerinden birini faaliyete geçirmiş durumda. Çam ağaçlarına dokunulmadan binanın nasıl yapılacağı konusunda yapılan uzun planlamaların neticesinde binayı muhtelif yerlerinden delip geçen bir proje hazırlanarak bugünkü haliyle imar edilmiş.
Bina hakkında bilgi veren Saruhan Bey İlim Kültür ve Eğitim Vakfı yöneticilerinden Eşref Özkaplan, "Buranın temelleri 2004'te atıldığında ağacın kökleri daha çok güneye doğru kaldığından bizde ağacı kesmeye kıyamadık ve temelimizi oynatarak, bu ağacı muhafaza etmek istedik. Kurumazsa bizim şansımıza dedik ve neticede kurumadığını gördük. İnsana verdiğimiz değerin yanı sıra tabiata da değer verdiğimizin en güzel örneğini sergiledik" dedi.
Kendisinin emekli kimya öğretmeni olduğunu kaydeden Özkaplan, doğanın mükemmel bir denge için var edildiğinin altını çizerek, "Biz her zaman bu dengenin korunması taraftarıyız. Kainatta yaratılan her varlığın bir gayesi olduğunu ve o gayeyle kainatı doldurduğuna inanıyoruz. Kainatta bir yardımlaşma bir dayanışma var. Bu yardımlaşma ve dayanışma bozulmadığı sürece de insanlar gayet huzurlu, düzenli yaşayabilir" dedi.
Ağaçların yeryüzünün akciğerleri olduğunu hatırlatan Özkaplan, "Hem toprağı korur, aynı zamanda hayatımız için lazım olan oksijenle insanların sıhhatli yaşamasına yardım eder. Aynı zamanda bu ağacın güzelliğiyle, letafetiyle, zarafetiyle, Allah'ın bir eseri olduğunu gösteriyor. Biz biliyoruz ki su her zaman aşağıya gider ama bu 16 metre boyundaki ağacın tepelerine kadar bir suyun yükselmesi ve bu ağacın hayatını kurumadan devam etmesinde mükemmel bir mesaj var ve bu ağaç bize Allah'ı tanıyor" şeklinde konuştu.
Ağacı ilk gördüklerinde şaşkınlığını gizleyemeyen vatandaşlardan Erhan Koç ise, "Daha önce böyle bir ağaç görmedim. Akhisar'dan geldim buraya ve ilk defa şuan ağacı görüyorum. İlginç olmasının yanı sıra ağacı bu şekilde düşünmeleri gerçekten çok güzel. Keşke herkes doğayı bu şekilde düşünse" dedi.